DENİZCİNİN RAMAZANI |
Sahur sevabından mahrum kalmamak için - VEHBİ HORASANLI Askerî okulda olmamıza rağmen iftar ve sahur yemeklerimiz sanki “ailemizle birlikteymişiz” gibi hoş ve güzel geçiyordu. Öyle ki oruç tutmayan sınıf arkadaşlarımız bile bu güzel kaynaşma ortamından istifade etmek için iftar yemeklerine geliyor, hatta sahura bile kalkıyorlardı. Askerî okullarda hemen hemen her şey tören nizamında yapılır. Sabah akşam “tabur” adını verdiğimiz içtimalarda toplanır, uygun adımla gider gelirdik. Hatta yemekhaneye giderken bile uygun adım yürür, üst sınıfların yerleşmesini bekler, nöbetçi subayının izniyle yemeğe başlardık. Nöbetçi subayı “Tanrının adıyla” der, biz de aynısını tekrarlayarak yemeğe başlardık. Tabiî bu arada benim gibi bir çok kişi, hatta sesli bir şekilde besmele çeker öyle yemeğe başlardı. Yemek sonunda yine komutla “çok şükür” der, eğer ses zayıf çıktı ise tekrarlatılır böylece şükür vazifemizi de yapmış olurduk. Kısaca her ne kadar “laiklik” adı altında dinden ayrılıyoruz dense de, geleneklerimiz sayesinde dinî vecibelerimizi “zorla” olsa da yapmış oluyorduk. Sekiz senelik askerî okul hayatı ister istemez öğrencileri bu törensel düzenden dolayı bıktırırdı. Fakat iftar ve sahur sofralarında askerî veya törensel âdetler çok aza indirilmişti. Meselâ normal yemeklerde “Tanrının adıyla” diyerek başlarken, bu sefer besmele çekip afiyetle yemeğimize başlayabiliyorduk. Bazı sınıf arkadaşlarım oldukça iştahlıydı. Günde üç öğün yemek yedikleri yetmiyormuş gibi bir de sahur yemeğine kalkanlara da rastlıyorduk. Böyle bir durum Bektaşi fıkralarına dahi konu olmuştur. Bir tanesinde; Bektaşi’ye sahura kalktığını görünce bir gün sormuşlar: —"Hayrola erenler, hani sen oruç tutmuyordun? —Ne yani, oruç sevabından mahrum kalıyorum bir de sahur sevabından da mı mahrum kalayım." diye cevap vermiş. Aynen bu Bektaşi gibi davranan arkadaşlarımıza hiç kimse kızmıyor, Ramazan bereketi ile dolu olan sofralarımızdan herkes neşeyle kalkıyordu. Cenâb-ı Allah, bütün ümmet-i Muhammed’in sofralarından bereketi eksik etmesin… |
04.09.2009 |