04 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

DENİZCİNİN RAMAZANI

Sahur sevabından mahrum kalmamak için - VEHBİ HORASANLI

Askerî okulda olmamıza rağmen iftar ve sahur yemeklerimiz sanki “ailemizle birlikteymişiz” gibi hoş ve güzel geçiyordu. Öyle ki oruç tutmayan sınıf arkadaşlarımız bile bu güzel kaynaşma ortamından istifade etmek için iftar yemeklerine geliyor, hatta sahura bile kalkıyorlardı.

Askerî okullarda hemen hemen her şey tören nizamında yapılır. Sabah akşam “tabur” adını verdiğimiz içtimalarda toplanır, uygun adımla gider gelirdik. Hatta yemekhaneye giderken bile uygun adım yürür, üst sınıfların yerleşmesini bekler, nöbetçi subayının izniyle yemeğe başlardık.

Nöbetçi subayı “Tanrının adıyla” der, biz de aynısını tekrarlayarak yemeğe başlardık. Tabiî bu arada benim gibi bir çok kişi, hatta sesli bir şekilde besmele çeker öyle yemeğe başlardı.

Yemek sonunda yine komutla “çok şükür” der, eğer ses zayıf çıktı ise tekrarlatılır böylece şükür vazifemizi de yapmış olurduk. Kısaca her ne kadar “laiklik” adı altında dinden ayrılıyoruz dense de, geleneklerimiz sayesinde dinî vecibelerimizi “zorla” olsa da yapmış oluyorduk. Sekiz senelik askerî okul hayatı ister istemez öğrencileri bu törensel düzenden dolayı bıktırırdı. Fakat iftar ve sahur sofralarında askerî veya törensel âdetler çok aza indirilmişti. Meselâ normal yemeklerde “Tanrının adıyla” diyerek başlarken, bu sefer besmele çekip afiyetle yemeğimize başlayabiliyorduk.

Bazı sınıf arkadaşlarım oldukça iştahlıydı. Günde üç öğün yemek yedikleri yetmiyormuş gibi bir de sahur yemeğine kalkanlara da rastlıyorduk. Böyle bir durum Bektaşi fıkralarına dahi konu olmuştur. Bir tanesinde;

Bektaşi’ye sahura kalktığını görünce bir gün sormuşlar:

—"Hayrola erenler, hani sen oruç tutmuyordun?

—Ne yani, oruç sevabından mahrum kalıyorum bir de sahur sevabından da mı mahrum kalayım." diye cevap vermiş. Aynen bu Bektaşi gibi davranan arkadaşlarımıza hiç kimse kızmıyor, Ramazan bereketi ile dolu olan sofralarımızdan herkes neşeyle kalkıyordu.

Cenâb-ı Allah, bütün ümmet-i Muhammed’in sofralarından bereketi eksik etmesin…

04.09.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Başlıklar

  BİR ÂYET, BİR YORUM

  PEYGAMBER KISSALARI

  Bir Sahabenin Hayatı

  SOHBET İKLİMİ

  RAMAZANİYE

  BEHLÜL DÂNÂ VE HARUN REŞİD

  RAMAZAN HÂLLERİ

  BEDİÜZZAMAN’IN VASIFLARI VE SOSYAL İLİŞKİLERİ

  RİSÂLE-İ NUR’DAN SORULAR VE CEVAPLAR

  MİNİ HİKÂYELER

  MİNİKLERİN DÜNYASINDA RAMAZAN

  İNCİR ÇEKİRDEĞİ

  İLMİHAL

  DÜŞÜNCE KIRINTILARI

  DENİZCİNİN RAMAZANI

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.