MİNİ HİKÂYELER |
‘Sen hep ‘el’ (yabancı) dedin’ - NEVİN ALAN Bir grup hanım kardeşle evdeki önceliklerimiz hakkında konuştuk. İçimizden birisi içi cızlayarak çocuklarına uyguladığı ve şu an ona çok vicdan azabı yaşatan yapısını açıkladı. İçimizde bu huydaki kardeşlerin de geç kalmadan kendilerini bu doğrultuda hesaba çekmelerini arzu ettim. “Ben çok titiz bir ev hanımıyım. Öyle olunca evdekiler de benden çok çektiler. Şu an bizden uzakta tahsil hayatını sürdüren kızım ve oğlum var. Kızım, kendisini evden uğurlarken içime hançer gibi saplanan acı kelimeleri sıraladı: ‘Anneciğim, sen her zaman ‘Başkaları ne der?’ dedin, bizim her hareketimizi sınırladın, başkalarına göre düzen hazırladın. Şimdi rahatça tertibini, temizliğini yaparsın. Sen hep el dedin.’” Tercih sıralamasında önceliklerimiz neler? Bunu çocuklarımıza nasıl yansıtıyoruz? Değerlendirecek olursak şöyle ki: “Aman evi dağıtma, misafir gelecek, oyuncaklarını topla arkadaşlarının yanında çıkarma kırarlar, bana ne kadar dağınık kadın derler vs...” gibi olumsuz ve itici davranışlarımızı yansıttığımız çocuklarımız bir zaman sonra gitgide bizlerden uzaklaşırlar. Ellerini neye uzatsalar bakışlarla takip ediliyor düşüncesiyle tedirgin olurlar. Sırf başkası beğensin, yargılamasın, eleştirmesin, pohpohlasınlar diye yapılan bu negatif ve huzursuzluk malzemesi çıkışlarımızın sonucu da maalesef acı olacaktır. Yıllar sonra yavrularımız, eğitim veya evlilik vasıtasıyla bizlerden uzaklara giderken ve kapıda vedalaşırken içimizi parçalayan şu sözleri sıralayacaklar: “Zaten her zaman ve her ortamda tercih sıralamasında sen hep ‘el’ dedin” |
04.09.2009 |