ŞEYTANIN DESİSELERİ |
İslâmda inkılâb yapma hevesi, şeytanî bir desisedir - İBRAHİM ERSOYLU Avrupa’yı körü körüne taklit eden ve hamiyet gösterisi yapan ehl-i bid’a1 diyorlar ki: “Fransız İhtilâlinden sonra Avrupa’da Hıristiyan dininde inkılap yapıldı. Başlangıçta inkılapçılara mürted (dinden çıkmış) denildi. Sonra Hıristiyan olarak kabul edildiler. Öyle ise İslâmiyette böyle dinî bir inkılap yapılabilir.” İslâmın Hiristiyanlık dini ile mukayese edilmesi yanlış bir kıyastır. Çünkü Hıristiyanlık dininde, yalnız dinî esaslar Hz. İsa’dan (as) alındı. Sosyal hayata ve dinin teferruatına dair olan hükümlerin çoğu, havariler ve ruhani reisler tarafından teşkil edildi. Önemli bir kısmı da daha önceki kutsal kitaplardan alındı. Hz. İsa (as), devlet kurup onu yönetme gibi bir vazifeye merci olan bir hükümdar olmadığından, Onun şeriatında olamayan ve getirdiği dinî esaslara dışarıdan ilâve edilen örfî kanunlar ve medenî düsturların değiştirilmesi ile yapılan inkılap, Hz. İsa’yı (as) tekzip ve onu inkâr anlamını vermez. Hz. Muhammed (asm) ise, iki cihanın sultanı olup getirdiği dinin esaslarını kendisi gösterdiği gibi, İslâmın en ince detaylarını dahi bizzat kendisi söz ve fiilleri ile insanlığa öğretmiştir. İslâmın ferdî ve sosyal hayata dair düsturları ve diğer teferruâtı değiştirilebilir bir elbise gibi olmayıp et ile tırnak gibidir. İnkılap adı altında, Onun koyduğu düsturları değiştirmek, Hz. Muhammed’i (asm) inkâr ve tekzip etmek anlamına gelir.2 “Böyleleri, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar.”3
Dipnotlar:
1- Ehl-i bid’a: Dinde olmayan şeyleri dine sokuşturan art niyetli kimseler. 2- Mektûbât, (Yeni tanzim, s.736, 737.) 3- Buhari, Feyzü’l-Kur’ân: 35. |
01.09.2009 |