Basından Seçmeler |
Ufukta ‘asker açılımı’ olabilir mi?
Bu yıl üniversite giriş sınavlarının en çarpıcı sonuçlarından biri, pek çok özel üniversitenin adaylar tarafından tercih edilmediği için kontenjan açığı sorunuyla karşılaşması... Neredeyse 1,5 milyon genç sınava katılıyor, ama tercihlerini yaparken kolayca girebilecekleri düşük puanlılar da dahil paralı eğitim kurumlarını pek tercih etmiyor. Ekonomik kriz etkili elbette, ama tablonun ekonomik olmayan başka sebepleri de herhalde vardır. Konuyu dostlarla konuşurken, biri, “Bu da bir şey mi?” diyerek dikkatlerimizi Radikal gazetesinde o gün çıkan bir yazıya çekti: Gençler askeri okullara ilgi duymuyormuş; orada da birkaç yıldır kontenjanlar dolmuyormuş... Yazar Murat Yetkin’in kaynağı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli olan Ora. Metin Ataç... Hemen bütün gazetelerde ‘devletin güleç yüzü’ vurgulamasıyla yer alan Gül, Şahin, Erdoğan, Başbuğ fotoğrafları Ora. Ataç’ın emeklilik töreninde çekilmişti. Kendisiyle de dalga geçebilen çelebi bir kişiliği olduğu anlaşılıyor emekli komutanın... Veda konuşmasında aktardığı anekdotlara katılımcılar hep birlikte gülmüşler... İşte o törende işitmiş Radikal yazarı aktardığı cümleleri. Okuyalım: “Ataç, geçen yıl Deniz Lisesi’ne 250 kişi almak için hazırlık yaptıklarını, ancak 113 kişi alabildiklerini, bu yıl ise tanıtım kampanyaları sonucu 200 öğrenci almayı umduklarını söyledi.” Yazar başka ilginç bilgiler de veriyor: “Evet, itibar sıralamasında ordu, hâlâ, siyasetin, yargının, üniversitenin, medyanın üzerinde, Ama gençler artık subay olmak istemiyorlar. Başka türlü de söyleyelim. Subay olmak isteyenler artık ağırlıkla orta sınıftan değil, düşük gelir ve eğitim düzeyindeki çaresiz ve fırsat arayışı içindeki kesimden çıkıyor. Bir nedeni, subay maaşlarının diğer devlet memurlarıyla karşılaştırıldığında giderek gerilemesi, buna karşın hayat riskinin yüksek olması. Ama moral nedenler de var. Örneğin, türban tartışmasının getirdiği bir yabancılaşma etkisi var mıdır? Bunu araştırmak da askeri yetkililere düşüyor.” Herhalde o şaşırtıcı cümleyi sizler de fark ettiniz. Murat Yetkin, askeri okulların gençler arasında rağbet görmemesinin sebeplerini zihninde tartarken sarf ediyor o şaşırtıcı “Örneğin, türban tartışmasının getirdiği bir yabancılaşma etkisi var mıdır?” soru-cümlesini... Çok uzun yıllardır ilk kez böyle bir cümle içerisinde okudum ‘türban’ sözcüğünü... Umarım, askeri yetkililer, Yetkin’in temennisine uyarak, bu konuyu araştırmaya değer bulurlar... Araştırırken askeri liseler konusunda tercihlerin gençler tarafından değil daha çok o gençlerin ailelerince yapıldığını da hesaba katmalılar. Bizde lise çağına henüz gelmiş genç “Hangi liseye gideyim?” demez, onun namına ailesi “Bizim oğlanı-kızı hangi liseye gönderelim?” der... Kimi düz liseye yazdırırken, kimi Anadolu liseleri veya özel okullar için açılan sınavlara sokar, kimi için de tercih askeri lise veya imam hatip lisesi olur... Haklarından devlet eliyle mahrum edildikleri halde imam hatiplere rağbetin arkasının pek kesilmediği bilenler tarafından söyleniyor; buna karşılık askeri liselerin eskisi kadar ilgi görmemesi dikkat çekici... Acaba aileler, çocuğunun subay olunca alacağı maaşla diğer devlet memurlarının maaşını mukayese ederek mi tercihte bulunuyorlar gerçekten? Bir soru daha: Murat Yetkin’in ‘geriledi’ demesine rağmen subay maaşlarının diğer memurların maaşından hiç de geri olmadığını bilmiyorlar mı? Tercihin gelirle, maaşla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Madem soru sormaya başladık, devam edebiliriz: Subay olmak isteyenler eskiden orta sınıfın çocukları mıydı, yoksa düşük gelir düzeyinde ailelerin çocukları mı? Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ bu hafta memleketi Afyon’daydı; birçok başka yerle birlikte mezun olduğu ilkokulu da ziyaret etti ve mektep arkadaşlarıyla buluştu. Dört-beş ilkokul arkadaşıyla birarada çekilen fotoğraflarını herhalde görmüşsünüzdür; askeri okula gitmeseydi o da diğerleri gibi olacaktı. O fotoğraftakiler zengin veya orta sınıf insanlar gibi mi göründü gözünüze? Yok canım, ay sonunu denkleştirme çabasında insanlardı işte... Gençlerin ve ailelerinin gözünü kamaştıracak, aklını çelecek, askeri okula gitme arzusunu kamçılayacak bir fotoğraftı o... Konu üzerinde düşünürken, eline pimi çekilmiş bomba tutuşturulan gencin babasının televizyon ekranına akseden hali ve şu sözleri zihnime hücum ediyor: “Biz ordumuza güveniyorduk çocuklarımıza göz kulak olur diye, askerimize de güvenmeyeceksek kime güveneceğiz?” Sohbetin burasında bir dostum konuşmayı bitirecek şu sözü söyledi: “Açılım sözcüğü çok moda ya bu günlerde, esas gereken ‘asker açılımı’ bence...” Bence de...
Yeni Şafak, 31 Ağustos 2009 |
Taha Kıvanç 01.09.2009 |