*“Onun için kalp gözü ağladı ve ağlayıcı katreleri döktü. Kalp gözü ağladığı gibi, döktüğü her bir damlası da, o kadar hazîndir. Ağlattırıyor, güya kendisi de ağlıyor. O damlalar, gelecek fârisî fıkralardır.” (Sözler, 2004, s. 344)
Kalp gözünün ağlaması ve ağlayıcı katreleri dökmesi... Sahi hiç kalp gözümüzün ağladığını fark ettik mi? Kalp gözü nasıl ağlar? Kalp gözünün ağlaması ile dökülen gözyaşı damlalarının hazin ve hüzünlü, acıklı oluşunu hissedebiliyor muyuz? Sanırım maharet burada olsa gerektir. Bir iç burkulması ve acziyetin zirvesine taşınmak ve fenadan bekaya çıkmak... Ağlattıran ve kendisi de ağlayan Farisî beyitten İnşaallah nasibimizi almak dileğiyle…
*“İşte o damlalar ise, Nebîi Peygamber olan bir Hakîmi İlâhî’nin Kelâmullah içinde bulunan bir kelâmının bir nev'î tefsiridir.” (Sözler, 2004, s. 344)
Damlalar bizim bildiğimiz mânâların dışında olan damlalar... İlâhî damlalar... Kendisine kitap indirilmeyen (sahife indirilen) bir peygamber ve İlâhî hikmetle şereflenen Nebiyyi peygamber olan Hz. İbrahim’in (as) Kelâmullah içerisinde yani Kur’ân’da bulunan bir kelâmının tefsirini İnşaallah anlamaya “Ben batıp gidenleri sevmem” (En’am Suresi: 76) diyebilme bahtiyarlığına erişmeyi Rabbimizden dileyerek başlayalım İnşaallah.
|