Tevafuklarla dolu bir başlangıç yaptık oruç ayı Ramazan’a… New Orleans’taki Gustav kasırgası sebebiyle iki milyon insan tahliye edildi ve şehirler boşaltıldı. Aynı gün Amerika’nın millî bir günü olan Labor Day (İşçi Günü) dolayısıyla resmî tatildi. İşçi sınıfına ithaf edilmiş bugünün Ramazan’la tevafuk etmesi dikkat çekici bir durumdu. Tabiî bunun yanında Müslümanlara adeta bir jest mahiyetinde, oruçlu olduğumuz ilk gün resmî tatile denk geldik.
Gustav kasırgası, Labor Day ve Ramazan-ı Şerif’in ilk gününün tevafuk etmelerinin muhakkak hikmetleri vardır. Söz gelimi Mustafa Özcan, dokuz rakamlarının tevafuk etmesini irdelediği yazısında (Yeni Asya, 1.9.2008) bu Ramazan’ın “ekber” derecesinde olabileceğini yazmıştı. Biz de bu çıkarımı, duâ mahiyetinde olabilecek kuvvetli bir ümitle tasdik ettik. Ramazan-ı Ekber kavramının muhtevasına uygun olarak şunu söyleyebiliriz ki, en büyük olması hasebiyle—o çıkarımlar—bütün insanlığı etkileyecek veya ilgilendirecek mahiyettedir; bütünü ilgilendiren tevafuklar diyelim bunlara. Bizim şahid olduğumuz tevafuklar ise daha yerel mânâda ele alınabilir. Yerelliğini genele yayacak işaretler de taşımıyor değil tabi. Çünkü Cumhuriyetçi Parti’nin kongresi de aynı gün yapılmaya başlandı. John McCain bu kongrenin sonucunda tıpkı Demokratların adayı Barack Obama gibi, Cumhuriyetçi Parti’nin resmen başkan adayı olacak. İslâm dinine nasıl da önyargılı ve saldırgan yaklaştıklarını bildiğimiz neoconların gövde gösterisi de diyebiliriz. Tabi Gustav Kasırgasının gölgesinden kurtulabilirlerse…
Ramazan-ı Şerifin ictimâî hayatımıza bakan kuvvetli yönü gibi; bu tevafukların da ictimâî ve siyasî hayata bakan kuvvetli yönleri var. Bu tevafuklar bunu ihtar ediyor diyebiliriz. Kâinatta tesadüfe tesadüf edilememesi ve icrâ olunan intizamın harikulâdeliği, bu tevafuklara bakış açımızı temellendiriyor ve ümidimizi kuvvetlendiriyor. Bu tevafukları boş ve mânâsız olarak görmüyoruz. Ümmet-i Muhammed (Aleyhisselatü Vesselâm) için hayırlı günler ümit ediyoruz.
MONTGOMERY’DE HATİMLİ TERAVİH
Kısa bir zaman önce Montgomery’e taşındığım için, buradaki Müslümanlarla irtibata geçemeden Ramazan’a kavuşmuş olduk. Bulunduğumuz yerdeki Müslüman toplumla irtibatlı olmak, özellikle kardeşlik duygularının doruğa çıktığı Ramazan-ı Şerif’te, çok daha önem taşıyan bir husus.
Biz de hem Montgomery’deki Müslüman toplumu tanımak, hem de teravih namazını edâ etmek için internet vasıtasıyla bir mescid bulup oraya gittik. Pakistan ve Hindistanlı Müslümanların çoğunlukta olduğu bu mescitte teravih namazımızı edâ ettik. Allah kabul eylesin. Yeni taşınmam dolayısıyla yabancılık çektiğim bu şehirde, omuz omuza namaz kıldığım Müslüman kardeşlerim, bu yabancılığı giderdiler. Mânevî atmosferi burada da solumak şükrü edâ edilemeyecek bir nimet olsa gerek.
Bu arada çok güzel bir uygulamaya şahit oldum, bunu sizlerle de paylaşmak istiyorum. Hatimli teravih kılacağımızı bilmiyordum. Namaza başladıktan sonra fark ettim. Her dört rekâtın sonunda—dinlenmeye de vesile olsun diye—imamlık yapan Müslüman kardeşimiz Sahih-i Buhari’den Ramazan’la ilgili hadisler okuyor. Benim ilgimi çeken; orijinal bulduğum ve uygulanmasını tavsiye edeceğim uygulama ise şuydu:
Teravihin sonunda birinci cüz’ün bitmediğini fark ettim. Neden diye düşünürken, imam kardeşimiz bir hatırlatmada bulundu: “Ramazan içerisinde herkesin bir hatim indirmesi için, hem mescitteki bu güzel mânevî havayı evimize taşımak için, hem de cemaati sıkmamak için kaldığımız âyetten itibaren evde devam edip birinci cüz’ü bitirebilirsiniz. Yarınki Teravih namazımızda ikinci cüz’den başlayacağız İnşaallah…” deyince hem kafama takılan soruma cevap bulmuş, hem de harika bir hatim indirme sistemini öğrenmiş oldum.
Hepinize hayırlı Ramazanlar…
|