Kıbrıs Uzmanı Sezer, 3 eylül'de başlayacak sürecin fazla süreceğini düşünmediğini belirterek, "eğer çözüm niyeti varsa 2008 sonuna kadar çözüm olabilir" dedi.
AVRASYA Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Kıbrıs Uzmanı Sema Sezer, Kıbrıs’ta 3 Eylülde başlayacak yeni sürece ilişkin olarak, taraflarda çözüm niyeti olması halinde Kıbrıs sorununda 2008 sonuna kadar bir çözüme ulaşılabileceğini, ancak yeni sürecin fazla süreceğini düşünmediğini belirtti.
Sezer, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum kesimi lideri Dimitris Hristofyas görüşmesinin sonuçlarına ilişkin olarak AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, “Kıbrıs sürecinde yıllar boyu iki halk arasında ne var, ne yok görüşüldüğünü” ifade ederek, “Eğer çözüm niyeti varsa 2008 sonuna kadar çözüm olabilir” diye konuştu.
Ancak 21 Martta iki liderin görüşmesi sırasında kapsamlı görüşmelere 3 ay sonra yani 21 Haziranda başlanacağı yönünde yapılan açıklamayı hatırlatan Sezer, “Uluslar arası camianın da, Türk tarafının da sorgulaması gereken şey, mutabakat olduğu halde görüşmelerin niye 21 Haziranda başlamadığıdır” dedi.
Varılan sonucun Rum tarafının süreci geciktirme girişiminin neticesi olduğunu ifade eden Sezer, süreci sürekli erteleme girişimlerinin Rumların çözümden başka niyetleri bulunduğunu gösterdiğini, Rumların esas olarak AB sürecindeki kritik konular üzerinden Türkiye’ye baskı kurmaya çalıştıklarını ifade etti.
Bunlar arasında, “Türkiye’nin liman ve havaalanlarını Rum kesimine açmasını, Ankara Anlaşması ek protokolünün TBMM’de onaylanıp uygulanmasını” sayan Sezer, bu şartların kabul edilmesi durumunda Rumlar için zaten Kıbrıs diye bir sorunun kalmayacağını, ancak Türkiye’deki hiçbir siyasî iradenin bu şartları kabul edeceğini sanmadığını kaydetti.
“3 Eylülde başlayacak sürecin fazla süreceğini düşünmüyorum” diyen Sezer, “sürecin Rumların istekleri sebebiyle çökeceğini ve arkasından KKTC’nin tanınma sürecinin en geç 5 yıl içinde başlayacağını” düşündüğünü belirtti. Rumların, Türkiye’deki iç gelişmeleri Kıbrıs sürecini etkileyebileceği gerekçesiyle propaganda aracı olarak kullandıklarını belirten Sezer, siyasî iktidar ve devletin kurumlarının tamamen ayrı varlıklar olduğunu ifade ederek, “O yüzden ben kapatma dâvâsı sonucunda çıkacak karar her ne olursa olsun, Kıbrıs’taki sürece olumsuz etkisi olacağını düşünmüyorum” diye konuştu.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI, KARARDAN MEMNUN
DIŞİŞLERİ Bakanlığı, ‘’Kıbrıs’ta iki liderin kapsamlı müzakereleri başlatma kararına varmalarını’’ memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Bakanlık tarafından bugün yapılan açıklamada, ‘’Kıbrıs’ta iki liderin önceki gün (25 Temmuz) gerçekleştirdikleri görüşmede, 3 Eylül tarihinde kapsamlı müzakerelerin başlatılmasına karar vermiş olmalarını memnuniyetle karşılıyoruz’’ denildi.
Açıklamada, ‘’Türkiye başından beri Kıbrıs sorununun yerleşik BM parametreleri olan iki kesimlilik, siyasî eşitlik, iki eşit Kurucu Devletin kuracağı yeni ortaklık temelinde çözülebilmesini teminen BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde kapsamlı müzakerelerin başlatılmasını desteklemekte olduğu’’ kaydedildi. Türkiye’nin, ‘’Kıbrıs’ta iki taraf arasında 3 Eylül’de başlatılacak müzakere sürecine de bu anlayış doğrultusunda tam desteğini vereceğinin ifade edildiği açıklamada şöyle denildi: ’’Görüşmede liderler ayrıca 21 Mart Süreci çerçevesinde kurulan Teknik Komitelerin yürüttüğü faaliyetler sonucunda çevre, kültürel miras, kriz yönetimi gibi işbirliği yapılacak alanları kapsayan 16 başlıkta çalışmaların başlatılmasına da karar vermişlerdir. Türkiye, Kıbrıs Türk tarafının inisiyatifiyle başlatılmış olan Teknik Komitelerin çalışmalarından olumlu sonuçlar alınmasını dilemekte ve Ada’da iki taraf arasında güven ve işbirliği ortamını tesis etmeye yarayacak bu yöndeki faaliyetleri desteklemektedir.’’
|