Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB üyeliği sürecinde hedefe kilitlendiklerini ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini ifade ederek, “Önemli olan, günlük siyasi tartışmalardan yeise kapılmaksızın hedefe kilitlenmek ve bu doğrultuda adım adım ilerlemektir” dedi.
Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nin 2008 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan Babacan, “Batıda radikalizm ve terörizmi münhasıran İslam coğrafyasıyla özdeşleştirmek gibi vahim bir hata işlendiğini” belirterek, “İslamla demokrasinin uyum içinde bir arada yaşayabilirliğinin en güzel kanıtı olan Türkiye, farklı kültür ve dinler arasında husumet ortamı oluşturan ve olumsuz önyargıları pekiştiren yanlış gidişatın durdurulmasına yönelik çabalarda öncü rol oynamaktadır. Bu çerçevede, İspanya ile birlikte BM çatısı altında ortak sunuculuğunu yaptığımız “Medeniyetler İttifakı” girişimi artık olgunlaşma dönemine girmiş olup, önümüzdeki dönemde somut meyvelerini vermeye başlayacaktır” dedi.
Türkiye’nin tam üyeliğe giden süreçte üzerine düşenleri yerine getirme konusunda gereken iradeye sahip olduğunu vurgulayan Babacan, demokratikleşme, insan hakları ve hukuk devleti temellerinin güçlendirilmesi alanlarında yapılan “sessiz bir devrimin” kesintiye uğramadan devam edeceğini açıkladı.
AB üyeliği ile ilgili endişeye gerek olmadığına dikkat çeken Babacan, “Reformları sürdürdüğümüz ve sistemimizi AB mevzuatına uyarlamaya devam ettiğmiz sürece, üyelik takvimiyle ilgili endişe etmemize gerek yoktur. Buna karşılık, Türkiye diğer aday ülkelere uygulanan objektif kriterlerin dışında üyelikle ilgisi olmayan konuların kriter gibi dayatılmasını da kabul etmeyecekir. Tam üyeliğe alternatif teşkil edecek herhangi bir formülün telaffuz dahi edilmemesi gerektiğini hep vurguladık ve bunu her vesileyle kayda geçirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Türkiye’ye AB tarafından çifte standart uygulandığı veya bazı ülkelerin çıkardığı güçlükler yüzünden Türkiye’nin tam üyeliğinin zora girdiği yolundaki hissiyatın toplumda güç kazandığının bilincinde oldularını hatırlayan Babacan, “AB üyesi ülkelerdeki çeşitli siyasi eğilimlerin zaman içinde daha değişik yaklaşımlar sergilemeye başlayabildiklerini unutmamak gerekir. Önemli olan, günlük siyasi tartışmalardan yeise kapılmaksızın hedefe kilitlenmek ve bu doğrultuda adım adım ilerlemektir. Biz de esas itibariyle bunu yapmaktayız. İnanıyoruz ki, Türkiye’nin üyeliğine şu veya bu nedenle karşı çıkar görünen ülkelerde de sonunda aklı selim galebe çalacak ve bu süreç zamanı geldiğinde tam üyelikle sonuçlanacaktır” dedi.
Babacan, Türkiye’nin dış politika gündemindeki bir çok konuda da bilgi verdi. Türkiye’nin AB sürecinde son yıllarda geriye gidişin olduğunu belirten milletvekilleri de Babacan’a bu yönde soru iletti.
HP’li Mustafa Özyürek, “Türkiye sanki AB ilişkilerini geri plana attı. Seçimler bahane ediliyor” şeklinde konuşurken, DTP’li Hasip Kaplan AB yolculuğunda 5’te olması gereken vitesin 1’e gerilediğini vurguladı.
|