Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Keşmir konferansında Bediüzzaman mesajı

Pakistan-Türkiye Kültür ve Dostluk Derneğinin organize ettiği ve Keşmir’in problemlerinin masaya yatırıldığı sempozyumda konuşan Şemsettin Türkan, İslâm dünyasının sorunlarının çözümünde Bediüzzaman’ın fikirlerinin çare olduğunu ifade ederek, “İslâm ülkelerinin ciddî problemleri vardır. Çözüm reçetesi de Bediüzzaman Said Nursî’nin Hutbe-i Şamiye isimli eserindeki altı çaredir” dedi.

Kültürlerarası Araştırma ve Dostluk Vakfı Başkan Yardımcısı Şemsettin Türkan, “İslam ülkelerinin ciddi problemleri vardır. Çözüm reçetesi de Bediüzzaman Said Nursi’nin Hutbe-i Şamiye isimli eserindeki altı çaredir” dedi. Pakistan-Türkiye Kültür ve Dostluk Derneği’nin organize ettiği ve Anadolu Ajansı Konferans Salonunda gerçekleşen sempozyum Keşmir’in problemlerini masaya yatırıldı.Sempozyumun açılış konuşmasını Pakistan-Türkiye Kültür ve Dostluk Derneği başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Burhan Kayatürk yaptı.

Kayatürk, “Keşmir’li kardeşlerimizle kaynaşma, dayanışma ve yardımlaşma amacıyla bu sempozyumu her yıl düzenli olarak gerçekleştiriyoruz. Şubat ayında inşallah daha geniş bir sempozyum düzenleyerek aramızdaki bağları kuvvetlendirmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Konuşmasında Keşmir sorununa da genel olarak değinen Kayatürk, “Keşmir’in sorunları, 1974 yılında Hindistan’dan ayrıldığından beri çözülemedi. Sorunun temeli ise, Hindistan’ın Keşmir üzerinde verdiği sözleri yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır. Çözüm için tek yol referandum yapılması ve halkın kendi kaderini kendisinin belirlemesidir. Pakistan da şu an içinde bulunduğu problemlerden kurtulmak için bir an önce demokratik bir atılım yaparak seçimleri gerçekleştirmelidir” diye konuştu.

Kayatürk’ün ardından söz alan Türkiye-Pakistan Dostluk Derneği Genel Sekreteri İrfan Nasrattinoğlu, Keşmir’in temel hakkı olan Pakistan’a bağlanması gerektiğini belirterek: “Keşmir halkının neredeyse tamamı Müslüman’dır ve bu Müslüman halkın Pakistan’a bağlanması da en temel hakkıdır. Hindistan’ın gerçekleştirdiği sindirme politikaları, 1974’den beri hiçbir neticeye varamamıştır, Keşmir Pakistan’a bağlanmadıkça varamayacaktır da” diye konuştu.

Pakistanlı Prof. Dr. Yakup Muçhal da yaptığı konuşmada Türkiye ile Pakistan’ın her zaman birlik olduğunu vurgulayarak: “Türkiye her zaman Pakistan’ın yanında yer almıştır. İki ülke arasındaki dostluk çok sağlam temellere dayanmaktadır. Pakistan’daki sorunların çözümüne değinirsem, bu konuda Birleşmiş Milletler sorunu kasıtlı olarak halletmemektedir. Bundan dolayı biz Müslüman ülkeler olarak kendi sorunlarımızı kendimiz halletmeli, birlik olmalıyız.” dedi.

Sempozyumun devamında söz alan Türkiye’de okuyan Mehran isimli Pakistan’lı bir öğrenci, Türkçe olarak yaptığı konuşmasında Türkiye’deki okulu bitirdikten sonra ülkesine dönüp hizmet etmek istediğini belirterek: “Keşmir kurulduğundan beri kan, gözyaşı ve sorunlar bir türlü bitmedi. Ben ülkemde okuyamadım ama Türkiye’de okuyabilme imkânını yakaladım. Okulumu bitirdikten sonra inşallah ülkeme dönüp hem Pakistan’a hem de Türkiye’ye hizmet etmek istiyorum.” diye konuştu.

Sempozyum sonunda konuşmacılara ve Pakistan-Türkiye dostluğunda emeği geçenlere birer plaket verildi. İSLÂM ÜLKELERİ BEDİÜZZAMAN’A KULAK VERMELİ İslam ülkelerinin problemlerinin Bediüzzaman’ın çözüm önerileriyle hallolacağını belirten Kültürlerarası Araştırma ve Dostluk Vakfı Başkan Yardımcısı Şemsettin Türkan: “Mühim bir İslam âlimi olan Bediüzzaman Said Nursi, İslam ülkelerinin sorunlarını şu altı maddede özetliyor: Birincisi; ümitsizlik, ikincisi; doğruluğun ölmesi, üçüncüsü; düşmanlığa muhabbet, dördüncüsü; Müslümanların bağlandıkları dayanakları bilmemeleri, beşincisi; istibdat, altıncısı da; şahsi menfaatleri ön planda tutmaktır. Bu sorunlar tüm İslam ülkelerinin sorunları olduğu gibi Pakistan’ın da sorunlarıdır. Bediüzzaman bunlara karşılık altı adet çözüm önerisi sunmuştur ki İslam ülkeleri problemlerini halletmek için bu çözüm önerilerine kulak vermelidirler” diye konuştu.

ANKARA / Cemil Yüzer

15.11.2007


 

Sınırları aşan iletişim gerçeği

Bu tür yasakların pratikte fazla yarar sağlamadığını belirten Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, “Mahkemenin ne tür bilgiler elinde var bilmiyoruz, ama artık sınırları aşan bir iletişim gerçeğiyle karşı karşıyayız. Türkiye’de yasaklanan bilgi başka kaynaktan öğrenilebiliyor” dedi. Abakay, “Yasaklananlar fısıltı gazetesiyle daha geniş bir kitleye ve belki daha yanlış biçimlerde yansıyabiliyor” diye konuştu. “Yasak dışında, duruşmanın kapalı oturumla görülmesi gibi çok farklı mekanizmalara başvurulabilirdi” diyen Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi de, “Millî güvenliği zedeleyecek bilgilerin açığa çıkabileceğine dair endişelerle alınan karar zorlama gibi geliyor bana” dedi.

Van’da askeri yargının verdiği yayın yasağı kararınına tepkiler gelmeye başladı.

Emekli askeri hakim ve savcı Ümit Kardaş, PKK’nin kaçırdığı ve daha sonra teslim edildikten sonra Türkiye’de tutuklanan sekiz askerle ilgili Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin getirdiği yayın yasağını, “dayanaksız” olduğunu açıkladı.

Yasak kararında Anayasa ve Basın Kanunu’ndaki istisnalara atıf yapıldığını ancak hangi kanundan yetki alındığının belirtilmediğini ifade eden Kardaş, yaptığı değerlendirmede, “Hazırlık soruşturmasında asker ifadeleri sızdırılmış ve gizliliğe aykırı davranılmışsa buna göre bir işlem yapılmalıydı” diye konuştu.

Kardaş’ın bu gözlemine katılan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, “Yasak dışında, duruşmanın kapalı oturumla görülmesi gibi çok farklı mekanizmalara başvurulabilirdi” dedi.

İpekçi, “Neden yayın yasağına ihtiyaç duyuldu anlamak mümkün değil. Artık yasaklarla çare aramak doğru değil” dedi. Haber kaynağı buldukça gazetecilerin haber vermek isteyeceklerini ifade eden İpekçi, “O vakit, bu kurumların da kendilerini bir gözden geçirmeleri gerekiyor” diye kouştu.

“Milli güvenliği zedeleyerek bilgilerin açığa çıkabileceğine dair endişelerle alınan askeri mahkeme kararı zorlama gibi geliyor bana” diyen İpekçi, hükümetin yasak talebinin Danıştay’tan dönmesini de hatırlatarak, “Bence bu karar da yargıdan döner” dedi.

YASAKLAMALARIN YARARI KALMADI

Bu tür yasak kararının pratikte çok fazla yarar sağlamadığını ifade eden Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, “Mahkemenin ne tür bilgiler elinde var mı bilmiyoruz ama bu tür yasaklamaların bir yararı kalmadı. Artık sınırları aşan bir iletişim gerçeğiyle karşı karşıyayız. Türkiye’de yasaklanan bilgiye başka kaynaktan öğrenilebiliyor” dedi. Abakay, “Yasaklananlar fısıltı gazetesiyle daha geniş bir kitleye ve belki daha yanlış biçimlerde kamuoyuna yansıyabiliyor. Sonuç vereceğini sanmıyorum” diye konuştu.

Hürriyet gazetesi başyazarı ve Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, konu ile ilgili kendisine yöneltilen bir soruya, “Türkiye çok kritik bir durumda, ülkenin bugünkü durumunu göz önünde bulunduracak olursak konulan sansüre karşı çıkmıyorum. Cumhuriyet’in 84. yılını kutluyoruz. 84 yılın en tehlikeli zamanını yaşıyoruz” diye cevap verdi.

Askeri Mahkeme, 2 Kasım’da “soruşturmanın amacından saptırılmaması, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi ve yanlış anlamalara sebebiyet verilmemesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması” amacıyla yayın yasağı kararı almıştı.

Yeni Asya / İSTANBUL

15.11.2007


 

Bu yasak kalıcı olmaz

rtük Başkanı Zahid Akman tutuklanan 8 askerle ilgili soruşturma konusunda getirilen yayın yasağı için, “Soruşturmanın selâmeti ve sonuçlandırılması açısından yasağa ihtiyaç duyulduğu anlaşılıyor. Yayın kuruluşlarının belli bir hassasiyet içinde hareket etmesi söz konusu olursa tahmin ediyorum bu yasakların kalıcı olması mümkün olmayacaktır'' dedi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman, tutuklanan 8 askerle ilgili devam eden soruşturma konusunda getirilen yayın yasağına ilişkin olarak, ‘’Soruşturmanın selameti ve sonuçlandırılması açısından böyle bir yasağa ihtiyaç duyulduğu anlaşılıyor. Bu manada yayın kuruluşlarının belli bir hassasiyet içinde hareket etmesi söz konusu olursa tahmin ediyorum bu yasakların kalıcı olması da mümkün olmayacaktır’’ dedi.

Akman, ‘’Almanya’da Yaşayan Türkler’in Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması’’nın sonuçlarının açıklandığı basın toplantısının ardından, tutuklanan askerlerle ilgili yayın yasağına ilişkin soruları cevapladı.

Van Askeri Mahkemesi’nin bu konuda bir yayın yasağı getirdiğini anımsatan Akman, bu tür uygulamaların dünyanın her yerinde bulunduğunu kaydetti. Akman, şunları kaydetti: ‘’İçinde bulunduğumuz şartlar çerçevesinde yayın içeriklerinin belirlenmesinde bir zorunluluk var. Bu duyarlılık gösterilirse, bu hassasiyetlere dikkat edilirse bu tür sorunların da olacağını sanmıyorum.’’

/ ANKARA

15.11.2007


 

Fırat: TBMM linç vasıtası olamaz

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin devlete yönelik suçlarla ilgili milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin teklifini değerlendirirken, “TBMM hiçbir zaman bir lincin vasıtası olamaz. Hukuk devletinde de böyle birşey yoktur’’ dedi.

Mehmet Mir Dengir Fırat, DTP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması tartışmaları hakkında, ‘’Meclis linç vasıtası olamaz, hukuk devletiyle çatışır’’ dedi. AKP genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Dengir Mir Mehmet Fırat, öncelikle hazırlanan anayasayı AKP’nin yapmasından dolayı kimi çevrelerce rahatsızlıklar olduğunu belirtti.

İnanç özgürlüğü ve başörtüsü yasağının yeni anayasada yer alıp almayacağına dair sorulan soru üzerine Fırat, “Yeni anayasada başörtüsü yasağına dair bir madde yer almayacaktır. Çünkü başörtüsü bir hak değil, inanç özgürlüğünün bir neticesidir. Başörtüsünü tartışma haline getirenler, egemenliği kullanmaya çalışan illegal birimlerdir. Başörtüsü ve din dersinden dolayı anayasa eleştirileri şuan hiç yapılmıyor. Bu da başörtüsü ve din dersinin bir oyun olarak kullanıldığını gösteriyor” cevabını verdi.

Cemil YÜZER / ANKARA

15.11.2007


 

MHP'den anayasa değişikliği teklifi

MHP, ‘’Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik suçlarda, milletvekilliği dokunulmazlığının hemen kaldırılması’’ konusunda hazırladığı anayasa değişikliği teklifini, partili milletvekillerinin imzasına açtı.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, yaptığı açıklamada, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin önceki günkü grup toplantısında yaptığı konuşmada, ‘’İlk önce, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı eylem ve suçlar için dokunulmazlık zırhını hemen kaldıralım’’ önerisinde bulunduğunu hatırlattı. Bu öneriyle ilgili çalışma başlattıklarını, tek maddelik bir anayasa değişikliği teklifi hazırladıklarını ifade eden Vural, bu teklifin partili milletvekillerinin imzasına açıldığını bildirdi. MHP Grup Başkanvekili Vural, ‘’Teklifin özünde, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik suçlarda milletvekili dokunulmazlığının hemen kaldırılması var. Anayasa değişikliği teklifi verebilmek için 110 milletvekilinin imzasına ihtiyaç var. Bizim sayımız buna yeterli değil. Bu suçlarla ilgili AKP ve CHP de rahatsız. Dolayısıyla bu konuda Mecliste bir mutabakat olduğunu düşünüyoruz. 70 milletvekili arkadaşımızın imzasını alacağız ve teklifi AKP ve CHP gruplarına götüreceğiz. Eğer gruplar arasında bir mutabakat olursa, ortak teklif halinde Meclis Başkanlığına sunacağız’’ diye konuştu.

/ ANKARA

15.11.2007


 

Demirtaş: Demokrasi zirvesi oluşturalım

Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, ‘’Tüm parti liderleri bir araya gelelim terör zirvesi değil, demokrasi zirvesi oluşturalım’’ dedi.

Demirtaş, DTP 2. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde seçilen Parti Meclisi’nin (PM) ilk toplantısı öncesinde basına açıklamalarda bulundu.

Konuşmasına ‘’zorlu bir süreçte kişisel ikbal ve maddi hiçbir beklenti olmaksızın’’ görev üstlendiklerini belirterek başlayan Demirtaş, ‘’çok zor koşullar altında siyaset yaptıklarını’’ söyledi.‘’Siyasi partilerin hepsinin ağız birliği ederek DTP’ye saldırdıklarını’’ ileri süren Demirtaş, ‘’Biz bu öfkenin kurbanı olmayacağız. Tüm bu saldırılara karşı bugüne kadar nasıl sağduyuyla yaklaştıysak, bundan sonra da bu sağduyuyu koruyarak ve toplumun karşısına projelerimizle çıkarak en güzel yanıtı vereceğimize inanıyoruz’’ diye konuştu.

/ ANKARA

15.11.2007


 

AB kararlılığımız sürüyor

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB üyeliği sürecinde hedefe kilitlendiklerini ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini ifade ederek, “Önemli olan, günlük siyasi tartışmalardan yeise kapılmaksızın hedefe kilitlenmek ve bu doğrultuda adım adım ilerlemektir” dedi.

Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nin 2008 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan Babacan, “Batıda radikalizm ve terörizmi münhasıran İslam coğrafyasıyla özdeşleştirmek gibi vahim bir hata işlendiğini” belirterek, “İslamla demokrasinin uyum içinde bir arada yaşayabilirliğinin en güzel kanıtı olan Türkiye, farklı kültür ve dinler arasında husumet ortamı oluşturan ve olumsuz önyargıları pekiştiren yanlış gidişatın durdurulmasına yönelik çabalarda öncü rol oynamaktadır. Bu çerçevede, İspanya ile birlikte BM çatısı altında ortak sunuculuğunu yaptığımız “Medeniyetler İttifakı” girişimi artık olgunlaşma dönemine girmiş olup, önümüzdeki dönemde somut meyvelerini vermeye başlayacaktır” dedi.

Türkiye’nin tam üyeliğe giden süreçte üzerine düşenleri yerine getirme konusunda gereken iradeye sahip olduğunu vurgulayan Babacan, demokratikleşme, insan hakları ve hukuk devleti temellerinin güçlendirilmesi alanlarında yapılan “sessiz bir devrimin” kesintiye uğramadan devam edeceğini açıkladı.

AB üyeliği ile ilgili endişeye gerek olmadığına dikkat çeken Babacan, “Reformları sürdürdüğümüz ve sistemimizi AB mevzuatına uyarlamaya devam ettiğmiz sürece, üyelik takvimiyle ilgili endişe etmemize gerek yoktur. Buna karşılık, Türkiye diğer aday ülkelere uygulanan objektif kriterlerin dışında üyelikle ilgisi olmayan konuların kriter gibi dayatılmasını da kabul etmeyecekir. Tam üyeliğe alternatif teşkil edecek herhangi bir formülün telaffuz dahi edilmemesi gerektiğini hep vurguladık ve bunu her vesileyle kayda geçirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Türkiye’ye AB tarafından çifte standart uygulandığı veya bazı ülkelerin çıkardığı güçlükler yüzünden Türkiye’nin tam üyeliğinin zora girdiği yolundaki hissiyatın toplumda güç kazandığının bilincinde oldularını hatırlayan Babacan, “AB üyesi ülkelerdeki çeşitli siyasi eğilimlerin zaman içinde daha değişik yaklaşımlar sergilemeye başlayabildiklerini unutmamak gerekir. Önemli olan, günlük siyasi tartışmalardan yeise kapılmaksızın hedefe kilitlenmek ve bu doğrultuda adım adım ilerlemektir. Biz de esas itibariyle bunu yapmaktayız. İnanıyoruz ki, Türkiye’nin üyeliğine şu veya bu nedenle karşı çıkar görünen ülkelerde de sonunda aklı selim galebe çalacak ve bu süreç zamanı geldiğinde tam üyelikle sonuçlanacaktır” dedi.

Babacan, Türkiye’nin dış politika gündemindeki bir çok konuda da bilgi verdi. Türkiye’nin AB sürecinde son yıllarda geriye gidişin olduğunu belirten milletvekilleri de Babacan’a bu yönde soru iletti.

HP’li Mustafa Özyürek, “Türkiye sanki AB ilişkilerini geri plana attı. Seçimler bahane ediliyor” şeklinde konuşurken, DTP’li Hasip Kaplan AB yolculuğunda 5’te olması gereken vitesin 1’e gerilediğini vurguladı.

Kemal BENEK / ANKARA

15.11.2007


 

MHP, teröre lanet mitingi düzenleyecek

MHP’nin İzmir’de teröre lanet mitingi düzenleyeceği bildirdi. MHP İzmir İl Başkanı Müsavat Dervişoğlu, düzenlediği basın toplantısında, Gündoğdu Meydanı’nda 9 Aralık Pazar günü yapılacak mitinge MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin katılacağını söyledi.

Dervişoğlu, şöyle konuştu:’’MHP’nin terör olayları karşısında çıkacağı yer sokaklar değil meydanlardır. Akan şehit kanlarının hesabını sormak, milletin sesini duyurabilmek için Gündoğdu Meydanı’nda olacağız. Terör olaylarını lanetleyeceğiz. ABD ve kuklalarını protesto edeceğiz.’’

/ İZMİR

15.11.2007


 

Irak’ta durum çok vahim

İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, işgalden bu yana Irak’ta 1 milyon insanın öldüğünü, 5 milyon çocuğun yetim kaldığını, 6 milyon Iraklının göç etmek zorunda kaldığını hatırlatırken, ABD Hayat Yardım Vakfı Başkanı Mücahid El-Feyyad, “Ambargo zamanında Iraklılar çok sıkıntı çekti ancak bugün durum çok daha vahim” dedi.

İHH İnsani Yardım Vakfı, Amerika, İngiltere, Brezilya, Avustralya, Fransa gibi farklı ülkelerden iki yüze yakın sivil toplum kuruluşunu, “Uluslararası Irak Yardım Konferansı’nda” bir araya getirdi. Toplantının açılışında konuşan yardım kuruluşlarının temsilcileri Irak’taki durumun son derece vahim olduğuna dikkat çekti.

Irak’taki durumun ele alındığı “Uluslararası Irak Yardım Konferansı” dün Merter Green Park Otel’de gerçekleştirildi. Yirmi beş ülkeden iki yüze yakın insani yardım kuruluşu temsilcisinin buluştuğu toplantının açılışında konuşan İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, kurum olarak hemen her yerinde faaliyette bulundukları Irak’ta kimyasal ve nükleer silahlardan dolayı bir felaket yaşandığını ifade etti.

İşgalden bu yana Irak’ta bir milyon insanın vefat ettiğini, çocukların yetim kaldığını hatırlatan Yıldırım, “Ne yazıkki acı bir rakamdır, şu anda Irak’ta 5 miyondan fazla yetim vardır. Bunun ne anlam ifade ettiğini bir düşünün. Bu çocuklar kimsesiz. Bunları düşündükçe hepimizin içi parçalanmakta. Bu çocuklar yarın ne olacak? Ne yazık ki yetim çocuklardan özürlü olanları kendi kaderlerine terk edilmiş, bulundukları binalarda çırıl çıplak, kimsenin ilgilenmediği bir halde yaşamaya çalışıyorlar. Irak’ta herkes kendi ailesiyle ilgilenmekte, başkasına el uzatamamakta” şeklinde konuştu.

Altı milyon Iraklının göç etmek durumunda kaldığını, hapishanelerde de kırk binden fazya insanın işkence görmeye devam ettiğini belirten Yıldırım, “Adil yargılanmayan, ne oludğu belli olmayan insanlar burada kalıyor. Ebu Gureyb halen devam ediyor. Evvelden biliniyordu, şimdi daha gizli odalarda işkence devam ediyor. Bir çok tutukluya ulaşmak mümkün değil. Bunların ne yaşadığını bilmek mümkün değil. Tutuklu olan insanların aileleri perişan halde” dedi.

Yardımları ulaştırmakta çok büyük güçlükler çektiklerini belirten İngiltere İnsani Yardım Vakfı (HRF) Başkanı Nebil Er-Ramazani ise, “Irak’ta çalışan yardım kuruluşları olarak ülke içinde korumaya sahip değiliz. İşgal kuvvetleri tarafından bürolarımız basılıyor. Komşu ülkeler de birtakım zorluklar çıkarıyorlar” dedi.

Amerika merkezli Hayat Yardım Vakfı Başkanı Mücahid El-Feyyad da, komşu ülkelerin Irak’ın siyasi çıkarları için öncelikle oradaki insani problemleri çözme konusunda ciddi gayret içinde olmaları gerektiğini vurguladı. “Irak’ta on beş yıldır ambargo var, o zamanlar da Iraklılar çok sıkıntı çekti. Ancak bugün Irak’ta durum çok daha vahim” diyen Feyyad, komşu ülkelerin, yardımların ulaşması konusundaki engelleri kaldırmaları çağrısında bulundu.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

15.11.2007


 

Hapishaneler şiddete kaynaklık ediyor

Irak’ta halen Ebu Gureyb Hapishanesi’ndeki işkencelerden çok daha büyük insan hakkı ihlallerinin görüldüğü hapishaneler bulunduğuna dikkat çeken Irak İşgal Hapishaneleri Kurbanları Derneği Başkanı Hacı Ali Kaysi, “Bu hapishaneler Irak’taki şiddete kaynaklık ediyor. Hapishanelerde işkence gören insanlar kin ve öfke içinde çıkarak, şiddet sarmalının içine giriyor” dedi.

İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası Irak Buluşması’na katılmak üzere İstanbul’a gelen Ebu Gureyb mağduru Hacı Ali Kaysi, kendilerinin Irak’ta, Irak İşgal Hapishaneleri Kurbanları Derneği’ni kurduklarını ve işkence mağdurlarını topluma kazandırmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını anlattı. “Şu an Ebu Gureyb’dekinden çok daha büyük insan hakkı ihlallerinin görüldüğü hapishaneler mevcut. Bu hapishaneleri silahlı çeteler ve milis güçleri idare ediyor” diyen Kaysi, “Burdan sizler aracılığıyla, gerek işgalciler tarafından, gerekse hükümet tarafından idare edilen hapishanelerdeki insan hakkı ihlallerinin bir an önce son bulması çağrısı yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Yeni Asya / İSTANBUL

15.11.2007


 

İbadet için yeriniz var mı?

Tüketiciler adına bir çalışma başlattıklarını belirten Tüketici Hakları Merkezi Genel Sekreteri Gülten Altıntaş, alışveriş merkezlerine yazdığı bir mektupla; “Alışveriş merkezinde ibadet için yer bulunmakta mıdır?” diye sordu.

TÜ-MER alışveriş merkezlerine “ibadet için yeriniz mı” yeriniz var mı sorusunu yöneltti. Alışveriş merkezlerinede kış mevsiminde artan hareketlilik sebebiyle tüketiciler adına bir çalışma başlattıklarını belirten Tüketici Hakları Merkezi TÜ-MER Genel Sekreteri Gülten Altıntaş, “Tüketiciler tercih ettikleri alışveriş merkezleri hakkında yeterli derecede bilgi sahibi olmak istemektedir” dedi.

Tüketiciler çeşitli konularda yaşadığı sıkıntılar hakkında derneğe müracaatta bulunduğunu ifade eden Gülten Altıntaş, “Binlerce metrekare alana kurulmuş içersinde mağaza, spor alanları, restaurant, sinema, eğlence merkezleri vb. birçok mal ve hizmeti bir arada bulabilen tüketiciler, günün büyük bir bölümünü bu yerlerde aileleri ile birlikte geçirmektedir. Derneğimizin Şikayet Komitesi’ne tüketiciler bazı şikayetlerde bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

Bu nedenle Tüketici Hakları Merkezi TÜ-MER; alışveriş merkezlerine birer mektup gönderdi. Mektuplarda şu sorular yöneltildi:”Alışveriş merkezinde araçlar için ücret alınmakta mıdır? Alınıyor ise hangi saatler için ne kadar ücret talep edilmektedir? Alışveriş merkezinde engelliler için WC bulunmakta mıdır? Alışveriş merkezinde ibadet için yer bulunmakta mıdır? Alışveriş merkezinde sağlık kabini ve sağlık ekibi bulunmakta mıdır? Alışveriş merkezinde anneler için bebek emzirme ve bakım için ayrı yer bulunmakta mıdır?”

Alışveriş merkezlerinden gelen cevaplar doğrultusunda oluşan bilgiler bir rapor haline getirilerek ,Türkiye tüketicileri ile paylaşılacak.

Yeni Asya / İSTANBUL

15.11.2007


 

Hakkari Yüksekova’ya havaalanı müjdesi

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Hakkari’nin Yüksekova ilçesine havaalanı yapılacağını, bu konudaki çalışmalara 2008 yılı içinde başlayacaklarını belirterek, bunu hem güvenlik hem de ihtiyaç bakımından önemsediklerini bildirdi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Yıldırım, demir yoluna yılların ihmali nedeniyle susamışlık ve özlem olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin de artık gelişmiş ülkelerde olduğu gibi demir yolunu ağırlıklı olarak ulaşım entegrasyonunda esas alacak şekilde yeni bir proje önceliği ve ulaşım politikasıyla yoluna devam etmesi gerektiğini söyledi.

Demir yolu projeleriyle ilgili fizibilite etütleri yaptıklarını kaydeden Yıldırım, ‘’Türkiye’nin tüm ana güzergahlarında demir yolu projelerini hazır hale getiriyoruz. İleride kaynak bulduğumuzda bir de oturup proje yapmayalım diye...Çünkü proje işleri de 2 yılı alıyor. Hazır olsun diye bütün muhtemel güzergahlarda bu çalışmayı yapıyoruz’’ dedi.

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde havaalanı ihtiyacı olduğu kanaatinin kendilerinde de hasıl olduğunu belirten Yıldırım, ‘’2008 içerisinde bu konuda çalışmalara başlayacağız. Projemiz de hazır...Hem güvenlik hem de ihtiyaç bakımından bunu önemsiyoruz’’ diye konuştu.

/ ANKARA

15.11.2007


 

Havayollarının siteleri yolcuları yanıltıyor

Havayolu şirketlerinin, internet sitelerinde müşterileri yanlış yönlendirdiği ortaya çıktı. Araştırmayı yayınlayan Avrupa Komisyonu, bu oranın yüzde 50’yi aştığını duyurdu.

Haber7.com’un haberine göre Avrupa Komisyonu tarafından geçen ay yürütülen bir araştırmada, Avrupa’daki havayolu şirketlerinin yarısından fazlasının internet sitelerinde müşterileri yanlış yönlendirdiği ortaya çıktı. Komisyona bağlı tüketici ilişkileri izleme grubunun araştırmasında, en az 200 havayolu şirketinin, internet sitelerinde bilet fiyatları, vergiler ve sözleşme şartlarıyla ilgili yanlış bilgi verdiği belirtilerek 4 ay içinde hataları düzeltmeyen havayolu şirketlerinin internet sitelerinin kapatılacağı ve para cezasına çarptırılacakları bildirildi.

Şirketlerin internet sitelerinin belirtilen bilet fiyatlarının vergi ve ek ücretleri içermemesi, bedava olduğu belirtilen biletlerin bedava olmaması, seyahat sigortalarının zorla satılması ve uçuş saatlerinde yapılan değişiklikler ya da uçuşların iptaliyle ilgili bilgilerin olmaması gibi çeşitli hatalar içerdiği kaydedildi.

/ İSTANBUL

15.11.2007


 

Komisyonun toplantısı iptal edildi

TBMM Adalet Komisyonunun, Türk Ticaret Kanunu Tasarısını görüşmek için dün yapılması planlanan toplantısı iptal edildi.

Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya, Türk Ticaret Kanunu Tasarısının uygulanmasına ilişkin kanun tasarısının henüz Meclise gelmediğini belirterek, ‘’Arkadaşlarım, tasarıyı incelemek için süre istediler, ben de bunu uygun gördüğüm için toplantıyı iptal ettik’’ dedi.

/ ANKARA

15.11.2007


 

Din öğretimi bireysel hak

Diyanet İşleri Başkanlığınca Antalya’da düzenlenen İl Müftülükleri Seminerinin sonuç bildirgesinde, “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde bireysel haklar kapsamında değerlendirilen ‘din öğretimi’nin Anayasamızda da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi adıyla zorunlu bir ders olarak kabul görmüştür” denildi.

Diyanet İşleri Başkanlığınca, 05-09 Kasım 2007 tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen İl Müftüleri Seminerinin sonuç bildirgesi, başkanlığın internet sitesinde yayımlandı. Bildirgede, Milli eğitimin temel amaç ve hedeflerine uygun olarak ortak bilgi, ortak kültür, ortak değer oluşturma yönünde önemli bir işlev gören Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’nin zorunlu olarak okutulmaya devam edilmesinde, geriye kalan din eğitiminin ise Anayasanın 24. Maddesinin 2. Fıkrasında ifade edildiği üzere, yetişkinlerin isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin taleplerine bağlı olarak devletin gözetim ve denetimi altında verilmesinde fayda görüldüğü bildirildi. Bildirgede, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’nin, İslam’ın içindeki bütün inanış ve düşünceleri kuşatacak şekilde mezhepler üstü bir nitelik taşıyor olma özelliğinin daha da geliştirilmesinde yarar olduğu da vurgulandı.

/ ANKARA

15.11.2007


 

Otopark geliri okullar için kullanılacak

Bazı okulların bahçelerinin otopark olarak kullanılabileceğini tespit eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’un otopark sorununu çözmek için giriş ve çıkışa uygun okul bahçelerinin altına katlı otoparklar yapacak. Sözkonusu otoparklardan elde edilen gelirin bir kısmı ise okulların laboratuar, ekipman ve genel ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılacak.

Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, İstanbul genelinde araçların giriş-çıkışına müsait olan okul bahçelerinin altına kat otoparkları inşa edileceğini, otoparkların üstünün yine okul bahçesi olarak hizmet vereceğini bildirdi. Açıklamada, 147 okul bahçesinin altının otopark olarak kullanılabileceğinin tesbit edildiği dile getirildi.

/ İSTANBUL

15.11.2007


 

Barajlarda yağmur bereketi

İstanbul’da on gündür devam eden yağışlar, barajlardaki doluluk oranını yüzde 8,69’dan, yüzde 11,34’e çıkardı.

İSKİ’nin günlük su faaliyet raporundan derlenen bilgiye göre, İstanbul’a su sağlayan Ömerli, Darlık, Elmalı, Terkos, Alibey, Büyükçekmece, Sazlıdere ve Istrancalar’da toplam doluluk oranı 5 Kasım tarihinde yılın en düşük doluluk oranı olan yüzde 8,69’a, mevcut su hacmi de 75 milyon 51 bin metreküpe indi. Kazandere ve Pabuçdere barajlarında hiç suyun kalmadığı İstanbul’a Yeşilçay sisteminden 68 bin metre küp su aktarılırken, son günlerde devam eden yağışlar barajlardaki doluluk oranını 11,34’e çıkardı.

/ İSTANBUL

15.11.2007


 

Balıkçılar atıklardan dertli

İskenderun’da Tekneleriyle kıyıdan 200-300 metre açılarak çevirme ağ ile balık tutan balıkçılar, ağlarına balıktan çok çöplerin takıldığını belirttiler.

Av dönüşü ağlarına takılan çöpleri temizlemek için saatlerce uğraştıklarını belirten balıkçılar, son yıllarda teneke kutulardan, çuvala, plastik torbalardan, tahta parçalarına kadar çeşitli atıkların miktarında sürekli artış gözlendiğini söylediler. Balıkçılar, ‘’Artık adeta deniz çöpçülüğü görevini üstlendik. Bir kilo balık çekiyorsak denizden ağlarla birlikte iki katı kadar da çöp çıkartıyoruz. Balık miktarı sürekli azalırken çöp ise çoğalıyor’’ diye dert yandılar.

Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Nihat Beyazıt da balıkçı esnafının şikayetlerini ilgililere ilettiklerini ve çözüm bulunmasını beklediklerini ifade ederek, ‘’Bu sezon henüz balıkçıların yüzü gülmedi. Beklentilerimiz seviyesinde av yapamadık’’ diye konuştu.

/ İSKENDERUN

15.11.2007


 

Düz taban sınırı 2 yaş

Tokat Dr. Cevdet Aykan Devlet Hastanesi Ortopedi Uzmanı Operatör Doktor Murat Korkmaz, ‘’Düz tabanlıkta sınırımız 2 yaştır, 2 yaşına kadar hiçbir çocuğa ‘düz taban’ demeyiz. Çünkü bu yaşa kadar bu ayak kasları tam ortaya çıkmaz’’ dedi.

Korkmaz, düz tabanlığın doğuştan itibaren ortaya çıkan, ayak arkının oluşmadığı bir rahatsızlık olduğunu söyledi. Düz tabanlığın, toplumda yüksek oranda görülen bir rahatsızlık olduğunu belirten Korkmaz, ‘’Genellikle ailesel bir geçiş gösterir, yani annesinde, babasında veya büyüklerinde düz tabanlı olanların kendisinin de düz taban olma olasılığı yüksektir’’ dedi. Düz taban olabileceğini tahmin ettikleri çocuklara uyguladıkları egzersizler hakkında da bilgi veren Korkmaz, şunları kaydetti:

‘’Biz 2 yaşına gelen çocuğu görüp ‘düz taban’ dediğimiz zaman bu çocuklara parmak uçlarında yürüme egzersizi yaparız. Böylelikle amaç parmaklara gelen kasların gelişmesini sağlamaktır. Yine bu tür rahatsızlığı olanlara, topuklarda yürüme, parmak uçlarıyla bir eşyayı alıp sağdan sola, soldan sağa yürüme, bir kalemi tutup parmak uçlarıyla sağ sol yaptırma hareketleri, çakıllı kumda yürüme egzersizi, çıplak ayakla halı üzerinde yürümesini öneririz.’’

/ TOKAT

15.11.2007


 

Aile hekimliği yayılıyor

Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, aile hekimliği uygulamasının daha önce onayı alınan 24 ilden 13’ünde fiilen başladığını, 2008’in Mart ayının sonuna kadar bu illerin tamamında uygulamaya geçilmiş olacağını bildirdi.

Aile hekimliğine geçilmesi için yeni onayı alınan 35 ilde ise gelecek yılın sonuna kadar uygulamanın başlatılacağını, 2008 sonuna kadar kadar sistemin başladığı il sayısının 59 olacağını kaydeden Buzgan, ‘’Aile hekimliği 2009’da da bütün Türkiye’ye yaygınlaştırılmış olacak’’ diye konuştu.

VATANDAŞ MEMNUN

Ülke genelinde birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvurma oranı yüzde 40 iken aile hekimliğinde bu oranın yüzde 60’lara kadar çıktığını anlatan Buzgan, sağlık kurumundan daha fazla hizmet alınan bu sistemde vatandaş memnuniyetinin arttığına dikkati çekti.

Aile hekimliği öncesi ve sonrasıyla ilgili sağlık göstergelerinin karşılaştırıldığını, uygulamaya geçilmesi sonrasında bu göstergelerde gelişme olduğunu, aşılama oranlarının yükseldiğini ifade eden Buzgan, ‘’Bazı kesimlerin iddialarının aksine aile hekimliğinde koruyucu sağlık hizmetleri aksamadan yürüyor’’ dedi.

Aile hekimliğine geçilen yerlerde ilerleyen süreçte sevk zinciri uygulaması gibi bazı düzenlemeler yapılacağını kaydeden Buzgan, şunları kaydetti:

‘’Şimdi hekim sayısının azlığı bakımından sevk zincirini uygulamada sıkıntı var. Ama belli bir çalışma yapıldıktan sonra kuvvetle muhtemel aile hekimine görünmeden ikinci basamağa başvurulması durumunda katkı payı alınması ya da aile hekimine başvurunun özendirilmesi gibi tedbirler alınabilir.’’

Buzgan, aile hekimliği uygulamasıyla toplum sağlığı merkezlerinin geliştirildiğini, ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezleri ile verem savaş dispanserleri gibi birinci basamak sağlık kurumlarının toplum sağlığı merkezleriyle entegrasyonunun sağlandığını kaydetti.

Aile hekimliğine geçilmesi için onay alınan 35 il şöyle: Afyonkarahisar, Aksaray, Ardahan, Artvin, Balıkesir, Batman, Bilecik, Bingöl, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Erzincan, Iğdır, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Nevşehir, Niğde, Rize, Sakarya, Siirt, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Tunceli, Uşak, Van, Zonguldak.

/ ANKARA

15.11.2007


 

Kâğıt pil devri başlıyor

Bilimadamları önce, kâğıdı küçük bir karbon tüpün içine koydular, böylece kâğıtta enerji saklanmasını sağladılar.

Bütün elektronik araçlar daha da küçülüyor. Ancak güç kaynaklarının başka bir ifadeyle pillerin küçüldüğüne pek rastlanmıyordu. Amerikalı bilimadamları ise son deneyleriyle, bu döneme son vermeye hazırlanıyor. Bilimadamları, uzaktan bakıldığında sadece minik bir kâğıda benzeyen bir pil geliştiriyor. Bilimadamları önce, kâğıdı küçük bir karbon tüpün içine koydular, böylece kâğıtta enerji saklanmasını sağladılar. Fakat her pil gibi, kağıdın da bir elektrik ileticisine gereksinimi vardı. Böylesine ince ve küçük bir pilin, diğerlerine göre daha esnek bir yapıda olduğu, mesela kalp atışlarını düzenleyen cihazlarda kullanılabileceği belirtiliyor.

Yeni Asya / İSTANBUL

15.11.2007


 

Kış aylarında karbonmonoksit tehlikesi

Avrupa Acil Tıp Birliği Başkan Vekili Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu, karbonmonoksit zehirlenmelerinin, kış aylarında sıkça rastlanan önemli bir acil sağlık sorunu olduğunu bildirdi.

Dr. Rodoplu, Türkiye’de son bir haftada birçok bölgede lodos yüzünden, ev ve iş yerlerinde karbonmonoksit zehirlenmesi olayı yaşandığını, çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlattı.

Rodoplu, karbonmonoksit gazının, vücuda kolayca etki edebildiğini, kanda bulunan ve hücrelere oksijen taşıyan hemoglobine, bu gazın bağlanmasının çok kolay olduğunu kaydetti. ‘’Sinsi ölüm’’ olarak nitelendirilen karbonmonoksidin, renksiz ve kokusuz olduğunu anlatan Dr. Rodoplu, ‘’Fark edilemediği için de zehirlenmeleri de çok ağır ve öldürücü olur’’ dedi.

İLK YARDIM

Karbonmonoksit zehirlenmesinde ilk yardımının çok önemli olduğunu kaydeden Dr. Rodoplu, ‘’Karbonmonoksit yayılmış ortamın mutlaka havalandırılması gerekiyor. Zehirlenmiş kişiler, hareket ediyorsa mutlaka temiz havaya çıkarılmalıdır. Hiç vakit yitirmeden 112 Acil Servis aranmalıdır. Hastanın bilinci yerindeyse sık ve derin nefes alması sağlanmalıdır. Kalbi ve solunumu durmuşsa, temel yaşam desteği uygulanmalıdır. Karbonmonoksit zehirlenmesi yaşayan kişinin yüzde 100 oksijene ihtiyacı olduğundan hastaneye götürülmesinde yarar vardır’’ dedi.

/ İZMİR

15.11.2007


 

Konuşan kâğıt icat edildi

İsveçli bilim insanları konuşan kâğıt icat etti. Temasa duyarlı bir mürekkebin kullanıldığı dijital kâğıttan bir billboard yapıldı ve tanıtıldı.

Mid Sweden Üniversitesi’nden araştırmacıların geliştirdiği kâğıttan yapılan billboardlar, kullanıcı dokunduğunda önceden kaydedilen sesleri dinletiyor.

Temasa duyarlı iletken mürekkep kullanılan dijital kâğıt prototipinin üzerinde hoparlörler de bulunuyor. Bu teknolojinin gelecekte reklam alanında, hatta ürün paketlemede bile kullanılabileceğini belirten İsveçli ekip, buluşun tatil yerlerinin pazarlanmasında kullanılabileceğini belirtti.

15.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri