Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Gazetecilik ve insanlık gereği

Bir yazıdan ötürü Genelkurmay Başkanlığı “suç duyurusu”nda bulunmuştu, “Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet”ten yargılanmam (hapis mahkûmiyeti) istendi.

İfade verdim; (yabancı) basın çok ilgilendi. Karmaşık sistemimizden ötürü Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı izinleri gerekti.

Aşağıda Cumhuriyet Savcısı Nurten Altınok’un kararı bulunuyor.

Özünde, sadece kurumlara “demokratik, toplumsal eleştiri” tavsiyesi değil, gazetecilere de, “gazetecilik ve insanlık gereği”ni yerine getirip “çeşitli sınıfların içinde bulunduğu durumları” dile getirme, hakikat peşine düşme ve hakkaniyetli eleştiriden asla kaçınmama dersi gibi bir olay bu.

*

Genelkurmay Başkanlığı’nın suç duyurusunda, şüphelinin hazırladığı “Bunlar İmkânsız mı?” başlığını taşıyan yazıda (...cenazelerine üst rütbelilerin de gittiği astsubayların, özellikle de tamamen dışlanan uzman çavuşların, sağ iken de üst rütbeliler tarafından insan yerine konması ve aileleriyle en iyi koşullarda(ki) orduevlerine kabulü) şeklinde ifadelerle, astsubay ve uzman erbaşların insan yerine konulmayıp dışlandıkları iddia edilerek, Askeri Ceza Kanunu’nun 95/4. maddesindeki suçun işlendiği değerlendirilmesinde bulunulmuştur.

Şüpheli Umur Talu, Silahlı Kuvvetler mensuplarından, özellikle uzman çavuşlardan gelen bilgi, uyarı, öneri ya da şikâyetler doğrultusunda hazırlanan yazının bütününde; daha az şehit verilmesi için çelik yelek, mayın tarama gibi olanaklar ve bunları sağlayabilecek kaynakların ele alındığını, suçlama konusu yapılan bölümde ise, emekli uzman çavuş ve astsubay dernekleri ve web sitelerinden de öğrenilebilecek, somut hususlara dayalı gerçekleri, AİHM’nin insan haklarına aykırılık saydığı kriterlerden de istifade ederek, gazetecilik ve insanlık gereği, Silahlı Kuvvetler’de bir sınıfın içinde bulunduğu durumu dile getirip bunların iyileştirilmesini istediğini belirtmiştir.

Uzman jandarmaların maaş, kadro, derece, lojman, orduevleri ve hatta jandarmaya ait sosyal tesislerden yararlanamadıkları şeklindeki sorunlar, kendilerince çeşitli ortamlarda dile getirildiği gibi, iyileştirmeye dönük Uzman Jandarma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi de TBMM’ye sunulmuş, komisyonda beklemektedir.

AİHM’nin birçok kararında vurgulandığı üzere “ifade özgürlüğü demokratik bir toplumun asli temellerindendir, bir toplumun ilerlemesinin ve her bireyin kendini geliştirmesinin temel koşullarından birini oluşturur” . (Vereinigung Demokratischer Soldaten Österreichs (çev: Avusturya Demokratik Askerler Birliği) und Gubi 1994) davasında da, “şikâyetleri dile getiren, reform önerileri yapan bir yazının, demokratik bir devletin hizmet ettiği bir toplumda olduğu gibi ordusunda da hoş görülmesi gereken bir fikir tartışması çerçevesinde izin verilebilecek olanın ötesine taşmadığı” belirtilmiştir.

AİHM ve Yargıtay kararlarındaki kıstaslara göre, yazı ifade özgürlüğü kapsamında olup, atılı suçun unsurları oluşmamıştır.

Karar böyle. Bazı teknik sebepler de var. Bir de, Genelkurmay Başkanlığı’nın da, Savcılık kararı tebliğ edildikten sonra “itiraz hakkı” kullanmadığı anlaşılıyor.

Sabah, 12.11.2007

Umur TALU

13.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Kürt sorununda yanıldınız. Ya ‘irtica’?

  Gençler bilebilseydi, yaşlılar yapabilseydi!

  Gazetecilik ve insanlık gereği

  Teşekkürler Baykal

  Profesyonel ordu çok mu zor?


 Son Dakika Haberleri