Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Lahika

ÂYET-İ KERİME MEÂLİ

Onu, âilesini ve ona uyanların hepsini kurtardık. Ancak geride kalanlar arasındaki ihtiyar kadın müstesnâ.

Saffât Sûresi: 134-135

13.11.2007


HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ

Kul hastalandığında veya yolculuğa çıktığında, sağlamken veya yolculuğa çıkmadığında yaptığı salih amelin mükâfatının aynısını, Allah ona yazar.

Câmiü's-Sağîr, c: 1, no: 486

13.11.2007


Ortadoğu barışının temel taşı: Medresetü’z-Zehrâ

Ey sual soran meb’uslar! Şarkta beş milyona yakın Kürt var. Yüz milyona yakın İranlı ve Hintliler var. Yetmiş milyon Arap var. Kırk milyon Kafkas var. Acaba birbirine komşu, kardeş ve birbirine muhtaç olan bu kardeşlere, bu talebenin Van’daki medreseden aldığı ders-i dinî mi daha lâzım? Veyahut o milletleri karıştıracak ve ırktaşlarından başka düşünmeyen ve uhuvvet-i İslâmiyeyi tanımayan, sırf ulûm-u felsefeyi okumak ve İslâmî ilimleri nazara almamak olan o merhum talebenin ikinci hali mi daha iyidir? Sizden soruyorum.

İşte bu cevabımdan sonra, an’ane aleyhinde ve her cihetle garplılaşmak fikrini taşıyanlar, kalktılar, imza ettiler. İsimlerini söylemeyeceğim. Allah kusurlarını affetsin; şimdi vefat etmişler.

Rabian: Mâdem Reisicumhur gayet mühim mesâil-i siyasiye içinde Şark Üniversitesini en ehemmiyetli bir mesele yapıp hattâ harika bir tarzda altmış milyon liranın o üniversiteye sarfı için bir kanun çıkarmak derecesinde fevkalâde bir hizmetle medresenin medâr-ı iftiharı ve kendisine büyük bir şeref verdiren bu medrese-i İslâmiyeye, eski hocalık hissiyâtıyla başlaması, bütün şark hocalarını minnettar etmiş. Ve şimdi orta şarkta sulh-u umumînin temel taşı ve birinci kalesi olan bu üniversiteyi yine mesâil-i azîme-yi siyasiye içinde yeniden nazara alması, elbette bu vatan, bu devlete, bu millete bu azîm, faydalı hizmeti netice verecek. Ulûm-u diniye o üniversitede esas olacak. Çünkü hariçteki kuvvet tahribatı mânevîdir, imansızlıkladır. O mânevî tahribata karşı atom bombası, ancak mânevî cihetinde mâneviyattan kuvvet alıp o tahribatı durdurabilir.

Mâdem elli beş sene bu meseleye bütün hayatını sarf etmiş ve bütün dekaikiyle ve neticeleriyle tetkik etmiş bir adamın bu meselede reyini almak ve fikrini sormak lâzım gelirken, Amerika’da, Avrupa’da bu meseleye dair istişareye kendinizi mecbur bildiğinizden, elbette benim de bu meselede söz söylemeye hakkım var. Hamiyetkâr olan bütün bir millet namına sizden bekliyoruz.

Lügatçe:

meb’us: Milletvekili.

uhuvvet-i İslâmiye: İslam kardeşliği.

ulûm-u felsefe: Felsefe ilimleri.

an’ane: Âdet, gelenek.

mesâil-i siyasiye: Siyâsî meseleler.

orta şark: Ortadoğu.

sulh-u umumî: Genel barış.

mesâil-i azîme-yi siyasiye: Siyasi büyük meseleler.

dekaik: İncelikler.

13.11.2007


BİR KISSA, BİN HİSSE

Velid bin Ubâde (r.a.) anlatıyor:

Babam Ubâde bin Sâbit (r.a.) hasta idi. Yanına girdim. Kendisinde ölüm belirtileri hissettim. Dedim ki:

“Babacığım, bana tavsiyede bulun!”

Babam, “Beni oturtun!” dedi. Onu oturttuk. Sonra devam etti:

“Oğlum, Allah’ın gazabına uğrayacak hareketlerden sakın! Sen hayrı ve şerri Allah’tan bilmezsen, Allah’ı tanımanın gerçeğine ermiş ve imanın tadını almış olmazsın” dedi.

“Babacığım!” dedim. “Hayrı ve şerri nasıl ayırt edeceğim?”

“Şunu bilesin ki, başına gelmeyecek bir şey seni arasa da bulamayacaktır! Kaderin takdir ettiği bir şey ise senden şaşmayacaktır! Oğlum, ben şu kulaklarımla Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vessselâmdan şunu işittim ki, ‘Allah her şeyden önce kalemi yarattı ve ona, ‘Yaz!’ dedi.

Kalem, ‘Ne yazayım?’ dedi.

‘Allah, ‘Kaderi yaz! Olanı yaz! Ebediyete kadar olacakların hepsini yaz!’ buyurdu.’ Kalem, kıyâmete kadar ne olacaksa yazdı!

“Oğlum! Eğer öldüğün zaman bu inanç sende yoksa makbul bir îmânla ölmüş olmazsın!”

(Tirmizî, Kader, 2244;

Hayatü’s-Sahabe, 3/418.)

Süleyman KÖSMENE

13.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri