Türkiye’nin rüzgâr, su, güneş ve termal gibi yerli enerji kaynaklarını yeterince kullanamadığı, büyük ölçüde ithal enerjiye bağımlı olduğu ve enerji ithali için yılda ortalama 25-30 milyar dolar para harcandığı bildirildi.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitü Müdürü Doç. Dr. Mustafa Tırıs, düzenlenen bir konferans için geldiği Konya’da, yaptığı açıklamada, iklim değişikliği üzerine insan kaynaklı en önemli etkinin, fosil yakıta dayalı enerji sektöründen kaynaklandığını söyledi.
Nüfus artışı, teknoloji gelişimi ve bunlara bağlı sebeplerle günden güne artmakta olan enerji talebinin, enerji arzında da artış yapılmasını gerekli kıldığını vurgulayan Tırıs, bu noktada daha çevreci olan yenilebilir enerji kaynaklarının öne çıktığını bildirdi.
Tırıs, hidrolik enerji, rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, dalga ve gelgit enerjisi, hidrojen enerjisi ve okyanus enerjisinin, karbon emisyonuna sebep olmayan yenilenebilir enerji kaynakları olduğunu belirtti.
Artan nüfus, endüstrileşme ve teknoloji gelişimi gibi nedenlere bağlı olarak, dünyanın enerji talebinin 1990-2004 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 2’lik artış gösterdiğini ifade eden Tırıs, 2004 yılında dünya çapında 15 TWh (TeraWatt Saat) enerji tüketildiğini, bunun yüzde 86,5’inin fosil yakıtların yakılması ile elde edildiğini söyledi.
Dünyada yenilebilir enerjiye olan yatırımın her yıl arttığını vurgulayan Tırıs, şunları kaydetti: ‘’Rüzgar enerjisi, çoğunluğu Amerika, Almanya ve İspanya’da yapılan yatırımlarla 11,5 GW’lık (GigaWatt) kapasite artışı göstermiştir. Biyokütleden (odun gibi biyolojik metaryeller) güç ve ısı üretimi büyük ve küçük ölçekte artmaya devam etti ve 2005 yılında 2-3 GW’lik kapasite artışına gidildi. Büyük hidroelektrik santraller hariç tutularak toplama bakılacak olursa, dünyadaki yenilenebilir güç kapasitesi son yıllarda 160 GW’den 182 GW’ye artarken, Çin, Almanya, Amerika, İspanya, Hindistan ve Japonya bu artışta önemli rol oynadı.’’
ENERJİ KULLANIMI VE KAPASİTE
Türkiye’nin genel enerji ihtiyacının 1990-2004 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 3,7 , aynı dönem için elektrik enerjisi ihtiyacının ise yılda ortalama yüzde 7,2 oranında arttığını ifade eden Tırıs, gelecek yıllarda da devam etmesi beklenen bu eğilimin, gelişimin bir sonucu olarak gayrisafi yurt içi hasılanın büyümesi ve yeni tüketim davranışları sebebiyle ortaya çıktığını bildirdi.
Türkiye’nin enerji kaynaklarının endüstriyel kullanımında en hızlı büyüme oranına sahip 25 ülke arasında yer aldığını belirten Tırıs, Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre Türkiye’deki toplam elektrik enerjisi tüketiminin 1980’den 2005’e kadar geçen süreçte 6 kat arttığını bildirdi.
Türkiye’nin 1990-2004 yılları arasındaki enerji talebinin 53 MTEP’den (milyon ton eşdeğer petrol) 87,8 MTEP’e çıktığını dile getiren Tırıs, şunları söyledi:‘’2005 yılında enerji tüketimimiz 91,6 MTEP’e ulaştı. Bu tüketimin yüzde 35’i petrol, yüzde 27’si kömür, yüzde 27’si doğal gaz ve yüzde 11’i yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandı. Bu yüzde 11’in kendi içinde dağılımı ise biyokütle yüzde 57,2 , hidrolik yüzde 30,2 , diğer yenilenebilir kaynaklar (güneş, rüzgar, jeotermal) yüzde 12 oldu. Yerel enerji kaynakları artan talebi karşılamak için kısıtlı kaldığından, ülkemiz büyük ölçüde ithal enerjiye bağımlıdır. Ülkemizin ithalata olan bağımlılığı son yıllarda doğal gaz ithalatında artış nedeniyle 2004 yılında 72’ye ulaşmıştır.’’
|