TBMM’de 352 milletvekili olan bir partinin desteklediği bir hükümetin bu kadar basiretsiz olması akıl alacak iş değil.
Şu acı gerçeği muhakkak ki AKP’li dostlar da yakında görecektir:
Tek parti iktidarı, yaşanan süreçte; ivedilikle anamuhalefete, sonra TSK’ya, hatta Sabih Kanadoğlu’na ve dahi Anayasa Mahkemesi’ne ipleri kaptırmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan, olağanüstü durumları yönetemediğini bir kez daha göstermiştir!
Son bir aydır AKP hükümeti, Türkiye’yi “bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” tepkisi içinde yönetmektedir.
AKP hükümeti; a) Ne erken seçimi, b) Ne cumhurbaşkanını halkın seçmesini, c) Hatta ne de Abdullah Gül’ün adaylığını bir strateji çerçevesinde planladı!
Hükümet, yediği goller çerçevesinde, son dönemde ilan ettiği kararları kendi iradesiyle almadı, sadece etki-tepki ikileminde kabullenmek zorunda kaldı.
Tarihte de muhtıra yiyen hükümetler arasında anılacaktır.
AKP’liler, Necmettin Erbakan’ı ülkeyi devamlı muhtıralara sürüklediği için açık eleştirirlerdi. Bugün Recep Tayyip Erdoğan aynı durumdadır.
Mağdurdur, zira durumu yönetememektedir!
* * *
Peki ne yapabilirdi?
Bugün yapmaya kalktığı erken seçimi 8-9 ay önce yapabilirdi.
(...)
Peki, bugün erken seçime giderek milli iradeye başvuracağını haykıran Başbakan, o tarihlerde erken seçim önerenlere ne demişti:
“Erken seçim isteyenler vatan hainidir!”
* * *
Bugün itibarıyla büyük yara almış bir TBMM, TSK, Anayasa Mahkemesi ve isteyenin istediği gibi yönlendirdiği bir hükümet ile karşı karşıyayız! Kimin yüzünden?
Zamanında erken seçim yapmaktan ürken bir Başbakan yüzünden!
Bunca yaşanan badireden sonra vardığımız noktada şimdi soruyorum:
İyi de, biz bu herzeyi neden yedik?
Hürriyet, 3.5.2007
|