Doç. Dr. Kemal Sayar, modern çağın insanı maddeleştirdiğini, tüketim kimliğini yaygınlaştırdığını belirterek, “Oysa ruhun gerçek özgürlüğü, daha fazlasını isteme arzusunu frenlemekle mümkündür” dedi.
Ümraniye Belediyesi’nin düzenlediği ‘Küreselleşmenin Ruh Halleri’ konulu konferansta konuşan Doç Dr. Kemal Sayar, küreselleşme kavramının dünü ve bugünü üzerine çeşitli tesbitlerde bulundu. Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansta konuşan Sayar, küreselleşmenin insanı tüketim varlığına dönüştürdüğünü söyledi. ‘Modern Çağ, insanı hep daha fazlasını istemeye itiyor’ diyen Sayar, sözlerine şöyle devam etti: “Modern çağ, insanı maddeleştiriyor. Tüketim kimliğini yaygınlaştırıyor. Oysa ruhun gerçek özgürlüğü, daha fazlasını isteme arzusunu frenlemekle mümkündür. Küreselleşme rüzgârı en çok gençleri etkiliyor. Gençlerin kafasını boşaltıyorlar. Maddeci anlayış dayanışma duygusunu ortadan kaldırıyor. Maddî değerler yüceldikçe, bireylerin bencilleştiği ve kendi çıkarlarına yönelik hesaplar yaptığı gözleniyor. Aile bireyleri arasındaki bağlar zarar görüyor. Zamanla anne-baba değersiz hale geliyor. Elbette ki bu sürecin önemli unsurlarından biri de medya alanındaki yozlaşma ve medyanın bu küreselleşme sürecine yaptığı katkılardır. Maalesef TV, radyo ve gazetelerde bu toprağın hikâyeleri anlatılmıyor.”
Küreselleşmenin tüketim hastalığına sebep olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kemal Sayar, bu hastalığın da ‘kullan at’ mantığını doğurduğunu söyledi. Doç. Dr. Sayar, internet iletişimine de değindiği konuşmasında şunları söyledi:
“İnternet insan ilişkilerinde yozlaşmayı hızlandırıcı bir faktör olarak çıkıyor karşımıza. Kız erkek, erkek kız olarak tanıtıyor kendisini. İnternet coğrafyayı ve mekânı öldürüyor. Fikirler akıyor ama insan akmıyor. Burada önemli bir nokta daha var. Küreselleşmeyi yönlendirenler ‘bizim istediğimiz şeyler aksın’ diyorlar. Bunun bir sonucu olarak da, fakir ülkelerdeki halklar bu iletişim türünden asla gerektiği gibi faydalanamıyor. Diğer bir deyimle ‘akamıyorlar’. Sömürgeleşme artık eskisi gibi sadece top tüfekle olmuyor. Basın, bankacılık, toprak v.s gibi yollarla da sömürgeleştirme yapılabiliyor. Kürselleşme rüzgârı Batı’dan Doğu’ya doğru esiyor. Küreselleşme kapitalizmin dünyayı ele geçirmesidir.”
|