Korkunun ecele faydası yok
nternet’in ülkemize gelişinin 14. yıldönümü bütün yurtta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde törenlerle kutlanıyor. Şaka bir yana öncelikle internet haftanızı kutlarım (9-22 Nisan 2007). Bu vesileyle düzenlenen etkinlikleri de buradan takip edebilirsiniz: http://www.internethaftasi.org.tr/hafta07/. Bugün bu güzel haftaya sancılı girerek bilişim suçlarıyla ilgili tasarılardan ve suçlulardan nasıl sakınabiliriz konusunda uzman görüşlere yer vereceğiz. Bilişim suçu denildiğinde ilk aklımıza gelen; internet korsancılığı, kredi kartı bilgilerinin çalınması, çocuk pornografisi, msn dolandırıcılığı (bir dönem satanizm furyası), kabarık ADSL faturaları, sanal kumar vb. oluyor.
Geçen hafta gündemi meşgul eden bizim için önemli konulardan biri, kamuoyunda ‘sansürcü yasa’ olarak bilinen TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen, ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Kanunu Tasarısı’ydı. Özellikle Bilişim STK’larınca tepkiyle karşılandı. Bu haliyle TBMM’den geçerse, kurulacak olan ‘Bilişim Güvenliği Başkanlığı’nca yurtdışından yapılan yayınların muhtevası, mahkeme kararına gerek duyulmadan engellenebilecek. Buna yurtiçi zararlı yayınlar da (çocuk pornografisi ve müstehcenlik) dahil. İNETD Başkanı Mustafa Akgül bu duruma ‘Bir kitabı yasaklamak adına, koca bir kütüphaneyi yasaklamak demokrasiyle bağdaşmaz’ diyor. EMO’ysa buna göre, günlük gazetelerin çoğunun internet sitesinin, ‘müstehcenlik’ kapsamında kapatılma riskiyle karşı karşıya kalacağını düşünüyor. İsteğiniz dışında dış müdahalelerle bir şekilde klasörlerinizde sakıncalı bilgiler bulunduysa vay halinize, bundan böyle çok daha dikkatli bir kullanıcı profili çizmeniz gerekiyor.
Sırasıyla, Sayın Akgül’ün haklı tepkilerini, ardından ‘Bilişim Ağı Hizmetlerinin Düzenlenmesi ve Bilişim Suçları Hakkında Kanun Tasarısı’yla ilgili de bilgisayarpolisi’nden edindiğimiz yararlı bilgileri kamuoyunun dikkatine sunuyoruz:
*Yasayla, Telekomünikasyon Kurumu’na sansür yetkisi veriliyor dediniz. Geçenlerde yine ‘Youtube’a erişim ‘Türk Telekom’ tarafından engellenmişti. Bizden sonra Tayland böyle bir girişimde bulundu. Muhtemelen benzer durumlarla sıkça karşılaşabileceğiz. Bu türden uygulamalar sizce nasıl bir sonuç doğurur?
M. Akgül: Bürokratlardan oluşan bir birimin, sorgusuz sualsiz, mahkemeye onaylatmadan, bir kitabı yasaklamak adına, koca bir kütüphaneyi yasaklama yetkisi hukuk devleti, ifade özgürlüğü ve demokrasi ile bağdaşmaz. Bunu yapan bir tane bile gelişmiş Batı ülkesi yok. Bunu ancak, Suudi Arabistan, İran, Çin, Tayland (darbeci), Vietnam yapıyor. Telekomünikasyon kurumu, varlık sebebi olan telekom sektörünü serbestleştirmede sınıfta kalmıştır. Ondan vazgeçip, dünyada benzerlerinin yapmadığı işlere soyunmaktadır. Genelde düzenleyici kurullar, e-mail, telefon dinleme, internet sansürüne bulaşmazlar. Türkiye internetine siyasal kadroların alışamadığı kavram ‘yönetişim’dir. Bu tür hassas konular, kamunun tek başına karar vermesi şeklinde değil, ilgili bütün tarafların katılımıyla oluşan, saydam çalışan, sivil ağırlıklı gönüllü mekanizmalarla yapılır. Buna self-regulasyon ya da co-regulasyon deniyor. Türkiye bunu denemedi bile. Kamuda, “kuş uçmasın” felsefesi var. Bunun sonucunda internetin gelişmesine verebilecekleri zararı öğrenmeye niyetleri yok. Türkiye’nin internetin marjinal problemlerine değil, olumlu boyutlarına ulaşması gerekir. Türkiye’yi Bilgi Toplumuna taşıması görevi verilen Bilgi Toplumu dairesinde 10 kişi çalışırken, sansür dairesine 65 kişilik yeni kadro oluşturmak bunun çarpıklığını ortaya koyuyor.
*Bilişim suçlularıyla mücadeleye sizin teklifleriniz nedir? İnternet Teknolojileri Derneği bundan sonra ne yapmayı düşünüyor?
M. Akgül: Demokrasinin göstergesi, aykırı fikirlere, muhalefete hoşgörü vermesi, onları yeşertmesidir. Yasakçı zihniyetten uzak, insan temelli, insana güvenen kararları insanlara bırakan bir felsefeye alışmak lâzım. İnternette var olan, kanunun çözmeyi hedeflediği konular konusunda, Bilişim STK’ları olarak iş birliği önerdik. Böyle, kapalı kapılar altında, yıldırım hızıyla, biz istediğimizi yaparız yaklaşımını 2001-2’de RTÜK yasasında da görmüştük. Bu hükümet o zaman getirilen yasayı iptal etti. Şimdi yeni yöntemle, daha büyük hatayı yapmakta oluşumuz üzüntü verici. Ülkemizde internetle demokrasiyi geliştirerek, saydamlığı ve katılımcılığı arttırmak, ülkenin rekabet gücünü arttıran, özgür, bağımsız ve yaratıcı bireyleri yetiştirmesine odaklanmasını dilerim.
*Bilişim Ağı Hizmetlerinin Düzenlenmesi ve Bilişim Suçları Hakkında, Kanun Tasarısı’nı nasıl buldunuz?
Bilgisayarpolisi: Bence yeni yasa eksikleri olmasına rağmen, hukukî eksikleri doldurulabilecek kadar nitelikli hazırlanmış. Belli konularda sorun yaşanabilir, ancak kusursuz diyebileceğimiz bir kanunî düzenleme yapmak tabiî ki zor. Bunun yanında, bilişim suçlarının teknolojiye göre sürekli değişik kalıplara girmesi ve yeni kavramların ortaya çıkması nedeniyle geleceği tamamen gören, her yönüyle eksiksiz bir hukukî çalışma yapabilmek imkânsız denecek kadar zor.
*Yasadan önce, yasadan sonra diye bir tarif yaparsak bu yasa aksi sonuç doğurur mu?
Bilgisayarpolisi: Kesinlikle aksi sonuç doğuracağını düşünmüyorum. Ancak yasa teorik bir oluşumdur ve uygulamadaki sonuçlarının nasıl olacağını şimdiden bilemeyiz. Yasadan önce emniyet, savcılık, avukatlar ve mahkemeler bazen nasıl davranacağını bilemese de, yasadan sonra bir yön çizici kılavuzun varlığından söz edebileceğiz. Tabiî ki TCK ve CMK’da ki uygulamalar devam edeceği gibi yeni yasa birincil kaynak olacaktır. Bunun yanı sıra Ulaştırma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yürürlüğe giren “Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelik” ile de değişik uygulamalar başladı. Ayrıca bu yönetmelik ile birlikte PVSK ve Jandarmanın ilgili mevzuatında değişiklikler oldu. Bu anlamda yapılan hukukî çalışmaların kesinlikle faydalı olacağını ve boşa gitmeyeceğini düşünüyorum.
*Bilişim suçlarının hepsi aynı olsa da ‘Bilgisayar Korsancılığı’ kulağa daha korkunç geliyor. Sitenizde bayağı bir yararlı bilgiler veriyorsunuz, ama kısaca bir hack saldırısından nasıl korunabilir masum kullanıcılar? Okuyucularımızı bilgilendirseniz?
Bilgisayarpolisi: Öncelikle şunu söylemeliyim, eğer bilgisayarınız ile internete bağlanıyorsanız iyi bir Firewall (Güvenlik Duvarı) ve Anti-Virüs programı kullanmak zorundasınız. Kullandığınız anti-virüs programı, sadece virüs taraması yapmasının yanında, spyware, firewall, anti-phishing ve spam filter gibi özellikleri de olursa çok iyi olur. Bunun yanında anti-virüs programınızın ve işletim sisteminizin güncel olması da çok önemli. Ayrıca “sosyal mühendislik” dediğimiz bir kavram da var. Yani sizi kötü amaçlı insanlar, sadece sohbet ederek kandırabilir ve bilgisayarınıza yetkisiz erişebilirler. Bu nedenle, her kullanıcı dikkatli ve uyanık olmalı, gündemi takip etmeli ve saldırı yöntemlerinden bihaber olmamalı.
*Bilgisayarımıza dışarıdan bir müdahalenin farkına vardığımızda nasıl bir yol izlemeliyiz? Emniyete mi başvurmalıyız? ‘Etik Hacker’lara mı?
Bilgisayarpolisi: Bu tür bir durumda öncelikle bu bağlantıyı kesin ve size bağlanan bilgisayarın IP adresini tesbit etmeye çalışın. Yapılan müdahalenin bir suç olup oluşturmadığını bir uzmana sorun ve eğer oluşturuyorsa savcılığa veya emniyete şikâyette bulunun. Ve vakit kaybetmeden kendiniz somut delilleri toplamaya çalışın. Aksi takdirde müracaatınız çok etkili olmayacaktır.
*Kimler tehlikede?
Bilgisayarpolisi: Bilgisayar kullanan herkes tehlikede. Ayrıca cep telefonları ve PalmPC’ ler de bazı saldırılardan nasibini alabilirler.
http://www.tbd.org.tr/genel/bizden-detay.php?kod=190&tipi=3&sube=
http://www.tbd.org.tr/genel/bizden-detay.php?kod=243&tipi=5&sube=
http://www.tbd.org.tr/genel/bizden-detay.php?kod=244&tipi=5&sube=
[email protected]
|
Belma UĞUR
15.04.2007
|
|
Windows Vista Capable etiketine dava
Dianne Kelley adlı bayan, Microsoft’un “Windows Vista Capable” etiketi üzerine dâvâ açtı.
Dianne Kelley, “Windows Vista Capable” logolu PC’lerin Windows Vista Home Basic’i çalıştırabilmesine rağmen, Mac görünümlü parlak ve yeni Vista özelliklerinin çoğunu barındıran Home Premium sürümünü tam olarak çalıştıramamasına içerledi ve dâvâ açtı.
Suçlamaları kabul etmeyen Microsoft, donanım üreticilerine hangi Vista sürümü için hangi donanımların gerektiği konusunda gerekli bilgileri verdiklerini belirtti.
Fakat iddialar bunun tersini söylüyor. Kullanıcıların “Windows Vista Capable” logosunu gördüğünde bu PC’lerin Aero gibi yeni Vista özelliklerini desteklediklerini düşündükleri fakat pratikte bunun mümkün olmadığı söyleniyor.
Yine Bill Gates’in sadece 100 Dolarlık bir bütçe ile Windows Vista özelliklerinden faydalanmanın mümkün olduğunu söylemesine rağmen bu para ile sadece Vista Basic sürümü satın alınabiliyor.
[email protected]
|
Nihat ERBAŞ
15.04.2007
|
|
Apple’ın hızına yetişen yok
Apple’ın hızına kimse yetişemiyor. Dev şirket 100 milyonuncu iPod’unu sattığını duyurdu..
Apple’dan yapılan açıklamada, iPod, bugüne kadar en hızlı satılan müzik çalar olarak gösterildi. Apple, ilk iPod’un satışını 2001 yılı Kasım ayında yapmasından bu yana, geçen Kasımda vitrine konan kibrit kutusu büyüklüğündeki iPod’un da aralarında bulunduğu, bu minik müzikçaların 10 modelini çıkardı. Binlerce şarkıyı ve hafızasında tutabilen iPod’un şimdiki modelleri 79 ile 249 dolar arasında satılıyor.
|
15.04.2007
|
|
YouTube siyasete de el attı
YouTube, yeni hizmetiyle birçok ülkede yaklaşan seçimlerde seçmen görüşlerini iletebilmesine imkân sağlıyor..
YouTube, yeni hizmetiyle birçok ülkede yaklaşan seçimlerde seçmen ve oy verenlerin propaganda ve karşıt görüşlerini iletebilmesine imkân sağlıyor.
Citizen Tube adı verilen bölümde bir editör yönetiminde seçim kampanyalarına ve seçmen tepkilerine yer veriliyor. Türkiye’de de seçimlerin yaklaştığı düşünülürse yeni bir erişim yasağı yolda demektir.
|
15.04.2007
|