Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 47. yılı münasebetiyle Yeni Asya Kırşehir Temsilciliği tarafından “Bediüzzaman Haftası” çerçevesinde düzenlenen “Bediüzzaman’a Göre İslâm’da Sevgi” isimli konferans, Kültür Turizm Müdürlüğü Konferans Salonunda geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
Çevre illerden de katılımın sağlandığı konferansı Yeni Asya gazetesi yazarı Sami Cebeci sundu.
Sunumuna; Bediüzzaman’ın 4 tür sevgi esası üzerinde duracağını belirterek başlayan Sami Cebeci, bunların, Allah, peygamber sevgisi, insan sevgisi ile dünya ve içindeki varlıklara duyulan sevgi olduğunu belirterek, “Bunlar nasıl olmalı? Toplumdaki anarşinin, kavganın ve tüm yanlışların olduğu bir durumda sevgiye ne kadar ihtiyacımız var?” diye konuştu.
“Sevginin kaynağı kalptir. Ama bahsini ettiğimiz kalp, insanın vücudunun her tarafına kan pompalayan et parçası değildir. Bu kalp, Bediüzzaman’ın ifadesine göre: fikirlerin aynası olan dimağ ile hislerin aynası olan vicdandan ibaret olan manevî bir lâtifedir. İşte bu manevî kalpte Allah nihayetsiz bir sevgi hissini kalbimize dercetmiş. Bunun gerekçesi de; Allah’ı sonsuz bir sevgiyle sevmemiz için kalbine koymuştur. Bu hakikatten dolayı Bediüzzaman diyor: ‘Batın-ı kalp, ayine-i samettir.’ Yani Allah’tan başkasının muhabbetlerinin oraya konmaması gerektiğini söylüyor. Bu konuyla ilgili ayrıca Bediüzzaman: ‘İnsan eğer Cenab-ı Hak’tan gayrısına olan ve O’nun namına olmayan sevmekliğini o kalbin içine koyarsa, gayr-ı meşrû bir muhabbetin cezası, merhametsiz bir azaptır’ buyuruyor. İnsan hadsiz bir muhabbetle Allah’ı sevmeye müsait bir fıtratla yaratılmıştır. Çünkü insanın fıtratında, yaratılışında cemal, kemal ve ihsana karşı, elinde olmayan bir sevme duygusu vardır.”
Bediüzzaman bir vecizesinde “Muhabbet şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın rabıtasıdır” sözünü aktaran Cebeci, “Muhabbet ve sevmek sıfatı, insanın iradesi dâhilinde değildir. İnsan, elinde olmadan sever, fakat irade ile bunun yönü değiştirilebilir. Meselâ insan lezzetli yiyecekleri, anne babasını, çocuklarını, eşini, hayatını, gençliği, baharı ve dünyayı sever. Bunları sevmesek yaşayamayız. Elimizde olmadan bu sayılanları seviyoruz. İşte mecazî olan bütün bu sevgilerini, iradesiyle Allah hesabına dönüştürürse, yani Allah hesabına severse o zaman bu sevgiler hakikî aşka ve gerçek anlamda Allah sevgisine dönüşmüş olur” diye konuştu.
Sami Cebeci’nin ardından sahne alan Kırşehir Can Kardeş Çocuk Korosu; önce âyet ve hadis mealleri ve Risâle-i Nur’dan vecizeler okuduktan sonra birbirinden güzel ilâhiler seslendirerek salonda duygusal bir hava yaşanmasını sağladılar. Konferans çıkışında Sami Cebeci kitaplarını imzalarken, Yeni Asya Neşriyattan kitaplar ve Yeni Asya hanım okuyucularının hazırladıkları gıda ürünleri satışa sunuldu.
|