CNN Türk'te hmet Hakan Coşkun’un sunduğu ve ‘Tarafsız Bölge’ programına katılan gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, milletin hür iradesinin Meclis çatısı altında tecellî etmesi gerektiğini ifade ederek, “Millî mutabakatla millî iradeyi yaşatmalıyız. Birbirimize hoşgörüyle bakalım. Farklı düşüncelere saygı göstermek zorundayız. Eğer Türkiye hukuk devletiyse herşeyi hukuk çözsün, Meclis çözsün. Bu vatan hepimizin, her kurum görevini yapsın” dedi.
Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, millî iradenin adil olarak hükmetmesini isteyerek, “Millî mutabakatla millî iradeyi yaşatmalıyız. Eğer Türkiye hukuk devletiyse her şeyi hukuk çözsün, Meclis çözsün” dedi.
CNN Türk’te Ahmet Hakan Coşkun’un hazırlayıp sunduğu Tarafsız Bölge’de 28 Şubat süreci tartışıldı. Programa konuk olarak katılan gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, Yargıtay eski başsavcısı Vural Savaş, DİSK eski genel başkanı Rıdvan Budak, başbakanlık eski müsteşarı Yaşar Yazıcıoğlu, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcılarından Mukadder Başeğmez 28 Şubat’la ilgili sorulara cevap verdiler. Zaman zaman tansiyonun yükseldiği programda
“28 Şubat nedir?” sualine Dumanlı, “Ucube bir şeydir” derken Kutlular, “Darbedir” dedi. Başeğmez “sarhoşluk hali” derken, Budak, “Sivil toplum kuruluşlarının demokrasiye sahip çıkması” diyerek görüşlerini aktardı.
SAVAŞ: BEN DARBEYİ ENGELLEDİM
Programda ilk söz alan eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, 28 Şubat’ı şöyle değerlendirdi:
“İkinci Cumhuriyetçiler öyle bir hava oluşturdu ki, asker, medya ve savcıları yönlendirdiler. Eğer benim gibi bir başsavcı olmasaydı zinde güçler yönetime el koyacaktı. Dış güçler darbe olmasını istiyordu. Derin güçler ABD’ye dayanıyordu. Darbeyi dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, Karadayı ve ben engelledik.”
28 Şubat’ta yapılanın darbe değil, “hukukun işletilmesi” olduğunu savunan Vural Savaş, “Ordunun büyük çoğunluğu darbe istemiyordu. Ama ne yazık ki, bazı kişiler, bazılarını kullanarak düğmeye bastı” dedi.
KUTLULAR: İFTAR YEMEĞİ ABARTILDI
DİSK eski Başkanı Budak, sivil toplum kuruluşlarının 28 Şubat’ta demokrasiye sahip çıktığını ifade ederken, o dönem başbakanlık konutunda verilen iftar yemeğini eleştirdi. Söz alan gazetemiz imtiyaz sahibi Kutlular ise, “Ben iftar yemeğine davetliydim. Yaşadığımı söylüyorum. Bu olay abartılarak, büyütülerek verildi. Olayı anlatmak insanî bir vazifedir. Anlatıldığı gibi öyle çok sarıklı insanlar veya tarikat liderleri yoktu. Sadece Mahmud Efendi vardı. Ben vardım. Milletvekilleri, akademisyenler, Diyanet Reisi vardı. Bir de bu zat dinî kisvesiyle gelmiş. Ne olmuş yani? Öyle konuşmalar filan olduğu da yok. Başbakan teşekkür konuşması yaptı. Mahmud Efendi teberrüken konuştu ve oturdu. Beni de Hasan Hüseyin Ceylan çağırdı. Türkiye bir hukuk devletidir. Eğer bu suçsa, devletin yetkili organları harekete geçerdi” dedi.
DUMANLI: ABD VE İNGİLTERE’DE
İFTARLAR VERİLİYOR
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, başbakanlık yetkisinin kendisinde olsaydı, böyle bir iftar vermeyeceğini ifade ederek, “Ama Amerika ve İngiltere’de böyle iftarlar verilmesinde bir sakınca görülmüyor” diye konuştu.
Dumanlı, 28 Şubat’ın psikolojik harp sembolleriyle yürütüldüğünü hatırlatarak, “Dünyanın birçok bölgesinde hiç bu kadar üniformasız sivil toplum kuruluşu görmedim” dedi.
“Rejimi değiştirecek” korkusunun yersiz olduğunu belirten Dumanlı şöyle devam etti:
“Yüzde yirmilik siyasi iktidar, anayasayı değiştirmesi mümkün değilken, rejimi nasıl değiştirecek? Ben bir kriterden bahsediyorum. Aba altından sopa gösterildi. Korku havası oluşturuldu. Libya gezisi çok yanlış. Kamu vicdanı bunu soracaktır. Kamunun zekâsına güvenmek lâzım.”
BAŞEĞMEZ: KUDÜS GECESİ’NDE SİYASİ YOKTU
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mukadder Başeğmez ise Kudüs gecesi organizasyonunda hiçbir siyasinin olmadığını sadece Sincan Belediye Başkanının saf saf oturduğunu ve tankların yürüdüğünü söyledi. Başeğmez, bütün darbelerin Türk halkı tarafından şiddetle kınandığını ve kamu vicdanının son derece rahatsız olduğunu hatırlattı.
YAZICIOĞLU: 28 ŞUBAT’I AMERİKA TEZGAHLADI
Başbakanlık eski müsteşarlarından Yaşar Yazıcıoğlu da 28 Şubat’ı Amerika’nın tezgâhladığını iddia ederken, “Aczmendiler, Ali Kalkancı, Fadime Şahin olayları birden bire ortaya çıkarıldı ve çok ciddi provokasyonlar oldu” dedi.
KUTLULAR: HER ŞEYİ HUKUK ÇÖZSÜN
Kutlular ise mürteci denilerek dindarların karalandığını belirterek şöyle devam etti:
“Biz bin seneden beridir devletiz. Çok dinli, çok renkli, çok ırklıyız. Biz bu medeniyetin devamıyız. Tarikatlar bin seneden beri var. ‘İrtica geliyor’ diyorlar. Cumhurbaşkanı ‘irtica geliyor’ diyor, asker ‘geliyor’ diyor… Nedir irtica; geriye dönüş. Gelmiş mi peki? Mürteci diyerek dindarları karalıyorlar. Demirel ‘derin devlet ordudur’ dedi. Ben demokratlara oy verdim.. Ardından Adalet Partisi’ne ve Doğru Yol Partisi’ne oy attım. Hür irade Meclis çatısı altında tecelli etmeli. Askerî darbelere karşı ‘millî mutabakat’ zemini sağlanmalı. Din umumun malıdır. Siyasete alet edilmez. Ancak bazı yerlerde istismar edildi. Türkiye’de laiklik benim inancıma saygı göstermiyor. Askerin tank yürütmemesi lâzımdı. İrticaî korkulardan devlet arınmalı. Herkes fişlenmiş. Batı Çalışma Grubu herkesi fişlemiş. Bunu asker yapıyor. Dizginler hâlâ derin devletin elinde. Herkes görevini yapsın. 70 senedir ne irtica geldi, ne de geriye gitti. Eğer böyle bir rahatsızlık varsa, bunun kararını asker vermesin, millet versin. Milli irade hükmetsin, adil olarak… Millî mutabakatla millî iradeyi yaşatmalıyız.. Birbirimize hoşgörüyle bakalım. Farklı düşüncelere saygı göstermek zorundayız. Eğer Türkiye hukuk devletiyse her şeyi hukuk çözsün, Meclis çözsün. Bu vatan hepimizin her kurum görevini yapsın.”
|