Kötümser bakanlar, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yaşanan tıkanmayı trenin yoldan çıkması gibi görebilir.
Ne var ki özellikle Kıbrıs konusu kullanılarak yaratılmak istenen engellerin ancak belli ölçüde amacına ulaştığını söyleyebiliriz.
Burada Almanya-Fransa-Avusturya ekseninin treni yoldan çıkararak meseleyi çözme girişimleri diğer Avrupa ülkelerinin direnciyle karşılaşmıştır. Avrupa, Türkiye’yi dışlamanın maliyetini de görme durumundadır.
Eğer Avrupa’daki Türkiye karşıtlarının elinde kalan tek imkân Kıbrıs olsaydı, Türkiye açısından daha sağlam bir durum yaratılabilirdi.
Ancak Avrupa’dan Türkiye’ye bakıldığında reform sürecinin tam olarak yürümediği, rejim sıkıntılarının yaşandığı ve siyasi istikrarsızlık ihtimallerinin bulunduğu görülüyor.
***
Böyle bir bakışı haklı kılacak gerekçeler vardır. AKP hükümeti geçen iki yıldaki reform hızını kesmiş, 301’inci madde gibi kolay çözümlenecek konular, düğüme dönüştürülmüştür.
Hükümetin Kıbrıs’la ilgili attığı son adımın ardından gündeme gelen Genelkurmay Başkanı’nın “Bize sorulmadı” çıkışı da demokratik rejimin işleyişiyle ilgili temel sıkıntıların devam ettiği görüntüsünü vermiştir.
Önümüzdeki yıl yapılacak cumhurbaşkanı seçimi ve genel seçimlerin olağan dışı gerilimlere yol açması ihtimali de dışardan bakanlar için önemli bir noktadır.
***
Son döneme kadar Kıbrıs konusunda Türkiye bütün dünyada tartışmasız bir şekilde “uzlaşmaz taraf” olarak görülüyordu. Ancak Annan Planı oylamasıyla birlikte Türkiye ve KKTC çözüm iradesini ortaya koyunca dünyanın bakışı da değişti. Nitekim Avrupa Birliği bu konuda adım atma sözü verdi, ancak uygulamadı. Bunu engelleyen ve bu yolla Türkiye’yi yıldırma politikası izleyen Fransa-Almanya-Avusturya üçlüsü Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’ne teslim olma görüntüsü verdiğinden Birlik içinde ağır eleştirilerle karşılaşıyor.
Kıbrıs’ı kullanarak Türkiye’yi yıldırma siyaseti izleyen üç ülkenin ortak yanı Türkiye’den en fazla göçü bu ülkelerin almış olmasıdır. Bu da her üç ülke açısından Türkiye’yi bir iç politika konusu haline getirmiştir ve merkez sağ hükümetler daha sağ politikalarla yabancı düşmanlığı üzerinden oy hesabı yapmaktadır.
***
Türkiye’nin Avrupa Birliği yolu, dümdüz ve sorunsuz bir yol değildir. Tren daha çok kez duracak, yavaşlayacak, raydan çıkma korkuları yaşanacaktır. Önemli olan Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin getirdiği ileri
standartlara doğru yürüyüş iradesini göstermeye devam etmesidir.
Vatan, 15 Aralık 2006
|