Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Askerî cumhuriyet

Toplumdan, toplumsal durumdan, toplumsal sorulardan uzak, rasyonalitesini kendi dar alanında üreten devlet kurumları arasında, özellikle içinde yaşanan “kavgalar” bu ülkeyi yoruyor, geriletiyor, sıkıştırıyor.

Kıbrıs meselesi üzerinden asker-sivil arasında çıkan son kriz bunun tipik örneğidir.

Krizin arkasında yatanın derin bir “saray kavgası” olduğuna işaret ediyor.

Bu saray gerçeğini besleyen düzen ise bildik:

Geliri az, harcaması çok, tasarrufların çoğunu emerek yaşayan, aşırı merkeziyetçi bir siyasi merkez...

Bunun yarattığı rantın ve diğer tasarrufların küçük bir kesim tarafından kullanılmasını sağlayan, ülkenin ekonomik potansiyelinin harekete geçmesini engelleyen aşırı bir tekelleşme...

Tekelci tek kültür üzerine temellenen bir vatandaşlık anlayışının, kültürel standartlaşmayı zorlamasıyla ortaya çıkan, büyüyen, çözümsüz kalan, şiddeti her an yeniden besleme ihtimali olan bir Kürt meselesi...

Kamu sahasında kimlik, inanç ve birey temasına kuşkuyla bakan, bu teması yasaklamaya çalışan arkaik bir laiklik anlayışı...

Başta Silahlı Kuvvetler örneğinde olduğu gibi yetkililerin siyasî sorumluluk taşımadığı, siyasî sorumluluğa sahip olanların yetkili olmadığı garip bir devlet yapılanması ve bu yapılanmanın, adliyeden emniyete toplumsal talepleri ve evrensel değerleri, yani sorunların siyasi çözüm yollarını dışlayan bir tahakküm yaratması...

Aşırı merkeziyetçi devlet yapısı yüzünden kaynak dağılımının kapalı kapılar ardında ve siyasi amaçla yapılması, bunun yarattığı oligarşik parti düzenleri ve adliye sisteminden ihale sistemine kadar uzanan bir yozlaşma...

Devletin yapılanması ve politikalarını zorlayan bir toplumsal değişim ve talep dalgasıyla kamu düzeni ve yasaların kevgire dönmesi, devletin zaman zaman acze düşmesi, toplumu toplum yapan ortak paydaların örselenmesi...

Bu listeyi daha da uzatmak mümkün...

Ancak, bu sorunları nasıl sıralarsanız sıralayın, değişmeyecek olan iki temel unsur var.

İlki, bu sorunlardan her birinin çözümünün diğer sorunun çözümüne bağlı bulunması; ikincisi, ülkenin hemen her açıdan batağa saplanmış olduğudur.

Bu batak neden?

Neden bu sorunlar her yanımızı kuşatıyor?

Çünkü Türkiye, kuruluş dönemlerinden itibaren çağın gereklerini yerine getirememiş, yani modernleşmenin en önemli taşıyıcısı olan özgür bireye, demokratik standartlaşmaya dayalı eşitlik ilkesini bulamamış, hukuk düzenini kuramamış, yani modernleşmesini eksik yaşamış bir ülkedir.

Yeni dünya düzeni ve yeni çağ ile bu meseleyi çözemediği bir esnada karşılaşmıştır.

Klasik demokrasinin gereklerini bile yerine getiremediği bir dönemde, bireyin ve haklarının yeniden tanımlandığı, demokrasi tanımında standartlaşmanın yerini farklılaşmanın aldığı bir dalgayla yüz yüze gelmiş ve yaşadığı iç ve dış bunalımlar ikiye katlanmıştır. Ülke yönetimi toplumu, bireyi içinden kuşatan bu yeni dalgayla mücadele etmeye soyundukça, sorunlar daha da azmıştır.

Bu çerçevede,”iktidarsızlaştırma ve iktidarı sürekli denetim altında tutmayı gündeme getirme gayretleri”ne işaret eden girişimler, eksik modernleşme modelini daha gerilere götüren bir anlayışı yeniden keşfetmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

Hangi açıdan bakarsanız bakın; ister eksik modernleşme açısından, ister modernleşmenin demokrasi ve toplumsal taleplere ilişkin çağın gerisinde kalmaya yüz tutan bazı ilkeleri açısından…

Bilin ki, bugün yaşadığımız temel sorun, toplumsal, kültürel, ekonomik, sosyal kaynakları seferber ederken kullandığımız, yüzyıllardır değiştiremediğimiz aşırı merkeziyetçi yöntemden kaynaklanmaktadır.

Bu değiştiği anda gerisi çorap söküğü gibi kendiliğinden gelecektir.

Ancak şunu da unutmamak gerek:

23 Nisan tipi krizler nasıl AKP gibi siyasi partilerin bazı hatalarından hareketle meşrulaştırılamazsa, aynı krizler bu tür hataları ört bas da edemez..

AKP gibi değişim söylemiyle iktidara gelen siyasi partiler, bu merkezi yapıya bilerek ya da bilmeyerek eklemlenmeye çalıştıkça sorunlar daha da artacaktır.

Üstelik ilk faturayı onlar ödeyecek, onlar üzerinden tüm ülke ödeyecektir.

Yeni Şafak, 15 Aralık 2006

Ali BAYRAMOĞLU

16.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Askerî cumhuriyet

  İfade özgürlüğü kurumlarımıza da lâzım

  Yeni bir dönem

  Menfaat denklemi!

  Tren sadece yavaşladı

  301’i asıl şimdi değiştirmeliyiz...


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004