Mazlum-Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen Yeni Asya’ya yaptığı değerlendirmede, TCK 301’de kelimelerin değiştirilmesiyle sorunun çözülemeyeceğini, 301 gibi bir maddeye ihtiyaç olmadığını söyledi. Bilgen, “301’le ilgili tartışmalarda tanımlanan hakaret, aşağılama gibi suçlar ceza yasasının diğer maddelerinde tanımlanmıştır. Devletle ilgili özel bir yasa yapmanın anlamı yoktur. İnsana hakaret önemli bir suçtur zaten. Cumhurbaşkanına hakareti, silâhlı kuvvetlere hakareti ayrı ayrı saymanın bir anlamı yok ki” dedi.
Hükümetin TCK 301. madde üzerindeki tartışmalarda insan hakları derneklerinin görüşünü almaması 301 konusunda “samimiyet” tartışmalarını başlattı. Gelişmeleri Yeni Asya’ya değerlendiren insan hakları savunucuları Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e bu konudaki sitemlerini iletecek.
Hükümet, AB tarafından sert bir dille eleştirilen Ceza Kanununun “Türklüğe hakaret ve aşağılama” suçlarını düzenleyen 301. maddesi için sivil toplum örgütlerinin görüşünü istedi. Görüşü istenen STK’lar arasında TOBB, Türk Tabipler Birliği (TTB), İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), Hak-İş ve DİSK gibi iş dünyası ve meslek örgütlerinin bulunmasına karşılık bu konuda sürekli görüş beyan eden insan hakları derneklerinin olmaması tepkiyle karşılandı.
STK ANLAYIŞI FARKLI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu tavrını eleştiren Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim sözcüsü Şanar Yurdatapan, “12 yıla yakın bir süredir bu konuların içindeyiz ve ayırımsız herkesin ifade özgürlüğünü savunduk. 12 yıllık bu mücadelede suçuna en çok katıldığımız kişi de bizzat Recep Tayyip Erdoğan oldu. O bize sormasa da biz görüşlerimizi açıklamayı zaten görev sayıyoruz” dedi.
Yurdatapan, hükümetin STK anlayışının farklı olduğunu ifade ederek, “Bir konuda sivil topluma danışılacaksa, o konu ile ilgili STK’larla görüşmeli. Oysa hükümet STK deyince TÜSİAD’ı, TİSK’i, ayıp olmasın diye de sendikaları anlıyor sadece. Bu konunun muhatabı İHD, TİHV, MAZLUMDER, Helsinki Yurttaşlar Derneği gibi hukuk ve insan hakları konusundaki STK’lar olmalıydı. Barolar ve meslek odaları bile tam STK değiller yarı resmi kurumlardır” diye konuştu.
301’DE TAKTİKSEL ÇABALAR
MAZLUMDER Genel Başkanı Ayhan Bilgen ise TCK 301’de kelimelerin değiştirilmesiyle sorunun çözülemeyeceğini, 301 gibi bir maddeye ihtiyaç olmadığını söyledi. Bilgen, “301 ile ilgili tartışmalarda tanımlanan hakaret, aşağılama gibi suçlar ceza yasasının diğer maddelerinde tanımlanmıştır. Devletle ilgili özel bir yasa yapmanın bir anlamı yoktur. İnsana hakaret önemli bir suçtur zaten. Cumhurbaşkanına hakareti, silahlı kuvvetlere hakareti ayrı ayrı saymanın bir anlamı yok ki” dedi.
301 ile ilgili insan hakları derneklerinin yerine iş dünyası ve sendikaların görüşlerinin alınmasını göstermelik bir çaba ve hükümetin bir taktiği olduğunu ileri süren Bilgen, şunları kaydetti:
“Burada kavramsal bir problem var. Türkiye’de hükümet dışı olan ama sivil toplum kuruluşu olmayan kuruluşlar var. Onların da görüşleri tabii ki alınmalı ve değerlendirilmeli. Onları dışlamak amaçlı söylemiyorum ama hukuk dernekleri, insan haklarını savunan dernekler bu alanda uzman kuruluşlardır. Uzlaşamayacak kuruluşları bir araya getirmek ‘ne yapalım sivil toplum uzlaşamadı dolayısıyla biz nasıl bir değişiklik yapalım’ demek için bir mazeret haline geliyor. Bunların taktiksel bir pozisyon olduğunu düşünüyoruz.”
Bilgen, bu görüşlerini İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) kurucu örgütleri olan İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği, Helsinki Yurttaşlar Derneği ve Uluslararası Af Örgütü’nün Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcı Abdullah Gül ile yapacakları görüşmede dile getireceklerini sözlerine ekledi.
|