Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’yi de içine alacak yeni AB’nin, 21. yüzyılın barış projesi olacağına inandığını söyledi.
British Council (BC), Centre for European Reform (CER) ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından, ‘’AB-Türkiye İlişkileri: Türkiye’nin Müzakere Sürecindeki Bir Yılı’’ başlığıyla gerçekleştirilen III. Boğaziçi Konferansı’nın açılış resepsiyonu, Galatasaray’daki İngiltere Başkonsolosluğunda yapıldı. Resepsiyonda konuşan Babacan, Türkiye’nin AB üyeliği adaylığına değinerek, bu adaylığın Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Kafkaslar’daki diğer ülkeler için de olumlu etkileri bulunduğunu kaydetti. Babacan, bu ülkelerin Türkiye’nin AB üyeliği sürecini yakından takip ettiklerini ve bu süreçten etkilendiklerini de anlattı. AB’nin, 20. yüzyılın barış projesi olduğunu dile getiren Babacan, ‘’Türkiye’yi de içine alacak yeni AB’nin, 21. yüzyılın barış projesi olacağına inanıyorum’’ dedi.
Babacan, Türkiye’nin son 4 yıldır AB sürecine ilişkin önemli adımlar attığını, özellikle demokratikleşme yolunda siyasî reformlar gerçekleştirdiğini ve bu reformların Türkiye’nin Avrupa standartlarında bir ülke olmasında yardımcı olduğunu vurguladı. Ekonomik ve siyasi reformlarla, Türkiye’nin kaderinin bir üçüncü dünya ülkesi olmadığının da gösterildiğini anlatan Babacan, son dönemde ekonomide yaşanan olumlu gelişmelere de işaret etti. Babacan, ‘’Eğer Türkiye politik ve ekonomik olarak yeterince güçlü olursa Avrupa kamuoyunun Türkiye’ye ‘hayır’ demek için daha az nedeni olacak’’ şeklinde konuştu. Resepsiyonda konuşan AB Ticaretten Sorumlu Komisyon Üyesi Peter Mandelson da Türkiye’nin AB’ye ihtiyacı olduğu kadar AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı bulunduğunu belirterek, Türkiye’nin büyük bir pazar ekonomisi ve çalışan genç bir nüfusu bulunduğunu kaydetti.
|