Yargıtay Ceza Genel Kurulu, basın özgürlüğünü belli ölçülerde abartmaya hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerdiğini belirtirken, kamu çalışanlarının da başkalarına kıyasla daha sert eleştirilere muhatap olmasının normal karşılanması gerektiğini vurguladı.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, basın özgürlüğüne ilişkin tesbitleri de içeren kararı, Gazeteci Tuncay Özkan aleyhine eski İçişleri Bakanı Saddettin Tantan’ı “görevinden dolayı basın yolu ile adiyen tahkir” suçundan açılan dava sürecinde verdi.
Özkan’ın beraat kararı onandı
Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Özkan hakkında verdiği beraat kararının Tantan’ın vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine davayı ele alan Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Özkan’a yetersiz gerekçeyle beraat kararı verildiğine işaret ederek, yerel mahkemenin kararını bozdu. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 4. Ceza Dairesi’nin bu kararına itiraz ederek, yerel mahkemenin beraat kararının onanmasını istedi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Başsavcılığın itirazını kabul ederek, yerel mahkemenin beraat kararını oy çokluğu ile onadı.
“Basın özgürlüğü abartmayı da içerir”
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararında, basın özgürlüğüne yönelik şu tesbitlere yer verildi: “Yargılama konusu haber ve yorum metinlerindeki eleştiri ve değer yargılarının bir kısmı sert ve çarpıcı bir üslûpla dile getirilmiştir.
Esasen, eleştirinin sert bir üslûpla gerçekleştirilmesi, kaba olması ve nezaket sınırlarını aşması, eleştirenin amacına, psikolojisine, eğitim ve kültür düzeyine bağlı bir olgudur. Ancak kabul edilmelidir ki, basın özgürlüğü, belli ölçülerde abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerir. Gazetecilerin yazılarında kullandıkları deyimler ‘polemik’ niteliğinde olsa da nesnel bir açıklamayla desteklendiğinde bu ifadeler asılsız kişisel saldırı olarak görülemez. Kaldı ki, kamu görevinde bulunan veya talip olanların, diğerlerine oranla daha sert eleştirilere muhatap olması da doğal karşılanmalıdır.”
|