Yine bir spor yazısı!.. Politika yazarı bazı meslektaşlarımızın bir ay boyunca köşelerini futbola tahsis etmeleri karşısında; bizim de ara sıra spor konularına girmemizin fazla görülmeyeceğini umuyorum. Bu sebeple “Ata Sporumuz” olan güreşin en büyük milli organizasyonu olan Kırkpınar güreşlerinden bir nebze bahsetmek istiyorum. Bu sene 645.’cisi düzenleniyor. Dile kolay tam 645 senelik muhteşem bir gelenek... Ama gelin görün ki, diğer dünya milletlerinin gıpta ile izlemesi gereken; bu destansı geleneğin tanıtımı ve organizasyon noktasında, yeterince istekli ve becerikli olmadığımız için, genellikle sınıfta kalıyoruz! Dünyada bu kadar köklü ve tarihi; böylesine efsaneye dönüşmüş yiğitlik hikayeleri ile dolu; kültürel ve folklorik yönden namütenahi renkliliklerle bezenmiş; milli hususiyetlerimizi engin biçimde ortaya koyan; nevi şahsına münhasır bir spor müsabakası neden bir türlü şanına layık bir rağbete mahzar olamıyor acaba?! Bunun sebepleri üzerinde ciddiyetle durulması gerekir herhalde.
(...)
Son söz hem Kırkpınar Güreşleri ile ilgili; Spor Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı da dahil bütün yetkililere, futbola bol sayfalar tahsis eden medya organlarına ve tabii güreş seyircilerine: Muhteşem Kırkpınarımızı; tarihi şanına layık bir şekilde, olması gereken seviyeye getirelim. Bunu yapabilirsek, güreş sporunda dünya bizi parmakla gösterecektir. Ama takdir edersiniz ki, 1631 pehlivanın katıldığı bir organizasyonun açılışına bin kişilik bir seyircinin gelmesi ile bunu başarmak mümkün değildir!
Türkiye, 2 Temmuz 2006
|