Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Türkiye bu tuzağa düşecek mi?

Sonbaharda oynanacak olan tiyatronun hazırlıkları başladı. Önce, Lüksemburg’daki Ortaklık Konseyi toplantısında sesler yükseldi: “Türkiye verdiği sözü tutmalı ve Rum gemilerine limanlarını açmalıdır. Bunu yapmazsa, görüşmeler askıya alınabilir” mesajı çok net şekilde verildi. Ardından, geçen hafta Brüksel’de toplanan dorukta, mesajlar tekrarlandı. “Türkiye taahütlerini yerine getirmez ve limanlarını açmazsa, üyeliği riske girer”.

Ankara’dan çıkan yanıtlar da hep aynı: “Sizde verdiğiniz sözü tutun ve KKTC üzerindeki izalasyonu kaldırın. Biz tek taraflı adım atmayacağız..

Bu manzarayı görenler “Avrupa Birliğinin Rumları desteklediği ve Kıbrıs’ta Türkiye aleyhine bir çözüm için bastırdığı” sonucuna varıyorlar.

Oysa yanılıyorlar...

Oynanan oyunda, Kıbrıs sadece bir piyon. AB’de kimse Kıbrıs’ta çözüm bulma peşinde koşmuyor. Rumlarla kukla gibi oynuyorlar. Herkes karnından konuşuyor.

Perde arkasındaki oyun ve oyuncular bambaşka...

Karşılıklı iki grup var:

1. Liderliğini Fransızların yaptığı, Avusturya, Almanya ve Hollanda’nın da destek verdiği bu grubun amacı, kendi kamuoylarına, Türkiye ile tam üyelik görüşmelerini (yani AB’nin genişlemesini) zorlaştırdıkları, bu görüşmeleri biraz olsun ertelemeye çalıştıklarını göstermek. Rum gemilerine limanların açılması gerekçesinin arkasına saklanarak amaçlarına ulaşmayı hedefliyorlar.

2. Liderliğini İngilere’nin yaptığı, İtalya ve İspanya’nın da desteklediği grup ise, Türkiye ile görüşmelerin sürdürülmesini destekliyor.

Bu kavganın içinde Türk düşmanlığı yok... Hem İngiliz-Fransız çekişmesi, hem de kendi kamuoylarına “yeni bir genişlemeye kolay izin vermeyecekleri” mesajının verilmesi hesapları var.

Türkiye’yi sinirlendirdikleri, sert tepkiler göstermeye ittikleri oranda kazanacaklarını biliyorlar.

Bu satranç oyunu 2006 yılının sonuna kadar sürecek. Eğer Türkiye akıllı bir oyun sergilerse, göreceksiniz bir orta yol bulunacak. Şu anda yaşananlar, karşılıklı bir pazarlığın kamuoyu önündeki adımları. Eylül-Ekim’den itibaren, pazarlıklar kapalı kapıların arkasında devam edecek...

SİNİRLENMEMİZİ İSTİYORLAR...

Bu senaryoları çok gördüm.

Birdenbire fırtınalar eser, karşılıklı suçlamalar başlar ve son güne kadar tırmanma sürer...

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı durum, yeni değil. Biliniyor ve bekleniyordu.

Avrupa Birliği, Türkiye’nin zayıf noktasını yakalamış durumda. Ankara’nın tüm dikkatini Kıbrıs üzerine yoğunlaştırıyor, damarına basıyor ve kıyametler kopuyor. Özellikle Erdoğan’ın çok kolaylıkla sinirlendiğini bildikleri için kışkırtıyorlar. Başbakan da soğukkanlılığını pek koruyamadığından dolayı, Uluslararası kamuoyunda Türkiye hem haksız, hem de sert, kavgacı bir ülkeymiş gibi gösteriliyor.

Aslında Türkiye haklı.

Bırakın AKP’yi, hiçbir hükümet bu durumda Rumlara limanlarını açamaz. Direnmek zorundadır. Bu gerçeği özellikle AB Komisyonu, Konsey’deki üye ülke diplomatları, hatta Avrupa Parlamentosu biliyor. Ancak, iş siyasete özellikle de iç politikaya gelince rengi değişiyor.

Bu tuzağa düşmememiz şart. Bunu gerçekleştirmekte çok kolay... Herşeyin başında, kavgacı bir üslup kullanmamak geliyor.

Avrupa Birliğinin en büyük özelliği, ne kadar büyük anlaşmazlıklarla karşı karşıya kalırlarsa kalsınlar, kavga etmemeleridir. En sert çıkışlar dahi, yumuşak bir dille ortaya konulur.

Hiçbir zaman sesler yükseltilmez.

Geri dönülemeyecek adımlar atılmaz.

Anlaşmazlıklar, milli soruna dönüştürülmez.

İşte bu çerçeveden bakıldığında, Türkiye’nin sergilediği bazı tutumlar garip karşılanıyor.

Ankara, sesini duyurmalı...

Kıbrıs konusunda politikasını açıklamalı...

Haklı olduğu noktalarda ısrar etmeli...

Ancak üslup çok önemli. Zamanında esnek, zamanında katı tutum, gerektiğinde uzlamacı yaklaşımlarla durumu kendi lehine çevirebilir.

Türkiye haklı olduğu halde, kendi kendini haksız duruma düşürmemeli. Önüne kazılan pusu çukuruna düşmemeli.

Posta, 20.6.2006

Mehmet Ali BİRAND

21.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  ÖSS rezaleti ve YÖK’ün bencilliği

  Türkiye bu tuzağa düşecek mi?

  Yanlış hesap

  “Hoca, cipin hazır, belki mezarın da hazırlanmıştır”

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004