İran'ın Urmiye kentinde bulunan ve yüzde 90'ı kuruyan Urmiye Gölü'nün yeniden canlandırılması için çalışmalar yapılıp, bir komisyon kurulurken, bunun için Van Gölü'nün suyundan yararlanılabileceği fikri, bilim adamlarını harekete geçirdi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Doğu, "Urmiye Gölü'nü canlandıracak su miktarını hesap etmek lazım. Ama yüzde 90'ı kuruyan ve Van Gölü'nden daha büyük bir yüzölçümü sahip olan bu gölün yeniden sulak olarak hayata döndürülmesi Van Gölü'nü riske sokabilir" dedi.
Tektonik oluşumlu İran'ın en büyük, dünyanın da en büyük ikinci tuz gölü olan Urmiye Gölü'nün, iklim değişikiliği ve değişik çevresel nedenlerden dolayı yüzde 90'ı kurudu. İran'ın yarı resmi haber ajansı Tasnime'ye geçtiğimiz Eylül ayında açıklamalarda bulunan Urmiye Gölü'nü Canlandırma Komisyonu Sekreteri İsa Kelanteri, 5 bin 200 kilometrekare yüzölçümüne sahip Urmiye Gölü'nü yeniden canlandırmak için 147 kilometre uzaklıktaki Van Gölü'nden su taşımayı planladıklarını açıkladı. Kelanteri, Van Gölü ve Urmiye Gölü'nün su yapılarının birbiriyle uyumlu olup, olmadığına dair incelemeler yapacaklarını, 3-4 ay sürmesi beklenen incelemelerden sonra da iki ülke arasında teknik ve siyasi müzakerelerin yapılacağını belirterek, "Bu plan inceleme aşamasında, eğer çevresel, kimyasal ve biyolojik incelemeler olumlu sonuçlanırsa transfer işlemi gerçekleşebilecek" demişti.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Doğu da Van Gölü'nden bu suyun nakledilmesinin ortaya çıkaracağı çevre ve ekolojik sorunları ile hassas denge olan göl eko sistemlerinin varlığını sürdürmekte büyük bir risk oluşturabileceğini söyledi. Van Gölü'nün de değişen dünya şartlarından olumsuz etkilendiğini anlatan Prof. Dr. Doğu, "Bir Akgöl'ümüz vardı kurudu. Diğer Van çevresi ve havzasındaki göllerde de seviye değişiklikleri azalmalar oluyor. Van Gölü derin olduğu için direk olarak etkilenmiyor. Fakat seviye azaldığı zaman doğacak risklerle kıyılardaki deniz taşımacığılı liman faaliyetleri yapan ve buna bağlı olarak canlı yaşam, su arıtma tesisleri ve bütün eko sistemde büyük bir değişiklik demek. Urmiye Gölü'nü canlandıracak su miktarını hesap etmek lazım. Ama yüzde 90'ı kuruyan sığ da olsa neredeyse Van Gölü'nden daha büyük bir yüzolçüme sahip olan alanın sulak olarak hayata döndürülmesi başka bir sulak alanın hayati risk belirmesine neden olabilir" dedi.
URMİYE GÖLÜ'NÜN KURUMASI BİZİM DE SORUNUMUZ
Van Gölü eko sisteminin zararlarının bütün dünyayı etkileyeceğini de belirten Prof. Doğu, "Biz 'Van Gölümüz güzel olsun Urmiye Gölü kurusun bize ne' diyemeyiz. Çünkü Van Gölü eko sisteminin zararları bütün dünyayı etkiler. Orada olacak kuş ölümleri ya da canlı tahribatı sınırları da etkiler. Urmiye Gölü'nün kuruması bizim de sorunumuz aslında. Ama biz onu kurtaracağız diye Van Gölü'nün eko sistemini bozacak, riske atacak bir girişimde bulunmamamız gerekir. Bulunuyorsak bile bunun muhasebesinin çok iyi yapılması gerekir" diye konuştu.
Van Gölü'nün derinliğine de dikkat çeken Prof. Dr. Doğu, "Fakat yine de böyle bir risk her ne kadar geleceği sağlam da olsa, çanağı derin olduğu için, yine de böyle bir risk çok dikkatlice hesap edilerek yapılması gereken, bana göre gereksiz, ama çok büyük bir yardımseverlik, ülkeler arası dostluk bazı fedekarlıkları gerektirebilir. Yani bu çerçevede siyasi boyutta değerlendirilmesine karışamam ama çevresel açıdan, bunu Van Gölü'ne yarar getirmeyeceğini zarar getireceğini düşünüyorum " dedi.
DHA