Mehmet Bey: “Nasraniyet, ya intifa veya ıstıfa edip... Hz. İsa nazil olup gelecek, şeriatımla amel edecektir.” diyen Hadis-i Şerif’i açıklar mısınız??”
Uzunca Bir Süreç
Ahirzaman uzun bir süreçtir. Belki en az üç yüz yıllık bir süreçtir. Biz sadece bir kısmındayız. Fakat hangi kısmında olduğumuzu da yine hadislerin ışığıyla görebileceğiz, inkârla değil. Kur’ân’ın vermeyişi inkâr ettiğini değil; hadislere olan güvenini gösterir.
Üstad Said Nursî Hazretleri, Hazret-i İsa’nın (as) gökten inişi ile ilgili hadisleri böyle üç yüz yıllık bir sürece yayar.
Meselâ, bin yedi yüzlü yıllarda Avrupa’da Katolik mezhebine ve uygulamalarına karşı halkın ilim adamlarıyla, düşünürleriyle, aydınlarıyla birlikte ayaklanması ve ilme, akla, düşünceye, hürriyete ve insan haklarına daha eğimli ve yaklaşımlı olan, tevhid inancına bir adım yaklaşmış bulunan ve Protestanlık mezhebinin doğması ile sonuçlanan olaylar, ahir zamanla ilgili hadis-i şerif haberlerinin gerçekleşmeye başladığı olaylardır.
Bunu görmek lazım.
Nasrâniyet İntifâ Edecek
Nitekim Katolik mezhebinin marifeti olan ve Hıristiyanlar içinde yüz yıllarca süren kanlı iç savaşlara neden olan katı “ruhbanlık” kurumunun aforozlarla (dinden çıkarmalarla), günah çıkartmalarla, ilmi, aklı ve düşünceyi mahkûm eden anlayışıyla kendi dindaşına dünyayı cehenneme çeviren uygulamaları Protestanlık mezhebiyle ortadan kaldırılmış; akla, ilme ve düşünceye imkân tanınmış, her bir kulun Allah’a aracısız ve doğrudan ulaşabileceği anlayışı getirilmişti. Şüphesiz bu yeni anlayışı ile Hıristiyanlık tevhide doğru bir adım atmış oluyor ve Hazret-i Muhammed’i (asm) Hazret-i İsa’nın (as) inişi ile ilgili verdiği haberlerde doğrulayan olaylar zinciri de böylece başlamış oluyordu.
Üstad Saîd Nursî hazretleri “Nasrâniyet [Hıristiyanlık], ya intifâ [sönecek] veya ıstıfâ edip İslâmiyet’e karşı terk-i silâh edecektir. Nasrâniyet birkaç defa yırtıldı, Protestanlığa geldi. Protestanlık da yırtıldı, tevhîde yaklaştı. Tekrar yırtılmaya hazırlanıyor. Ya intifâ bulup sönecek veya hakîkî Nasrâniyetin esâsını câmi olan hakâik-i İslâmiyeyi karşısında görecek, teslim olacaktır. İşte bu sırr-ı azîme Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm işâret etmiştir ki: “Hazret-i Îsâ nazil olup gelecek, ümmetimden olacak, şeriatımla amel edecektir.”1 ifadeleriyle ve, “Prutluğa [Protestanlığa] tâ geldi. Prutlukta görmedi ona salâh verecek. Perde yine yırtıldı, mutlak dalâle düştü. Bir kısmı lâkin bâzı yakınlaştı Tevhîde; onda felâh görecek.”2 ifâdeleriyle yırtılan Hıristiyanlığın bir kısmından dalâlet çıktığını, yani Sosyalizm, Freodizm, Ateizm, Komünizm gibi akımların türediğini, fakat bu akımlar kayıtsız-şartsız dalâlet olduğundan, insan oğluna kurtuluş vermeyeceğini; bir kısmının ise tevhîde yaklaştığını, gerçek kurtuluşu tevhîdde ve İslâmiyet hakikatlerine teslim olmakta bulacağını; böylece de bu olayların Hâtemü’l-Enbiyâ olan âhirzaman Peygamberi’nin (asm) haberlerini doğrulayacağını bildiriyor.
İslamiyet Avrupa’dadır
Nitekim günümüz dünyasında artık, Merhum Cemil Meriç’in “deli gömlekleri” diye nitelediği “izm”lerin güç ve kudretinden eser kalmadığı gibi; batıda ve Hıristiyanlar içinde Allah’ın tevhîd dînine büyük bir teveccüh ve yönelişin başladığını, Hıristiyanların da bu yönelişi normal karşıladığını, hattâ İslâmiyet’in Avrupa’nın yeni dini olarak tecellî etmeye başladığını Allah’ın lütfu ile görmekteyiz.
Bunu da, bir ahirzaman olayı olarak görmek zorundayız.
Elhamdülillahi hâzâ min fadli Rabbî.
Allah dilerse, nelere kâdir değil ki!
Dipnotlar:
1 Mektûbât, s. 454.; Hutbe-i Şamiye, s. 103, 2 Sözler, s. 643.