İsim belirtmeyen okuyucumuz: “Şeytanda üreme ve çoğalma var mıdır? Bu durumda yeni doğan şeytan da insana secde etmeyen şeytan gibi günah işlemiş sayılmakta mıdır? Eğer sonradan doğan şeytanlar da günah işlemiş sayılırlar ise; bunu suçun şahsîliği ile nasıl bağdaştırabiliriz?”
Ben O’ndan Üstünüm!
Kur’ân, insanlığın yaratılışından bahsederken, meleklerle şeytanı da gündeme taşır. Melekler itaatkâr, günahsız, isyansız, zikir ve tesbihte kusursuz, muvâfık, mütevâzı ve hayırlı kimlikleriyle; şeytansa isyankâr, kibirli, büyüklük taslayan, cerbezeci, haddini bilmez, azgın, hasetçi ve düşman tavırlarıyla dikkati çeker. Kur’ân tarafından melekler ve Peygamberlerin yüksek ahlâkını idrâk ve ihyâ etmeye teşvik edilen insan, şeytanın kötü ahlâkı, kötü mîzâcı ve kötü sıfatları karşısında şiddetle uyarılır.
Şeytan, Cenab-ı Allah’ın secde emrine uymamış, baş kaldırmıştı. Cenab-ı Hak, hemen gazap etmedi, şefkatli bir üslupla sordu: “Sana emrettiğim halde seni secdeden alıkoyan nedir?”1
Şeytan tövbe etmek, pişmanlık duymak, Allah’ın gazabından yine Allah’a sığınmak ve bağışlanma talebinde bulunmak yerine; büyüklük tasladı ve kibirlendi:
“Çamurdan yarattığına mı secde edeceğim? Benden üstün kıldığını görüyor musun?2 Halbuki beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın; ben ondan üstünüm!” dedi.3
Azgın Fikirlerinde Boğuldu
Oysa büyüklük ve Kibriyâ Allah’a mahsustur! Allah’ın emri karşısında hiçbir mahlûkun, hiçbir iddiâda bulunma hakkı yoktur. Cenab-ı Hak şeytanı rahmetinden kovdu: “İn oradan! Orada büyüklenmek sana düşmez! Çık git! Sen bir aşağılıksın!4 Sen artık kovulmuş birisin! Cezâ Gününe kadar lânetim senin üzerinedir!”5 buyurdu.
Şeytan birdenbire yok olacağı kâbûsu yaşadı. “Rabb’im! Beni insanların tekrar dirilecekleri zamana kadar ertele.” Diye yalvardı.6
Muhatabı ve isteyeni âsî şeytan bile olsa olumsuz cevap vermemesi, Cenab-ı Hakk’ın duâ ve niyazlara ne denli önem verdiğini göstermektedir. Yüce Allah, şeytanın bu niyâzı karşısında: “Sen, bilinen gün gelene kadar bırakılanlardansın!” buyurdu.7
İblis, bu defa teşekkür etmek yerine, azgın fikirlerinde âdetâ gark oldu:
“Beni azdırdığın için, and olsun ki Senin doğru yolun üzerine duracağım. Sonra önlerinden, arkalarından, sağ ve sollarından onlara sokulacağım. Çoğunu Sana şükreder bulamayacaksın.8 Rabb’im! Beni sapıttığın için, yer yüzünde fenâlıkları onlara güzel göstereceğim! Hâlis kıldığın kulların müstesnâ; onların hepsini saptıracağım!”9 Dedi; hırçınlığını, haddini bilmezliğini ve adâvetini kustu.
Suçlar Şahsidir
Hazret-i Âdem’in (as) yaratılışı esnasında Allah’ın emrine muhâlif davranan, kâfir olan10 ve kıyâmete kadar yaşama süresi alan İblîsin, daha sonra üreyip üremediği kendi problemi. Nesil ve soy olarak üremiş olsa da, olmasa da; elbette suçun şahsîliği vardır. Yani secde emrine muhâlif davranmasının günahı şahıs olarak kendisinindir.
Öte yandan iblisin üremediği bilinmektedir.
Ancak şeytan, nevî olarak cinlerdendir.11 Cinlerin Müslüman olanları ve kâfir olanları vardır. İlk günah İblisin kendisinde kalmak üzere; daha sonra cinlerden kendisine yeni kâfirlerin ve ervâh-ı habîselerin katılması elbette mümkündür.
Nitekim Bediüzzaman Hazretleri bildiriyor ki, insanlardan da şeytan vazîfesini gören habîs ruhlular vardır.12 Bu dünya, herkes için imtihan dünyasıdır. Elbette suçun şahsîliği prensibiyle, herkes kendi günahını yüklenir. Kur’ân’a göre “Herkes kendi yaptığına rehindir.”13 ve “Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez.”14
Bu esaslar, şeytan için de geçerlidir.
Dipnotlar:
1 A’râf Sûresi, 7/12); Sâd Sûresi, 38/75, 2 İsrâ Sûresi, 17/61,62, 3 A’râf Sûresi, 7/12; Sâd Sûresi, 38/76, 4 A’râf Sûresi, 7/13, 5 Sâd Sûresi, 38/77,78, 6 Hicr Sûresi, 15/36, 7 Hicr Sûresi, 15/37, 38, 8 A’râf Sûresi, 7/17, 9 Hicr Sûresi, 15/39,40, 10 Bakara Sûresi, 2/34; Sâd Sûresi, 38/74, 11 Kehf Sûresi, 18/50, 12 Lem’alar, s. 85, 13 Müddessir Sûresi, 74/38, 14 Necm Sûresi, 53/38