Adem Akdemir... Nevşehir’in Göre kasabasında ikamet ediyordu Adem abi.
Dediler ki Göre kasabasında bu kadar kalabalık cenazeyi biz ikinci kez gördük. İlki bir şehit cenazesiydi. Başka böyle görmedik. O kalabalıkta bir an gözüm Adem abiyi aradı. Çünkü her hizmette, her ziyarette, cenazede, düğünde mutlaka olurdu. Öyle ya Göre kasabasındaydık ve Adem abi buralarda olmalıydı. Kendime geldim sonra, evet buradaydı ama...
İnnalillahi ve İnnaileyhiraciun...
Evet Ondan geldik, Ona döneceğiz amenna...
Ben ne mi anladım bu ölümden?
Ne kadar da güçlü, sağlıklı görünürsem görüneyim... Ne kadar ölüm bana uzak gelse de... Sonsuz acziyetimi ve sonsuz fakrımı anladım. Hizmette ne kadar koştursam o kadar az olduğunu... Hizmetin şahsi işlerden önce geldiğini... Aman canım hep ben mi yapacağım, ben mi gideceğim demenin ne kadar bencilce bir söz olduğunu... Kimse yoksa bile ben varım, ben bunu yapmaya mecburum diyebilmeyi...
Yapacağım işi en iyi şekilde yapmayı... İnsanlarla iyi bir iletişim kurmanın, saygılı ve kibar olmanın ehemmiyetini... Alçak gönüllü olmanın kıymetini... Şu dünyada kavganın, gürültünün ne kadar gereksiz olduğunu sessiz kalabalığı görünce daha iyi anladım.
Bu ölüm sessiz sedasız bir nur kahramanın haykırışı oldu benim için.
Neden mi?
Hiç ölüm yokmuş gibi yaşarken... Hep yaptıklarımla yetinip, bundan sonrasını başkası yapsın derken... Çok yoruldum bugünde derse gitmesem mi? dediğimde... Bu cenazeyi hatırla ey nefsim(!)
Çünkü işte netice burada ve sanada ölüm var! diye haykırdı bu ölüm. Her ölüm aynı şeyi anlatır mı? Belki de öyle olmalı...
Enes radıyallahuanh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (asm), ruhunu teslim etmek üzere olan oğlu İbrahim’in (ra) yanına girince gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı. Bunun üzerine Abdurrahman İbni Avf:
- “Ey Allah’ın Resûlü! Siz de mi ağlıyorsunuz?” diye sordu.
Hz. Peygamber ona: - “Ey İbni Avf! Bu gördüğün gözyaşları rahmet ve şefkat eseridir” cevabını verdi. Sonra şunları ilave etti:
-“Göz yaşarır, kalp hüzünlenir. Biz ancak Rabbimiz ’in razı olacağı sözleri söyleriz. Ey İbrahim! Seni kaybetmekten dolayı gerçekten üzgünüz.” (Buhârî, Cenâiz 43)
Evet göz yaşardı, kalp hüzünlendi ve seni kaybetmekten dolayı gerçekten üzgünüz Adem abi...
Her derste, her dershaneye gidişimizde, dershanede yapılacak bir iş olduğunda eksikliğin hatırlanacak...
Rabbim sana ve tüm Nur talebelerine rahmet eylesin. Geride kalan yakınlarına sabırlar versin. Sen bizlere numune-i imtisal oldun. Hayatında yaptığın hizmetler muinin olsun. Allah ahirette Peygamberimize ve Üstadımıza komşu eylesin. Amin.