Lem'alar - page 831

zira
Mûcid’
imin bâkîliğiyle beraber, onun esmasıyla ica-
dı dahi bâkîdir. Benim şahsımdaki sıfatlar ise, onun es-
ma-i bâkîsinden bir ismin bir şuaıdır. o sıfatlar,
Hâlık’
ının
daire-i ilminde mevcut ve nazar-ı şuhudunda bâkî oldu-
ğundan, onlar zeval ve fenâya gitmekle idam olmuyorlar.
keza, bâkî olan İlâhımın
Bâkî
isminin benim mahiyeti-
min aynasındaki şuaının bâkî olduğuna; benim mahiyeti-
min hakikatinin dahi o ismin bir gölgesinden başka bir
şey olmadığına; ve o ismin, benim mahiyetimin aynasın-
da temessülü sırrıyla, benim hakikatim dahi bizzat mah-
bup değil, onda olan ve onda bâkî kalan şeylerin çeşit çe-
şit bekalar olması hasebiyle mahbup olduğuna dair ilmim
ve iz’anım ve şuurum ve imanım, beka ve lezzet-i beka
itibarıyla bana yeter.
ÜçüncüNükte
(HaşİYe)
(1)
o
?«/
c n
ƒn
dG n
º r
© p
fn
h *G É n
æ o
Ñ° r
ù n
M
ile intisap peyda edilen zat öy-
le bir
Vacibü’l-Vücud’
dur ki, bu mevcudat-ı seyyale onun
icat ve vücudunun daima teceddüt eden tecelliyatının an-
cak birer mazharıdır. onunla ve ona intisapla ve onun
Lem’aLar | 831 |
Y
irmi
d
okuzuncu
l
em
a
lah’a bağlanma.
itibarıyla:
sayılmak üzere, bakı-
mından.
iz’an:
anlayış, kavrayış, akıl.
kesret:
çokluk, çoğunluk.
keza:
böyle, böylece, bunun gibi.
lezzet-i beka:
beka ve ebedî ar-
zunun içindeki lezzet.
mahbup:
sevilmiş, sevilen, sevgili.
mahiyet:
bir şeyin aslı, esası, ha-
kikati, iç yüzü, bir şeyi tayin eden
aslî unsur, neden ibaret olduğu,
nitelik.
mazhar:
bir şeyin çıktığı yer, zuhur
ettiği, göründüğü yer.
meratip:
mertebeler, dereceler.
mevcudat-ı seyyale:
akıp giden
varlıklar, aynı yerde ve hâlde kal-
mayıp devamlı değişen varlıklar.
mevcut:
var olan, bulunan, olan.
mevt:
ölüm.
mucid:
icat eden, yaratan, yoktan
var eden Allah.
nazar-ı şuhut:
şahitlerin görüş ve
düşünceleri.
nevi:
tür, çeşit.
nükte:
ince ve derin manalı söz.
peyda etmek:
edinmek, kazan-
mak.
semere
remiz:
sembol, işaret.
semere:
meyve, sonuç.
sıfât:
keyfiyetler, nitelikler, vasıf-
lar.
sır:
gizli hakikat, bir şeyin dikkat,
tecrübe, yetenek ve sezgi yardı-
mıyla kavranabilen en ince en zor
yanı.
tılsım:
herkesin bilip çözemediği
gizli sır.
şua:
ışın, ışık.
şuur:
kavrama gücü; anlayış, idrak,
bilinç.
teceddüt:
tazelenme, yenilenme.
tecelliyat:
tecelliler, görüntüler.
temessül:
benzeşme, bir şekil ve
surete girme, cisimlenme.
ünvan:
ad, isim.
Vacibü’l-Vücut:
varlığı zarurî ve
zatî olan; varlığı başkasının varlı-
ğına bağlı değil, kendinden olup
ezelî ve ebedî olan Allah.
vücut:
var olma, varlık.
zat:
kişi, şahıs.
zeval:
sona erme, yok olma.
zîhayat:
canlı, hayat sahibi.
adem:
yokluk.
bâkî:
yok olmayan, sürekli ve
kalıcı olan, ölümsüz.
beka:
ebedîlik, sonsuzluk.
bizzat:
zatıyla yani kendisi ile.
daima:
her vakit, sürekli, her
zaman.
daire-i ilim:
ilim dairesi.
esma:
isimler.
esma-i bâkî:
ebedî, daimî
isimler.
faaliyet-i daime:
devam
eden, devamlı olan faaliyet,
devamlı gayret etme.
fenâ:
fânîlik, yok olma, yokluk,
ölümlülük.
gayet:
pek çok.
hakikat:
gerçek, doğru, bir şe-
yin aslı ve esası.
Hâlık:
her şeyi yoktan var
eden, yaratıcı; Allah.
hasebiyle:
dolayısıyla, gere-
ğince.
haşiye:
dipnot, açıklayıcı yazı.
icat:
yoktan var etme.
icmalli:
işin özetini verecek bi-
çimde.
idam:
yok etme, yok olma.
İlâh:
tanrı, İbadet edilmeye lâ-
yık yegâne varlık, ma’bud, is-
lâm geleneğinde hakikî
ma’bud olan Allah.
ilim:
bilim, biliş, bilgi.
iman:
inanç, itikat.
intisap:
bağlanma, bir kim-
seye aitlik, girme, imanla Al-
1.
Allah bize yeter; O ne güzel vekildir. (Âl-i İmran Suresi: 173.)
HaşİYe:
kâinatın en mühim muamması mütemadiyen mevt ve hayat,
zeval ve fenâ içindeki faaliyet-i daimenin tılsımını keşfeden Yirmi dör-
düncü Mektupta beş remiz ve beş işaretle izah edilen mühim bir haki-
katin meratibine gayet icmalli işaretler nev’inden eskiden beri tahattur-
la tefekkür ediyordum. Ve fenâ ve zeval ve adem ise, başka başka vü-
cutların ünvanları olduğunu ve kesretli vücutları semere verdiğini ve ze-
vale giden bir şey kendine bedel çok vücutları bıraktığını gösterir bir
nüktedir.
Â
1...,821,822,823,824,825,826,827,828,829,830 832,833,834,835,836,837,838,839,840,841,...1406
Powered by FlippingBook