Kastamonu Lahikası - page 412

soCRatEs (soKRat):
Günümüzden yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce yaşamış olmasına rağmen,
günümüze kadar fikirleri ve düşünceleri ulaşmış filozofların ileri gelenlerinden birisidir. Sokrat, m. ö.
470 (Bazı kaynaklar da 469, 468 tarihlerini gösterirler) yılında doğdu. Hayatı boyunca sadece üç kez
Atina’dan ayrıldı. Her sınıftan insanla rahatça dost olur, her konuyu açık bir şekilde tartışırdı. Devletin
yanlış politikalarını eleştirmekten çekinmezdi. Her zaman açık yüreklilikle bilgisinin yetersizliğini ifade
ederdi. Yazılı eser bırakmadı, ancak başta Eflâtun (Platon) olmak üzere talebeleri tarafından fikirleri
kayda geçirilerek günümüze kadar ulaşmasını sağladılar. Dolayısıyla bilinen ve tanınan Sokrat, Eflâ-
tun’un yazdığı ve bildirdiği Sokrat’tır. Kendisi yazı yazmaktan çok konuşmayı seven ve yazmayı pek
sevmeyen bir kişiliğe sahipti. Sokrat önceleri tabiatla, canlıların çoğalma ve ölümleriyle ilgilendi. Bu-
nunla beraber matematikle de ilgilendi. Bu arada insanların inançlarıyla ilgilenip bunları sorgulamaya
başladı. Yanlış olarak gördüğü şeyleri eleştirdi. Bilâhare bu davranışı idam edilişine kadar sürüp gide-
cek bir serüveni de başlatmış oldu. Bilim ve bilgi konusunda insanların eksik taraflarını göstermeye ve
sahip olduklarını zannettikleri bilgilerin yetersizliği ve eksikliğini göstermeye çalıştı. Yazma yerine ko-
nuşmayı tercih eden Sokrat, bu işi yalnız değil de insanlarla birlikte ve onları düşünmeye yönlendire-
rek yapmaya çalıştı. Karşısındakine sorular sormak suretiyle konuşturmaya çalıştı. İnsanın kendisini
tanıması üzerinde kafa yordu. Bilginin amacının pratik bir yaşama sanatı olduğuna ve ahiret hayatının
varlığına inandı. Sokrat, insanları farklı inançlara yöneltmek, geleneklere karşı gelip sarsmak, gençliği
yoldan saptırmak şeklindeki ithamlarla yargılanarak idama mahkûm edildi. (m.ö. 400 veya 399.)
suLtan REŞad:
V. Mehmet Reşad. (İstanbul 1844-1918.) Osmanlı padişahlarının otuz beşincisidir.
Sultan Abdülmecit’in oğludur. Ağabeyi III. Abdülhamit’in yerine padişah olduğunda 65 yaşında idi (1909).
Meşrutî bir hükümdar olarak 9 yıl süren saltanatında devlet güç koşullar altında varlığını koruma ve
sürdürme kavgası vermiştir. Onun döneminde I. Dünya Savaşına girilmiştir. 4 yıl süren bu savaş sonun-
da Sevr Antlaşması imzalandı ve ülkenin dört bir yanı işgal edildi. Mehmet Reşad, ağabeyi Abdülha-
mit’in vefatından bir süre sonra vefat etti.
suLtanü’L-uLEma:
Mevlâna Celâleddin-i Rumî’nin babası olan Sultanü’l-Ulema 1151’de doğdu.
1231 yılında Konya’da vefat etti. Asıl adı Muhammed Bahaeddin’dir. Daha çok “Sultanü’l-Ulema” laka-
bıyla tanınır. Bu lakabın Peygamberimiz (a.s.m.) tarafından kendisine verildiği rivayet edilmektedir. Ya-
şadığı bölgelerde pekçok talebe yetiştirmiştir. İnsanları irşat etmek için büyük gayret sarf etmiştir.
süFYan:
Ahir zamanda geleceği ve ümmetin karanlık günler yaşamasına sebep olacağı sahih ha-
dislerde bildirilen dehşetli, dinsiz ve münafık şahıs.
süLEYman RüŞtü ÇaKın:
(1899-1974): Said Nursî Hazretlerinin sadık hizmetkârlarındandı. Üs-
tadı tanıdıktan ve Risale-i Nur hizmetine çalışması sebebiyle 1935 tarihinde Eskişehir, 1943’te Denizli,
1958’de Ankara’da tutuklanıp hapsedildi. Hayatı boyunca Risale-i Nur’ların yazılmasında, yayılmasında
büyük gayretleri oldu. Risalelerin Lâhika mektupları içinde mektupları bulunmaktadır.
- Ş -
ŞamLı haFıZ tEVFiK (tEVFiK, ŞamLı tEVFiK):
Asıl ismi Tevfik Göksü olan Şamlı Hafız Tevfik
1887 yılında Barla’da doğdu. 1965 yılında Barla’da vefat etti. Kabri de Barla’dadır. Subay olan babası
Veli Bey ile beraber yirmi yıl Şam’da kalmasından dolayı “Şamlı” lakabıyla anılmıştır. Üstadın, Şam’da
Emeviye Camiinde verdiği vaazı babasıyla birlikte dinlemiştir. Babası ona Üstadı göstererek, “Bu zat
meşhur bir zattır. Ona iyi bak, ileride bu zata hizmet edeceksin” demiştir. Babasını bu sözü seneler
sonra gerçekleşir. Üstat Barla’ya sürgün edildiği yıllarda ona talebe, Nurlara kâtip olur.
ŞEMSÎ: Hicrî 10 Muharrem 1332 yılında dünyaya geldi. 8 Temmuz 1968’de vefat etti. Mezarı Silivrika-
pı’dadır. Şemsî lakabıyla anılmasına rağmen gerçek adı Şemseddin Yeşil’dir. Soyu Abdulkadir-i Geylâ-
nî Hazretlerine dayanır. Babası Hüseyin Efendi Hatuniye Camiinde imamdı. Babasını 12 yaşında kay-
betmiştir. Çocukluğunda itibaren dinî ilimlerle meşgul olmuştur. İlâhiyat fakültesi mezunudur. Uzun
yıllar imamlık, vaizlik ve hatiplik yapmıştır. Yüze yakın eseri vardır.
Ş
ahıs
B
ilgileri
| 412 | Kastamonu LâhiKası
1...,402,403,404,405,406,407,408,409,410,411 413,414,415,416,417,418,419,420,421,422,...478
Powered by FlippingBook