Hz. Ömer idaresinin temelinde adalet vardı. O devletin temeline adaleti yerleştirdi. Memurlarını ve
valilerini halktan soruştururdu. Halkın içinde dolaşarak ihtiyaç sahiplerini araştırırdı. Gayr-ı müslimle-
rin hakkını korurdu. Devletin malına karşı hassastı. Yaklaşık on bir sene halifelik yapan Hz. Ömer, alt-
mış üç yaşında iken şehit edildi.
- R -
REFEt BEY (REFEt BaRutÇu, YüZBaŞı REFEt BEY):
1886 yılında İstanbul’da doğdu. Yüzba-
şı rutbesiyle orduda görev yaptı. Said Nursî Hazretlerini Barla’da ziyaret edip onun hizmetçisi oldu. Üs-
tatla beraber Eskişehir, Denizli ve Afyon hapishanelerinde tutuklu kaldı. Sormuş olduğu ilme ait soru-
larla Üstadının iltifatına mazhar oldu. Ve bu sorular neticesinde Risale-i Nur’un çeşitli bahisleri cevabî
mektup olarak yazıldı. Ve daha sonra Risale-i Nur’un içine konuldu. Yüzbaşı Refet Bey 1975 yılında
doksan yaşında iken Hakkın rahmetine kavuştu.
- s -
saBRi aRsEVEn (santRaL saBRi):
1893 yılında dünyaya gelmiştir. Eğirdir’e bağlı Bedre köyü-
nün imamıdır. 1943 yılında Üstatla birlikte Denizli’de dokuz ay hapis yatmıştır. Sabri Efendi için Risale-
i Nur’daki mektuplarda çeşitli iltifatlar ve takdirkâr ifadeler bulunmaktadır. Santral Sabri, Nurların ilk
neşir senelerinde Nurları civar bölgelerdeki insanlara ulaştırma görevini hakkıyla yapmış, çevre köyle-
re Nurları yaymıştır. Barla’da bulunan Üstatla bir santral gibi irtibat kurmuştur. Sabri Efendi Said Nur-
sî’ye talebe olmuş, onun mukaddes davasına hizmetkâr olan kişilerdendir. 20 Şubat 1954 yılında Eğir-
dir’in Pazar köyünden Bedre’ye dönerken kamyonun devrilmesiyle, beyin kanaması geçirmiş ve vefat
etmiştir.
sELâhaddin ÇELEBi:
1913 yılında Kastamonu’da doğdu. 9 Ocak 1977 yılında vefat etti. Ailesi İne-
bolu’nun ileri gelen ailelerindendir. Babası Nazif Çelebi de kendisi gibi bir Nur Talebesidir. Nurları 23
yaşında tanıdı ve hayatının sonuna kadar Risale-i Nur hizmetinde bulundu. Üstat ile ilk tanıştığında,
Üstat ona yazması için Küçük Sözler’i verdi. O günden sonra sürekli Nurların çoğaltılmasına ve insanla-
ra ulaşmasında büyük gayretleri olmuştur. Gümrük Muhafaza Müdürlüğünde görevli olduğu yıllarda
polis, ihbar üzerine evinde arama yaptı. Risaleleri bulamayınca Selâhaddin Çelebi ne aradıklarını sor-
du ve onlara “Söyleseydiniz size verirdim, hiç yorulmazdınız, bunlar imanî ve İslâmî eserlerdir” diyerek
nüshaları onlara kendisi vermiştir. Bu olaydan sonra önce İnebolu Hapishanesine gönderildi; sonra De-
nizli Hapishanesine, daha sonra da Afyon Hapishanesine gönderildi. Bu üç hapishanede de babasıyla
birlikteydi.
sEYRanÎ (mEhmEt GEZGiÇ):
Asıl ismi Mehmet Gezgiç’tir. 1896 yılında Isparta’da doğdu. Seyranî
ismindeki camide iki yıl kadar imamlık yaptı. Mehmet Gezgiç’in Seyranî lâkabı imamlık yaptığı cami-
den dolayı verildi. Isparta’nın Gülcü Mahallesinde oturdu ve terzilik yaptı. Kendisinden Onuncu Lem’ada
Şefkat Tokatları yiyenlerin sekizincisi olarak bahsedilir.
sEYYid ŞEFiK:
Seyyid Şefik 1884 yılında Bitlis’in Hizan kazasının Arvas köyünde doğdu. İsmi Risa-
le-i Nur’larda, Seyyid Şefik, Seyyid Şefik Efendi, Seyyid Mehmet Şefik, Mehmet Şefik Eryuvası, Seyyid
Şefik Arvasî diye anılır. Üstadın eski dostlarından ve ilk talebelerindendir. İşaratü’l-İcaz’ın kâtiplerin-
dendir. Üstatla beraber 1943 yılında Denizli Hapishanesinde bulundu. Üstat Van’da kaldığı yıllarda Hor-
hor Medresesinde Üstada talebe olmuştur. Uzun yıllar İstanbul Müftülüğünde Mushafları Tetkik Heye-
tinde başkan olarak görev yaptı. On yedi yıl Sultanahmet Camiinde imamlık yaptı. Eyüp Camiinde ise
kırk yıl vaizlik yaptı. 13 Mart 1970 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Kabri Edirnekapı Şehitliğindedir.
sıddıK süLEYman:
Sıddık Süleyman Kervancı 1898 yılında Barla’da doğdu. 1965 yılında Barla’da
vefat etti. Kabri de Barla’dadır. Üstat 1926 yılında Barla’ya sürgün edildiğinde onunla tanıştı . Üstat Bar-
la’da kaldığı sekiz yıl boyunca ona sadakatle hizmet ettiği için “sıddık” ünvanını aldı. Uzun yıllar Nurlar
için çalıştı. Güzel hattıyla Nurları yazdı. Risale-i Nur’dan 28. Söz olan “Cennet Bahsi” onun bahçesinde
yazıldı. Bu bahçe Risale-i Nur’da Cennet Bahçesi diye geçer. Sıddık Süleyman’ın Risale-i Nur’da fikir ve
hislerine ait birçok mektubu bulunmaktadır.
Kastamonu LâhiKası | 411 |
Ş
ahıs
B
ilgileri