dolu o muarıza has kalması, başkasına ilişmemesi bir de-
rece kanaat verir ki; ekser vilâyetlere giren ve Adapa-
zar’a girmeyen,
Risale-i Nur
’un ehemmiyetli bir esası
olan tesettür şiarını bu derece açık ihanetiyle,
Risale-i
Nur
, onların yardımlarına koşmamış diye, yalnız bu hâ-
diseye baktım.
ì@í
‡
163
·
Aziz, SıddıkKardeşlerim!
Risale-i Nur dünya işlerine alet olamaz, dünya işlerine
siper edilmez. Çünkü, ehemmiyetli bir ibadet-i tefekküri-
ye olduğu cihetle, dünyevî maksatlar onunla kasten iste-
nilmez; istenilse, ihlâs kırılır; o ehemmiyetli ibadet şekli
değişir.
Yani, çocuklar gibi, döğüştükleri vakit kur’ân’ı
başına siper eder. Başına gelen zarar kur’ân’a geldiği gi-
bi,
Risale-i Nur
, böyle muannit hasımlara karşı siper isti-
mal edilmemeli.
evet,
Risale-i Nur
’a ilişenler tokatlar yerler; yüzer vu-
kuat şahittir. Fakat,
Risale-i Nur
, tokatlarda istimal edil-
mez ve niyet ve kast ile tokatlar gelmez. Çünkü, sırr-ı ih-
lâs ve sırr-ı ubudiyete münafidir. Bizler, bize zulmedenle-
ri, bizi himaye eden ve
Risale-i Nur
’da istihdam eden
rabbimize havale ediyoruz.
evet, dünyaya ait harika neticeler bazı evrad-ı mühim-
me gibi,
Risale-i Nur
’a çokça terettüp ediyor. Fakat onlar
istenilmez, belki veriliyor; illet olamaz, bir faide olabilir.
cihet:
yön.
dünyevî:
dünyaya ait.
ehemmiyetli:
önemli.
ekser:
pek çok.
evrâd-ı mühimme:
önemli virt-
ler, zikirler.
faide:
fayda.
hâdise:
olay.
hârika:
olağanüstü.
hasım:
düşman, rakip.
havale:
bir şeyi başkasının üstü-
ne bırakma.
himaye:
koruma, muhafaza et-
me.
ibadet-i tefekküriye:
tefekkür
ibadeti.
ihanet:
hainlik, kötülük etme.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
başka bir karşılık beklemek-
sizin, sırf Allah rızası için yap-
ma.
illet:
sebep, gaye.
istihdam:
bir hizmette kul-
lanma, çalıştırma.
istimal:
kullanma.
kanaat:
inanma, görüş, fikir.
kasıt:
bir işi bile bile, isteye-
rek yapma.
kasten:
bile bile, isteyerek,
kasıtlı olarak.
maksat:
gaye.
muannit:
inatçı, ayak dire-
yen.
muarız:
muhalefet eden, kar-
şı çıkan, muhalif.
münafi:
zıt, aykırı.
Rabb:
besleyen, yetiştiren,
verdiği nimetlerle mahlûkatı
ıslah ve terbiye eden Allah.
Risale-i nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin adı.
sırr-ı ihlâs:
ihlas sırrı, samimi-
yet ve doğruluğun sırrı.
sırr-ı ubudiyet:
kulluğun sırrı.
şiar:
işaret, belirti, ayırt edici
işaret.
terettüp:
bir işin birinin üzeri-
ne düşmesi.
tesettür:
örtünme, gösteril-
mesi dinen yasak olan kısım-
ların örtülmesi.
vilayet:
il.
vukuat:
vuku bulan şeyler,
hadiseler, olaylar.
zulüm:
haksızlık, eziyet, iş-
kence.
| 382 | K
astamonu
L
âhiKası