"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu âlem fânîdir, fakat bâkî meyveler veriyor

Risale-i Nur'dan
25 Ağustos 2023, Cuma
Ey insan! Sen kendine mâlik değilsin. Sen, kudreti nihayetsiz bir Kadîr, rahmeti hadsiz bir Rahîm-i Zat-ı Zülcelâl’in memlûküsün.

Öyle ise sen, kendi hayatını kendine yükleyip zahmet çekme; çünkü hayatı veren Odur, idare eden de Odur. Hem dünya sahipsiz değil ki, sen kendi kafana dünya yükünü yüklettirerek ehvalini düşünüp merak etme. Çünkü onun sahibi Hakîm’dir, Alîm’dir; sen de misafirsin, fuzulî olarak karışma, karıştırma.

Hem insanlar, hayvanlar gibi mevcudat başıboş değiller; belki vazifedar memurdurlar, bir Hakîm-i Rahîm’in nazarındadırlar. Onların âlâm ve meşakkatlerini düşünüp, ruhuna elem çektirme. Ve onların Hâlık-ı Rahîm’inin rahmetinden daha ileri şefkatini sürme. Hem sana düşmanlık vaziyetini alan mikroptan tâ taun ve tufan ve kaht ve zelzeleye kadar bütün eşyanın dizginleri o Rahîm-i Hakîm’in elindedirler. O Hakîm’dir, abes iş yapmaz; Rahîm’dir, rahîmiyeti çoktur. Yaptığı her işinde bir nevi lütuf var.

Hem der: Şu âlem, çendan, fânîdir; fakat ebedî bir âlemin levazımatını yetiştiriyor. Çendan, zaildir, geçicidir; fakat bâkî meyveler veriyor, bâkî bir Zatın bâkî esmasının cilvelerini gösteriyor. Ve çendan, lezzetleri az, elemleri çoktur; fakat Rahman-ı Rahîm’in iltifatatı, zevalsiz, hakikî lezzetlerdir. Elemler ise, sevap cihetiyle manevî lezzet yetiştiriyor. Madem meşru daire, ruh ve kalp ve nefsin bütün lezzetlerine, safalarına, keyiflerine kâfidir; gayr-i meşru daireye girme. Çünkü o dairedeki bir lezzetin bazen bin elemi var. Hem hakikî ve daimî lezzet olan iltifatat-ı Rahmaniyeyi kaybetmeye sebeptir.

Sözler, Otuz İkinci Söz, s. 713

LÛ­GAT­ÇE:

âlâm: elemler, kederler.

Alîm: her şeyi hakkıyla bilen Allah.

bâkî: ebedî, sonsuz.

çendan: gerçi.

ehval: korkular.

Hakîm: her şeyi bir maksatla ve hikmetle yaratan Allah.

Hakîm-i Rahîm: her şeyi gaye ve hikmetlerle yaratan, sonsuz merhamet sahibi Allah.

Hâlık-ı Rahîm: sonsuz merhamet ve şefkat sahibi yaratıcı, Allah.

iltifatat-ı Rahmaniye: her şeye şefkat ve merhametle bakan Allah’ın iltifatları.

kaht: kıtlık, kuraklık.

levazımat: gerekli şeyler, lâzım olan eşya.

mâlik: sahip.

memlûk: kul, köle.

Rahîm-i Zat-ı Zülcelâl: büyüklük sahibi ve çok şefkatli olan Cenab-ı Hak.

taun: veba, salgın hastalık.

tufan: çok şiddetli yağmur ve fırtına.

zail: zeval bulan, sona eren.

Okunma Sayısı: 2227
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    25.8.2023 22:42:07

    "Şu âlem, çendan, fânîdir; fakat ebedî bir âlemin levazımatını yetiştiriyor. Çendan, zaildir, geçicidir; fakat bâkî meyveler veriyor, bâkî bir Zatın bâkî esmasının cilvelerini gösteriyor. Ve çendan, lezzetleri az, elemleri çoktur; fakat Rahman-ı Rahîm’in iltifatatı, zevalsiz, hakikî lezzetlerdir. Elemler ise, sevap cihetiyle manevî lezzet yetiştiriyor. " Fani, beka, elem ve lezzet kavramlarına bambaşka bir mana ve nazar sağlıyor. İstifadeye medar olması duasıyla...

  • Said Yüksekdağ

    25.8.2023 10:34:38

    Ne güzel hakikatler bunlar. Ne kadar veciz ve tesirli ifadeler.. Risale-i Nurun bu diline hayran olmamak elde değil. Ne mutlu bizlere ki böyle paha biçilemez hakikatlerden bihaber değiliz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı