İtibardan tasarruf olmaz diyenler, ülkeyi borç bataklığına soktuklarının farkında değil mi?
Ülke enflasyonla mücadele ederken, millet fakirlikten kan ağlarken hala israfta yarışan makam sahipleri, bulundukları makamları saraya çeviren belediye başkanlarının vicdanı sızlamıyor mu?
Bunlar milletin ne çektiğini bilmiyorlar. Bu saltanat bir daha elimize geçmez diyerek, ne yaparsak kârdır hesabı ile haraket ediyorlar. Eğer bu söylenenler gibi hareket ediyorlarsa hukuk önünde hesap vereceklerini unutmasınlar.
Tarihimizde ibret alacağımız çok olaylar olduğu halde, ibret almıyorlar. İstifa ettim diyen bir bürokratın istifasını kabul etmeyerek ‘ben getirdim, ancak ben azlederim’ anlayışı ile saltanatı devam ettirmeye çalışıyorlar. İsraf son hızla devam ediyor.
Bu israfın hesabı bu dünyada sorulmazsa Allah’ın yüce divanında sorulacak.
Hani ne demişler, “Keser döner sap döner gün gelir hesap döner”.
Gelin sorumlu konumda olanlar, bir kere değil bin kere daha düşünün. Yol yakınken dönün bu savurganlıktan. Vazgeçin bu milletin parasını çarçur etmekten. Zira dost acı söyler ama gerçekleri söyler. Lale devrinin sonu gibi, bu devir de son bulacak.
*
Mutfakta yangın var, tencere boş kaynıyor. Fakir fukara, evine yiyecek götürememenin sıkıntısını yaşıyor. Senelerdir yatırım yerine tüketime yönelik politikalar sonucu, ülke bu hale gtirildi. Üreterek değil de tüketerek ve borçlanarak yönetme sonucunda iflasın eşiğinde bir ülke haline geldik. İşsizler ordusu, hükümete sarı kart göstermeyi denedi. Devleti idare edenlerin israf ve hesapsız harcamaları millette öfke patlamasına sebep oluyor.
Devleti yönetenler, “tok açın halinden ne anlar” sözünü yansıtmakta. Allah kimseyi işsizlik ve açlık ile terbiye etmesin. Bu iktidarın sonunu işsizliğin ve israfın belirleyeceği akla geliyor.