Bir işyerinin çalışabilmesi için işgücü gerekir.
Mevcut düzeni sürdürebilmenin yolu da aranılan nitelikteki işgücünün bulunmasında yatar. Bunun içindir ki devletler eğitim kurumlarında mevcut sisteme uygun işgücü yetiştirirler. Bu işgücü yetiştirme sistemini de okullar üstleniyor.
Herşeyin bir bedeli olduğu gibi devletlerin vatandaşlarını eğitmesinin de bir bedeli vardır. Okul binalarının yapılması, elektrik-su giderleri, güvenliği sağlayan güvenlik görevlilerine ödenen paralar, öğretmenlere ödenen maaşlar, okul taşımacılığı, diğer personeller ve yazmadığımız bir sürü gider kalemi...
TÜİK verilerini ele alacak olursak 2011-2015 yılları arasında 12 yıllık bir eğitim için eğitimin öğrenci başına maliyeti 5788 dolar.
İstanbul Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler Odası’nın 2013’te yayınladığı, “Türkiye’de Eğitim Harcamaları ve Ailelere Maliyeti” raporundaki rakamlar ise dudak uçurtucu seviyelerde. Rapor bir ailenin çocuğun doğumundan üniversiteden mezun oluncaya kadar yapılan eğitim giderlerini kapsıyor. 4 bin Türk lirası maaş alan orta gelirli bir ailenin bu sürede yaptığı harcama rapora göre 339 bin 479 Türk lirası. Düşük gelirli bir ailede bu rakam 4 bin 530 Türk lirası iken yüksek gelirli bir aile çocukları için bu sürede 668 bin 286 Türk lirası harcıyor.
Eğitimin bir bedeli var ve bu bedel çöpe atılacak gibi de değil.
Belli bir vasıf kazandırmak için verilen 16 yıllık bir eğitim ardından mezun olan bu öğrenciler çeşitli kurumlarda görev alıyor. Kimisi hâkim oluyor, kimisi doktor, kimisi öğretmen, bazıları mühendis, savcı, polis ve diğerleri...
Bütün bu mesleklerde yapılan bütün bu işler bir değer oluşturarak ekonomik büyümeyi destekliyor. Sistem kendini tekrar ederek ilâve verilerle birlikte aşağı yukarı bu şekilde çalışıyor.
Bütün bu maliyetleri göz önünde bulundurduğumuzda son günlerde tekrarlayan KHK ile açığa alınmalar, bu yatırımların ne olacağını da düşündürüyor. 100 bini geçen açığa alınmalar yapılan harcamaların bir anda boşa çıkarılması anlamına mı geliyor?
Bu güne kadar ekonomik büyümeye katkı sağlayacak olan insanlara yapılan yatırım bugünden sonra sadece savrulmuş paraya mı dönüşmüş oluyor? Ekonomide kullanılmayan bu 100 binin üzerindeki insan kaynağının israfı da işin başka bir boyutu. Elde var sıfır diyemiyoruz buradan bakınca. Bu mali tablo tamamıyla eksiyi gösteriyor.