Kur’ân’ın hakikatlerini, asrın vazifelisinden dinleme makamıdır. Her talebe, hocasını dinler ve dinlemelidir. Hoca; vermek, nakletmek, tebliğ ve irşad makamında vazifesini yaparken, talebe de dinleme, anlama ve vazife alma makam ve vaziyetindedir.
İmam-cemaat; şeyh-mürid; öğretmen-öğrenci; âmir-memur; patron-işçi, bu makamların farklı şubeleridir.
Risale-i Nur kürsüsünden okunan dersi dinlemenin de kendine göre makamları mevcud.
Resul-i Ekrem’in (asm) talimiyle ve Kur’ân-ı Hakîm’in dersiyle hâsıl olan eserleri, doğru-dan ve müellifin ağzından hayalen dinliyor gibi vaziyet alma ve o makamda dinlemek mümkün.
Telif edilen yerlerde hayalen bulunarak, işlenen konuya muhatap olan çevreyi, tabiatı hatırlayarak tefekkür etmek
İlk telifi esnasında, Bediüzzaman’ın telif heyecanıyla dopdolu olduğu esnasında ondan dinlemek. Yine onun huzurunda ve yaptığı dersi dinlemek. Onun gıyabında ona vekâleten okunan risaleyi dinlemek. Ve bütün bunları enfüsî âleminde yaşayarak kişinin kendine okumasıyla dinlemek.
Ayetü’l-Kübra makamında; mevcudat-ın temsilen on dokuz makamında tecelli ile tezahür eden esma ve sıfatları yer yer bilerek (ilmelyakîn), görerek (aynelyakîn), yaşayarak (hakkalyakîn) basamaklarında tefekkür ederek huzura nâil olurcasına dinlemek.
Haşir Risalesi’yle ahiretin kapısını ara-layarak buradan orayı seyretme makamında dinlemek.
Kader Risalesi’yle, Levh-i Mahfuz’daki takdirlerin kaza ve icrasını hikmetle izlercesine dinlemek.
Mu’cizat-ı Ahmediye (asm) satırlarında mu’cizeleri hayalen ve ibretle izlercesine dinlemek.
Ve Münacat Risalesi’yle, arkaya masivayı alarak onları temsilen imkânatın bütün kutuplarının vekili sıfatıyla onlardaki tahiyyatı takdim edercesine dinlemek.
Bütün bunlarla beraber âlemde tecelli ile tezahür eden esma ve sıfatların rububiyet makamına ait olduğunu, onları zikir-fikir-şükür vazifesinin de ubudiyet makamına ait olduğunu unutmamak lâzımdır.
HAYAL MAKAMI
Okuma, müşahede, dinleme ve işitmelerle hâsıl olan hayal, yük değil büyük olmalı. İnsan hayaliyle vardır ve yaşar. Hayallerle vücud bulan hayalî makam, hayal olmamalı, hay olmalı ki hayata istikamet, akla fikir, kalbe nur olmalı.
Hayalin başlangıçta anlamsız şeylerle işgal edilmesine fazla aldırmamalı, zamanla istikamete girmesi hayalî iradeye bağlıdır.
Hayalî irade, derken; hayale, çeşitli eğitimlerle terbiye edip doğruya yön vermek, demek istedik.
Kurulmasını arzu ettiğimiz manaların hayalini kurmaya ısrarla devam etmek, çağrışım yaptıracak anahtar kelimelerle etiketleme usûlleriyle beraber okuma ve gözlemle hayali beslemek gerek. Anlatılanı dinlemek, gösterileni görmek, verilene bakmak da beslenme kaynak-larına ilâve edilmelidir.
Hayal ile ruh dinlendirilir, kalb feraha erer, fikir genişler ama lâzım olanıyla. Lüzumlu olmayanla fazla meşgul olup da maraza çevirmemeye de dikkat edilmelidir. Hayale üşüşen şeylerle meşguliyet, hücum eden arıları kovalarken onları musallat etmeye sebep olduğunu da unutmamak gerek. En iyisi mi hayale istikamet vererek hayal makamının tadını çıkarmaya bakılmalıdır.