Beykoz Belediyesi, mütefekkir, yazar Cemil Meriç’i doğumunun 98.yıldönümünde düzenlediği programla andı.
Prof.Dr.Ümit Meriç’in yanı sıra Yazar Mevlana İdris ve İsmail Erdoğan’ın da konuşmacı olarak katıldığı programda son günlerin önemli gündem maddelerinden ‘Osmanlıca’ ya Cemil Meriç’in bakışı da tartışıldı.
Mevlana İdris: “Meriç ömrünü okumaya, yazmaya ve düşünmeye harcamıştır”
Cemil Meriç’in 20.Yüzyıl Türk Edebiyatının değerli, mütecessis, ömrünü sonuna kadar yazmayı, okumayı ve düşünmeyi bırakmayan bir yazar olduğunu belirten Mevlana İdris, Meriç’in kelimeleri ustaca aksettiğini vurguladı.
İsmail Erdoğan: “Cemil Meriç bir arayışın insanıdır”
Cemil Meriç’in her kitabının bir hazine olduğunu söyleyen İsmail Erdoğan da, “Meriç bir arayışın insanıdır kendi ifadesiyle. Arayışı aynı zamanda bir kaçıştır. Bu kaçış bir varışa, varoloşa doğrudur. Bilginin peşindeki bir kaçıştır. O hiçbir zaman tek kitabın insanı olmamıştır” dedi.
Son günlerdeki Osmanlı tartışmasına da değinen İsmail Erdoğan, Cemil Meriç’in, “Osmanlıca’sı olmayanın okur yazarlığı da yoktur.” Dediğini belirterek, Cemil Meriç kendini özetleyen iki kelime ile şöyle ifade etmiştir. “Öğrenmek ve öğretmek…”
Ümit Meriç: “Babamla hayalimiz Beykoz’da bir ‘Ümit Çiftliği’ kurmaktı”
Entelektüel hakikatın fikir işçisi olan Cemil Meriç’in anlatan kızı Ümit Meriç de, uzun yıllar Fethi Paşa’da oturduklarını, ama Beykoz’la ilgili de bir hayalleri olduğunu söyledi.
Cemil Meriç’in Beykoz’u çok sevdiğini belirten Ümit Meriç konuşmasına şöyle devam etti: “Babamla bir hayalimiz vardı. Beykoz’da bir ‘Ümit Çiftliği’ kurmaktı. Bu hayalimizi gerçekleştiremedik ama görüyorum ki, O’nun diktiği ağaçlardan hepimiz istifade ediyoruz. Babam’la Beykoz’a paça yemeye gelirdik. İlk ekmek kadayıfını da Beykoz’da yemiştik. Beykoz bizim için böyle bir anlamı ve önemi var.
Babası Cemil Meriç’in Hatay Reyhanlı’da doğduğu evin müze ve kültür evi olarak hizmete başladığından dolayı da oldukça mutlu olduklarını söyleyen Ümit Meriç, “Cemil Meriç’in en önemli özelliği dünya düşünce tarihine 20.Yüzyıl’dan geçen en parlak isimlerden biri olmasıdır. O’nun kitaplarının dünya dillerine özellikle Fransızca, İngilizce ve Arapça’ya tercüme edilmesi gerekiyor” dedi.
Babasının yüceltilmeyi sevmediğini de söyleyen Ümit Meriç; “Babam fetişizmi sevmezdi. O yüzden ölümünden sonra ona ait çok az kişisel eşyayı sakladık, çoğu eşyasını dağıttık. Kitaplarını abimle paylaştık. İstanbul’da yaşayan şair, edebiyatçı ve fikir adamlarının doğdukları ve yaşadıkları evleri gösteren, şehre gelenlerin faydalanabileceği bir kitabın da kültür dünyamızın ihtiyaç var” dedi.
Haber Merkezi