Tarikat ağırlıklı cemaatinin mensuplarınca “Efendi Hazretleri” diye anılan muhterem bir Hocaefendi adına önceki gün iletilen mesaj manidar ve düşündürücüydü.
“Son günlerde rüyasında sürekli Peygamber Efendimizi (asm) gören Hocamız şunu söylüyor: Çok büyük bir nifak var, dualar samimiyetsiz, bu yüzden yerine ulaşmıyor. Herkes helâlleşmeli.”
(Hz. Peygamberin görüldüğü rüya sahihtir.)
Peşinden, Pazartesi gününe kadar 70 bin Fetih Sûresi okunması tavsiye ediliyor.
Fetih Sûresi okunsun elbette ki, ama ondan önce yapılması gereken şey helâlleşme.
Peki, kim kiminle helâlleşecek?
Elbette ki öncelikle birilerinin hakkına girenler, mağdur ettiklerinden helâllik dileyecekler. Bunun için de, evvelâ o mağduriyete yol açan uygulamaları sona erdirecekler.
Son yılların çok acı gerçeği şu ki, ülkemiz belki de tarihte görülmemiş büyüklükte dehşet verici bir fitne hareketine maruz kaldı.
Dindar insanlar karşı karşıya getirildi.
Cemaat olma niteliğinin ötesine geçilerek ve birilerinin iktidar ortağı ve sahibi olma hevesiyle yapılan fâhiş hatalar kadere fetva verdirdi ve ortaklığın parti ayağını harekete geçirerek bir büyük kumpası tetikledi.
Sonrasında, o dindarlardan siyasî güç ve iktidarı elinde bulunduranlar, kendilerine “ihanet” etmekle suçladıkları diğer dindarlara inanılmaz hukuksuzlukları reva gördüler. Acımasız bir hâkimiyet mücadelesi uğruna...
Dindarı dindara kırdıran bu fitne, en çok perde gerisindeki şer odaklarını sevindirdi.
Sonuçta olan, bu iktidar kavgasıyla hiç alâkası bulunmayan masum insanlara oldu.
İşin daha da acı olan tarafı, önde gelenlerinin de ortada bıraktığı masum insanlara yapılan hukuksuzluklara, sırf siyasî tarafgirlik sebebi ve saikiyle dindar çoğunluğun arka çıkması, destek vermesi ve sessiz kalmasıydı.
Böylece çoğunluğun bir şekilde zulme onay veriyor durumuna düşmesi ne yazık ki umumî musîbeti celb etti ve bu hal duaların Hak katında kabulüne engel oldu. Buna karşılık masumun ve mazlumun âhı Arşa çıktı.
Neticesi: Peş peşe gelen musîbetler.
O zaman bu durumdan çıkabilmenin ilk şartı, nifak halini bir an evvel sona erdirip helalleşme atmosferini oluşturmak olmalı.
Bu yoldaki ilk adım da maalesef Adalet (!) Komisyonundan geçen infaz indirimi yasasının Genel Kurulda düzeltilmesiyle atılmalı.
Dileğimiz, çağrımız, duamız bu.