"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Delilsiz tutuklama olur mu?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
11 Nisan 2017, Salı
Sonrasındaki gelişmelerle tam bir skandala dönen gazeteci tahliyeleri için HSYK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz’ın beyanlarına sosyal medyada yaptığımız yorumlar:

* HSYK Bşk Vekili: “Deliller toplanmadan tahliye olmaz.” Peki delilsiz tutuklama olur mu? Önce sanığın idamına, sonra savunmasının alınmasına!

* Tutuklulukların gerekçesi “kuvvetli şüphe” iddiası. Ama ceza hukukuna göre şüpheden sanık yararlanır. Ceza için suçun kesin ispatı şarttır.

* Kuvvetli şüphe iddiasıyla, üstelik bu şüphe iddiasını destekleyecek deliller olmadan ve geçersiz gerekçelerle alınıp yargısız infaza dönüştürülen uzun tutukluluk kararları, altındaki imzaların sahiplerine ağır sorumluluk yükler. Bunun vebalinin altından kalkamazlar.

* Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2012/6-1309 esas ve 2013/258 karar no’lu kararında deniliyor ki:

“Ceza muhakemesinin en önemli ilkelerinden biri olan ve Latince ‘in dubio pro reo’ olarak ifade edilen ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartı, suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi halinde uygulanacağı gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan delillerin bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir şüphe ve başka türlü bir oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır.”

* Birşey daha: HSYK Bşk Vekili “Mahkemenin kurumlara yazdığı yazıların cevapları gelmeden tahliye olmaz” diyor. O cevapların gelmesi için daha kaç ay beklenecek?! 

* Geciken adalet, adalet değildir! 

* Yargı ve adalet sistemi başta olmak üzere devlet öyle bir kaosun içine sokuldu ki, nasıl çıkılacağı hâlâ meçhul. Topu birbirinize atarak bu işi çözemezsiniz. 

* Tek çözüm, bir an önce gerçek anlamda hukuk ve adalete dönmek. Bunun için de hukukun temel prensiplerini ve vicdanın gereklerini özümsemiş hukuk erbabının dirayetli bir çıkışına ihtiyaç var. Bu hukuk hamlesi artık daha fazla gecikmesin...

Medrese-i Yusufiyedeki çetin sınavlarını okuma, tefekkür ve ibadetle değerlendiren Nur ve diğer masumlardan biz de dua bekliyoruz.

Okunma Sayısı: 24667
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Aziz

    11.4.2017 21:05:05

    Yârabbi bütün mazlum ve mâsumlara yardım eyle,masumiyetlerini isbat etmeyi bu kardeşlerimize nasîb eyle,gözü yaşlı eş ve yavrularına kavuşmayı nasîb eyle,bu mazlumları zâlimlerin insafına bırakma,Zâlimleri ıslah eyle ,ıslah olmayanları kahreyle,oyunlarını açık eyle,kazdıkları çukurlara kendilerini düşür.Bizleri zâlimlerin şerrinden muhafaza eyle.Amin.

  • Ali Tam

    11.4.2017 20:36:32

    OLUR! delilsiz tutuklama, hapsetme, zulmetme ZALIMLERIN ANAYASASININ BIRINCI MADDESIDIR.

  • HÜSEYİN İLHAN

    11.4.2017 19:21:34

    Merak ediyorum.28 ŞUBAT MAĞDURİYET i üzerinden iktidar olanlar acaba 28 ŞUBAT ZALIMLARINA hangi cezaları verdiler.Bu suçu işleyen ve işletenler kaç kişi,hangi gruplardı.AKP 2002 den beri iktidar hemde tüm ülkeyi ahtapot gibi sıkarak,kuşatarak,yargısız infazları yaparak OHAL ile önüne geleni hain,darbeci ve terörist ilan ediyor da acaba bu 28 ŞUBAT zalımlarının mahkum ettikleri ne kadar,kaç yıl yattılar.Suçlu diyerek masumları yaktıklarını biliyoruz.

  • Özcan Erkiş

    11.4.2017 12:00:46

    (3) Medrese-i Yusufiye'deki mağdur ve masumların vaziyeti ile yazıdaki Yargıtay Ceza Genel Kurulunun mezkur kararını karşılaştırır isek ortaya tam bir zulüm tablosu çıkmaktadır. Peki bu ülkenin Yüksek Yargısının bu manzarayı görmemesi mümkün mü? Ya Universitelerin anlı sanlı Hukuk Fakülteleri ve Dekan olan Prof.ları? Hukuk, adalet, hürriyet herkese lazım değil mi? Savaşın bile bir hukukunun olduğunu hepimiz biliyoruz. Meselâ hukukta "peşin ceza vermek" diye bir prensip var mıdır? Varsa hangi suçları kapsar? Yoksa şu anda yaşanan mağduriyet sürecini neyle izah edebiliriz? Artık bir an evvel mülkün temeli ve bekâsı olan adaleti tesis ve temin ederek temâdisi için demokratik hukuk devleti ortamına dönmeliyiz. Şimdi girdiğimiz tek adamlık yolu, çıkmaz sokaktır. Ve bu yoldan çıkmanın da yolu "Hayır"dan geçmektedir....

  • Özcan Erkiş

    11.4.2017 11:40:37

    (2) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yazınızdaki kararı apaçık ortada iken buna rağmen yapılan hukuksuz işlerin gerçek sebebini yaşadığımız OHAL ile azçok tahmin ederken asıl soru, yargının, nasıl bu hukuksuz işleri "korkusuzca" yapabildiğidir. Yâni yargıya hukuksuz işleri yaptıran cesaret nereden gelmektedir? Oysa hukuku kullanarak temel hak ve hürriyetlerin ihlali de suçtur. Suç işleyen bir yargı, adaleti nasıl tesis edebilir? Tam bir kaos. Peki çaresi yok mu? Çaresini yazınızı sonunda gayet özlü bir şekilde ifade etmişsiniz : "Hukukun temel prensiplerini ve vicdanın gereklerini özümsemiş hukuk erbabının dirayetli bir çıkışına ihtiyaç var!" Böyle bir hamle için vakit geçmiş değil.

  • Özcan Erkiş

    11.4.2017 11:22:26

    (1) Sayın Güleçyüz, yazınızı okuyunca, herkesin bildiği Bekri Mustafa'nın cenaze namazı imamlığı fıkrasını hatırladım. Ne günlerde yaşıyoruz diye sormaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Hukukun, yine ve bizzat yargı eliyle, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalara âlet edildiği tuhaf ve acaip bir süreçte yaşıyoruz. Zulümlü mağduriyet sürecinin uzaması ve ağırlaşmasının bir sebebi de âdil,tarafsız, bağımsız ve vicdanı hür ve cesur yargıçların olmamasıdır. Peki böyle yargıçlar var mıdır? Olduklarına inanıyoruz. Fakat maalesef "vicdan ve korku" arasında sıkışmış vaziyetteler ve terazinin "korku" tarafı ağır basmaktadır. Yoksa hukukun temel ve evrensel prensiplerini böylesine alenen çiğneyen bir yargı sisteminin izahını başka türlü nasıl yapabiliriz? Yargı ve adalet sistemi, hukukun temel düsturlarını "adaletsizliğe" dayanak ve mesnet yapmakta ki bize özgü, "yerli ve millî bir hukuk sistemi olsa gerektir! .

  • Mustafa BITER

    11.4.2017 10:00:37

    Cenab-ı Allah bile kulunu delilsiz cezalandırmaz ama ileri demokrasinin uygulandığı Latin Amerika , Afrika , Arap Yarımadası aşiret devletlerinde aşiret reislerinin sözünün üstüne söz etmek delil olduğundan delil aranmadan suç bulunur , delil sayılır , ceza verilir. Allah'dan ülkemiz öyle değıl (!). Suç , delil , suçlu ve ceza öngören basınımız var.

  • Abdullah TUNÇ

    11.4.2017 09:58:41

    ''Ya Rab! Bu uğursuz gecelerin yok mu sabâhı? Mahşer de mi biçarelerin,yoksa felâh!'' Bu yazı,Merhum M.Akif Ersoy'un bu mısralarını hatırama getirdi... erdirsin.

  • HÜSEYİN İLHAN

    11.4.2017 08:36:37

    Sn.HSYK başkanı acaba sizin okuduğunuz HUKUK fakültesimiydi.Ya da orada HUKUK için HAK kelimesi geçmezmiydi.YA RAB NE GÜNLERE KALDI MİLLET,

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı