Günümüzde yaşanan savaşlarda çocukları ölen kardeşlerimize başsağlığı ve bol sabırlar diliyorum. Çocukları ölen anneler ve babalara manevi destek olmak duası ile bu yazımı onlar için yazıyorum. Rabbim sizlerin yardımcısı olsun ve inşallah güneşler doğar.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, çocuğun kederli ailesine bu mektubu yazar: “Kardeşim! Çocuğun vefatı beni müteessir etti. Fakat, elhükmü lillâh, kazaya rıza, kadere teslim İslâmiyet’in bir şiarıdır. Cenab-ı Hak sizlere sabr-ı cemil versin. Merhumu da size zahire-i ahiret ve şefaatçi yapsın. Size ve sizin gibi müttaki mü’minlere büyük bir müjde ve hakikî bir teselliyi gösterecek beş noktayı beyan ederiz.” şeklinde başlayan mektuptaki müjde ve teselliler, sırf karşı tarafı rahatlatmak için öylesine söylenen teselli sözlerinden değildir. Kaynağı âyetlere dayanan hakikatlerin ta kendisidir.
Birinci Nokta’da, “Ebediyyen yaşlanmayacak olan çocuklar” âyetinin tefsirine yer veriliyor. Mü’minlerin bülûğ çağına ermeden vefat eden çocuklarının, Cennette ebedî olarak anne ve babalarının kucağına verileceğini, evlât sevmek duygusunun Cennete lâyık en güzel, en saadetli şekilde devam edeceği müjdeleniyor.
Üçüncü Nokta’da, evlâtların anne babaya emanet olarak verildiği hatırlatılıyor. Allah, evlâtlarımıza karşılıksız hizmetimize mukabil, lezzetli bir şefkat duygusu vermiştir. Ancak o çocuk bizim kendi malımız değildir. Kendi vücudumuz da dahil, dünyada neyimiz varsa emaneten verilmiştir. O güzel, masum evlâtlar Cenab-ı Hakk’ın birer ikramı, ihsanı idi ve geçici bir süre için vermişti. Mal sahibi, Mülk sahibi O’dur. Burada vefatlarla bizi geçici olarak ayıran Allah, orada yeniden ebedî olarak bir araya getirir. Öyle ise, şikâyet ve isyana benzer feryatlar edemeyiz, Cennetin birer kuşu olan o çocuklar, kabirde ve mahşerde, hesap gününde anne babasına şefaatçi olacaktır.
Dördüncü Nokta’da ise, “Vefat eden çocuk nereye gitmişse, siz de, biz de oraya gideceğiz” deniliyor. Yani bu gidiş sadece o vefat eden çocuğa mahsus değildir. Hepimiz aynı yere gidiyoruz. Öyle ise bu ayrılık da ebedî değildir. Berzahta, Cennette görüşülecektir. “O verdi, O aldı” deyip sabır ile şükredilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Son olarak Beşinci Nokta’da, “şefkat”, aşktan da keskin, lâtif, şirin, nurânî bir iksir olarak tarif ediliyor. Böyle bir şefkatin de Cenab-ı Hakk’a daha kısa ve daha safi bir yoldan ulaşmaya vesile olduğundan bahsediliyor. Böylece mü’min dünyadan yüzünü çevirip Mün’im-i Hakîkî’ye yöneliyor. Vefat eden çocuğu nereye gitmişse, o da oraya gitmek için hazırlanıyor, gideceği zamanı heyecanla bekliyor. Ölen çocuklar bu dünyanın koşturmasından kurtulup cennet kuşu oldular inşaallah.