"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye’yi ayakkabıya doyurmak

24 Aralık 2011, Cumartesi
MP AYAKKABI MARKASI İLE ÜNLENEN PAMES GRUP'TA BABA KÂZIM SAĞIN, YÖNETİMİ KIZINA DEVRETTİ. YASEMİN SAĞIN HEDEFLERİNİ ÖNCE TÜRKİYE'Yİ AYAKKABIYA DOYURMAK, SONRA YURTDIŞINA AÇILMAK OLARAK AÇIKLIYOR.
PAMES GRUP’UN HEDEFİ
 
KÜÇÜK ADIMLARLA BÜYÜME POLİTİKASINI DEVAM ETTİRDİK
 
Malûm ekonomik dar boğazdan geçti ülkemiz... Pames Grup bu zaman diliminde nasıl bir yol izledi?
Öncelikle var olduğumuz yeri koruduk. Küçülmeye gitmedik. Her zaman küçük adımlarla büyüme politikasını devam ettirdik. Bu noktada fazla etkilenmedik, bir borcun altında olmamamız bunun en büyük etkenlerindendir. Şu an için Türkiye’nin ekonomik anlamda çok güçlü olduğunu görebiliyoruz. Ülkemiz bir çok Avrupa ülkesinden çok daha iyi durumda. Yeni iş sahaları oluşturarak, istihdam yönünde hem ülke ekonomisine katkıda bulunmak, hem de kendi firmamızı en iyi yatırımlarla güçlendirmeye çalışıyoruz.
 
*Bu kadar genç bir yaşta böyle büyük bir yönetim koltuğuna oturmak nasıl bir duygu?

bette büyük bir sorumluluk olduğunun farkındayım. Ben bu sektörün içinde büyüdüm. Tabiî ki yönetimi birden ele almadım. Her departmanda belirli bir süre çalıştım, gözlemledim. Gördüğüm ve tesbit ettiğim konularda babamla fikir alışverişlerinde bulundum. Bu bana çok şey kattı ve bu aşamalardan sonra babamın da desteğiyle yönetim koltuğuna oturma kararını birlikte aldık. Bu firma Kâzım Sağın’ın çocuğu gibi ve bizim her zaman yanımızda, o olmadan bu şirketi düşünemem. Kendisi bir süre avukat ve kaymakamlık yaptıktan sonra kendine en uygun işin ticaret olduğuna karar verdiğinde 1987 yılında bu firmayı kuruyor. ‘Her doğan insanın hayatında bir çift de olsa mutlaka ayakkabıya ihtiyacı vardır’ mantığını güderek bu sektöre giriyor. Daha sonra kendi üretim ve markalarını oluşturmaya başlıyor. Şu an ben bu işin detaylarını ve yönetimini en iyi şekilde öğrenerek, bu büyük ekibin içinde çalışıyorum. Biz büyük bir ekip ve aileyiz.

Dünya piyasasında en etkin isim İtalya. Siz kimlerle çalışıyorsunuz? 
2001 yılında, İtalyan ayakkabı sektörünün bu piyasadaki yeriyle ilgili bir araştırma okumuştum. İtalyanların piyasadaki gücü 2001 yılında yüzde onbeş iken bu oran 2008 yılında yüzde ona düşmüş olduğunu yazıyordu. Yurt dışı seyahatlerimizden de bunu gözlemliyoruz. Çin üretim konusunda dünya piyasasının büyük bölümünü eline almış durumda. İtalyanlar artık üretim noktasında çok da söz sahibi değiller. Fakat tasarım noktasında her zamanki gibi en önemli kesimi oluşturuyorlar. Bu da bize üretim sektörünün el değiştirmiş olduğunu gösteriyor. Biz yerel tasarımcılar ile çalışmayı elbette çok isteriz. Fakat maalesef Türkiye’de tasarımcı fazla olmadığı için, bu konuda pek yapılacak bir şey yok gibi görünüyor.

Yerli firmalarla nasıl çalışıyorsunuz?
Şirketimiz aynı zamanda taban üreticisi. Yerli piyasaya üretim yapıyoruz. Bu yılki fuarımızda ilk defa deri tasarımı üzerine yarışma yapıldı. Bu, Türkiye’de çok yeni bir konu. Bizler ülkemizde Türk tasarımcıların olmasını çok istiyoruz. Bu alanda insan yetiştirme noktasında yapılan her türlü faaliyete Pames Grup olarak elimizden gelen desteği vermeyi düşünüyoruz.

Çin ile çalıştığınızı söylüyorsunuz. Çin yapımı ürünlerden şirket
olarak memnun musunuz?
Şikâyetler oluyor mu?
Biz Çin üretimlerinden memnunuz. Geri bildirimlerde iadeler çok az geliyor. Bu birazda nasıl bir seçim yaptığınıza bağlı. Ucuz isterseniz ucuzda yaptırabilirsiniz. Kaliteyi öncelikli düşünürseniz kaliteli şekilde alırsınız. Biz firma olarak kaliteli ve uygun fiyat anlayışından yanayız. Örneğin, A hedef kitlesini ele alırsınız aynı ayakkabıyı yüksek fiyat ile de satabilirsiniz. Biz her kesime hitap etmek istediğimiz için, kaliteli ve uygun olanı tercih ediyoruz. Zaten, spor ayakkabı üretimindeyse alt yapı yok ülkemizde. Bir çok dünya markası da bizim çalıştığımız gibi dışarıdan alarak çalışıyor.

Firmanız fiyat ve kaliteyi nasıl dengeliyor?
Dediğim gibi her kesime ulaşmaya çalışıyoruz. Mutlaka firma olarak kendinizi bir yerde konumlandırmanız gerekiyor. Rakiplerinizi görüp trendlerinizi belirlemeniz için bu gereklidir. Bizim misyonumuz öncelikle insanlara yararlı olmak. Ayakkabılarımızı insanların görmesini ve giymesini istiyoruz. Bu şekilde düşündüğünüz zaman en uygun fiyatlarla en kaliteli ayakkabıları yapmayı hedefliyorsunuz. İnsan sağlığı için, bütün ürünlerimiz testlerden geçiyor. Azo, adımlık ve uygunluk gibi testler her üründe mutlaka uygulanıyor. Biz insan sağlığına yüzde yüz uygun üretim yapıyoruz..

Yurt dışında satışınızı yapan
bayileriniz ve mağazalarınız var mı?
Yurt dışında bayiliğimizi yapan birkaç nokta var. Ülke dışında mağaza zinciri olarak henüz mevcut değiliz. Türkiye’yi mağaza noktasında tam anlamıyla doyurduğumuza inandığımızda ve bu doyum noktasına ulaşarak ‘bu ülkenin doğusundan batısına her kesimden insan bizim ayakkabılarımıza ulaşabilir’ dediğimiz anda bunu yurt dışına da taşıyacağız. Ve biz yine her zaman yaptığımız gibi bankalar ile çalışmak yerine, bunu tamamıyla kendi öz sermayemizle gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Yönetimi devraldığınız günden sonra değişmesi gereken noktaları tesbit ederek ‘şunun değişmesi gerekir’ dediğiniz şeyler nelerdir?
Dediğim gibi biz büyük bir ekibiz, tüm personelle bir aile ortamımız var. Tek başınıza hiçbir şey başaramazsınız. Bizde ekip ruhu, bilinci var. Değişim noktasında ufak ufak teknolojik anlamda değişiklikler yapmak doğru olur. Yönetim anlamında söylersek eğer, buna çok da ihtiyaç yok. Zaten çok iyi yönetilen bir şirket olduğu için, çok fazla bir değişikliğe ihtiyaç duymadık. Babamın bütün personeliyle çok iyi ilişkileri olduğu için, personel anlamında zaten herkesi olması gerektiği noktalara yerleştirmiş durumda. Biz bir aile şirketiyiz. Aile şirketlerinin belirli bir yapısı vardır. Çok kurumsal bir hal alamazsınız. Departmandaki arkadaşlarımızda aileden sayıldıkları için, teşbihte hata olmasın ‘kurumsal bir aile’ gibi oluyorsunuz.
Bu sektörde kalite ve marka oluşumunun en önemli olan kısmının reklâm olduğunu düşünüyorum. Kaliteli olduğunuzda markalaşabiliyorsunuz. Çağın gereği olan durumları tesbit edip var olan oluşumun üzerine bir şeyler katmak adına gözlemlerim var. Ben yönetime geçtiğimden beri internet ortamındaki reklâmlara önem veriyorum. Günümüzde sanal âlemle içiçe bir zincir oluşturmak çok önemlidir. Örneğin, İnternet satışı için ‘e-ticaret sitesini’ kurduk ve bu sayede her eve mağazamızı götürmüş olduk. Bu yönde yeni arayışlara giriyorum. Emanet edilen bu yapıya ‘emanete sahip çıkma bilinciyle’ yeni katkılarda bulunarak yolumuza devam etmeyi hedefliyorum.

Yasemin Sağın kimdir?

İSTANBUL’DA dünyaya geldi. 2005 yılında İstanbul (Erkek) Lisesi’nden mezun oldu. Sabancı Üniversitesi’ni burslu olarak kazandı. Yönetim Bilimleri Bölümü’nü 2010 yılında dereceyle bitirdi. Sosyal sorumluluklara büyük önem verdiği için okul yıllarında dernek ve vakıf organizasyonlarında gönüllü olarak görev yaptı. Çok iyi derecede İngilizce ve Almanca, orta derecede olan İtalyancasını da çok iyi seviyeye getirmeyi hedefliyor. Rönesans ve gotik dönemleri olmak üzere sanat tarihi alanında
kendini geliştirmeye
çalışıyor.

EBRU OLUR

[email protected]

Okunma Sayısı: 3885
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı