"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yassıada avukatlarından Mehmet Yağcı vefat etti

06 Ocak 2017, Cuma 16:05
Rize'nin yetiştirdiği önemli hukukçulardan olan (aslen Çukurluhoca Köyünden/Çayeli) Av. Mehmet Yağcı bu sabah Hakkın Rahmetine kavuşmuştu.

Ailesinin bildirdiğine göre cenazesi yarın öğlen namazı sonrasında (Cumartesi) İstanbul, Levent Camiinde kılınacak ve Ulus Mezarlığına defnedilecek. Av. Mehmet Yağcı dönemin Devlet Bakanı İzzet Akçal’ın Yassıada dâvâlarında savunmasını yapan isimler arasında yer almıştı. 

Mehmet Yağcı, yeresel haber sitesi www.senozderesi.com'a yaptığı açıklamada Yassıada günlerini şöyle anlatmıştı:

Bir gün biz müdafaa yapıyoruz. 1961 Mayıs ayı. Bir arkadaşım Yassıada’da kâtipti. Biz Yassıada’da ciddi şekilde çalışıp Demokrat Partili mağdurları müdafaa yapıyoruz ki bir gün arkadaşım olan Ahmet geldi ve bana “Siz boşuna müdafaa yapıyorsunuz, mahkeme kararları verdi, hatta kararlar baskıya bile gitti” dedi. Ahmet bunu bana haber verince ben hemen bazı arkadaşlara durumu ihsas ettirdim. Bu bilgiyi açık açık söyleyemiyoruz, çünkü Demokrat Partilileri savunan avukat arkadaşların arasında da istihbarat adına çalışanlar olduğundan şüpheleniyoruz. Bütün Demokrat Parti’li mağdurları savunan avukatlar bir aradayken dedim ki, “Ben bir teklif yapıyorum. Müdafaadan vazgeçelim, müdaafa yapmayalım. O gün cübbelerini çıkarıp mahkeme kürsünün üstüne koyalım ve diyelim ki ‘Siz bizim müdafaalarımızı dikkate almıyorsunuz. Kararları şimdiden vermişsiniz. Bunu protesto ediyoruz’ diyelim” diye teklifte bulundum. Bu bilgi bizde var, ama çok güvendiğimiz bazı arkadaşlarımıza gizli gizli söylemişiz, açık açık söyleyemiyoruz. Arkadaş bildiğin avukat, istihbarata çalışabiliyor… Bu tekliften sonra, önceleri Adalet Bakanlığı yapan Abdulhalik isimli bir avukat vardı, dedi ki “Genç arkadaşım, sen bizi tevkif mi ettireceksin, tutuklatacak mısın?” Ben de “Biz buraya gelirken onu da göze aldık, siz alamamışsanız bilemem” dedim. Sustular ve dediler ki “Senin dediğini yapamayacağız.” Neticede beni destekleyen kimse çıkmadı…

*

Hüsamettin Cindoruk’la da arkadaşmışsınız…

Cindoruk benim arkadaşımdı, beraber görev yaptık. Benim yüzümden Yassıada günlerinde tutuklandı. Bir gün müdafaadayız, öğlen yemek yiyoruz, güneş bir gün. Yassıada savcısı Emer Altay Egesel’di. Bir arkadaşımız daha vardı. Hüsamettin Cindoruk’a dedim ki “Biz gidelim şu Egesel’in ağzından laf alalım. Ne de olsa o da hukukçu, biz de hukukçuyuz…” “Peki gidelim” dedi. Önde Hüsamettin, arkada ben, gittik. Egesel bizi görünce “Genç arkadaşlarım. Bu adamların nesini müdafaa etmeye çalışıyorsunuz?” diye çıkıştı. Hüsamettin de dedi ki, “Kararlar her halde verildi, sümenin altında mıdır?” Bu durumu ben Hüsamettin’e söylemişim, ama ısrar etmişim “söyleme” diye. O gün akşam üzeri Yassıada’dan dönerken Dolmabahçe’de bir üsteğmen geldi, Hüsamettin’i ayırdılar. Ben dedim ki, “Biz beraberiz. Ben de geliyorum.” “Hayır” dediler, “Bize sadece Hüsamettin’in ismi verildi.” Öylece onu bir müddet tuttular...

Cindoruk, Yassıada’da avukattı, ama Menderes’in avukatı değildi. Menderes’in avukatı Talat Asal’la beraber Apaydın kardeşlerdi…

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 3047
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı