Manisa'da yapımı devam eden 400 yataklı Merkezefendi Devlet Hastanesi'nin inşaatında operatörlük yapan işçi, metrelerce yükseklikteki vincin üzerinde namaz kıldı.
Manisa'da 2018 yılında hizmet vermesi planlanan 400 yataklı Merkezefendi Devlet Hastanesi inşaatında operatörlük yapan işçi, metrelerce yükseklikteki vincin üzerinde ibadetini yerine getirdi.
Namaz vakti çalıştığı kabinden çıkan vinç operatörünün, yerden yaklaşık 60 metre yükseklikteki denge bölümünde namaz kılması, namazın imkan değil, iman meselesi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Vinç operatörü, namaz kılarken kendisini merakla izleyen bir vatandaş tarafından görüntülendi.
Risale-i Nur'da Namaz ve Namazın Önemi
Bir namaza davet risalesi: Dördüncü Söz
Kur’ân’ın bu zamandaki î’cazı olan Risale-i Nur’un her bir meselesi, insanı insan yapan hakikatlerle doludur.
Her bir risale, her bir bahis insan için hayat seferinde doğru bir rehber, sağlam ve selametli birer pusuladır adeta. Bu yazıda bahsinde bulunacağımız Sözler mecmuasındaki cismen küçük fakat mânen büyük olan “dördüncü söz” de onlardan birisidir.
Dördüncü Söz, insanın imandan sonra en büyük ve mühim vazifesi ve kâinatın en yüksek hakikati olan namaza açılan bir kapıdır ve namaza davet eden mühim bir risaledir. Hem de “Namaz ne kadar kıymettar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır, hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu iki kere iki dört eder derecesinde katî” anlatan1 çok kıymetli bir risaledir. Dördüncü Söz, “ [Şüphesiz namaz, mü’minler üzerine belli vakitler için farz olarak yazılmıştır. Nisa, 103.] ayetinin mealinde ve namaz hakkındaki ayetlerin mühim bir sırrını gayet makul ve mantıkî bir temsil ile tefsir ediyor. Zerre miktar insafı bulunanı teslime mecbur ediyor.”
Devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-demirdogmez/bir-namaza-davet-risalesi-dorduncu-soz_393054
Risale-i Nur'dan Sözler isimli eserden 21. Söz'den harika bir namaz tarifi
(...) İşte, bak, namazı terk eden ne kadar büyük bir hasâret eder. Ne kadar ehemmiyetli bir serveti kaybeder. Ve sa'ye pek büyük bir şevk veren ve amelde büyük bir kuvve-i mânevî temin eden o iki neticeden ve o iki madenden mahrum kalır, iflâs eder.
Hattâ ihtiyarlandıkça bahçecilikten usanır, fütur gelir. "Neme lâzım," der. "Ben zaten dünyadan gidiyorum. Bu kadar zahmeti niçin çekeceğim?" diyecek, kendini tembelliğe atacak. Fakat evvelki adam der: "Daha ziyade ibadetle beraber sa'y-i helâle çalışacağım. Tâ kabrime daha ziyade ışık göndereceğim, âhiretime daha ziyade zahîre tedarik edeceğim."
Elhasıl: Ey nefis! Bil ki, dünkü gün senin elinden çıktı. Yarın ise, senin elinde senet yok ki ona mâliksin. Öyle ise, hakikî ömrünü, bulunduğun gün bil; lâakal günün bir saatini, ihtiyat akçesi gibi, hakikî istikbal için teşkil olunan bir sandukça-i uhreviye olan bir mescide veya bir seccadeye at.
Hem bil ki, her yeni gün, sana, hem herkese bir yeni âlemin kapısıdır. Eğer namaz kılmazsan, senin o günkü âlemin zulümatlı ve perişan bir halde gider, senin aleyhinde âlem-i misalde şehadet eder.
21. Sözün tamamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#424
DHA