Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in Suudi Arabistan ziyaretinde imzaladığı 2017 Hac Protokolü sayesinde, Türkiye'den kutsal topraklara gidecek hacı adayı sayısı 80 bine çıkarıldı.
Geçen yıl 59 bin 200 olan hacı adayı kontenjanı, 2017 Yılı Hac Protokolü çerçevesinde 80 bine çıkarıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve beraberindekiler, Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Dr. Muhammed bin Salih bin Tahir Benten ve bakanlık yetkilileri ile 2017 hac dönemiyle ilgili yapılacaklar konusunda bir araya geldi. Görüşmede, Görmez ve Suudi Bakan Dr. Benten, 2017 Yılı Hac Protokolü'nü imzaladı.
Toplantıda 2016'ya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başkan Görmez, 2017 yılı hac dönemiyle ilgili görüşlerini aktararak Dr. Benten'den bazı taleplerde bulundu. Dr. Benten de Türk Hac organizasyonunun örnek bir organizasyon olduğunu belirterek Görmez’in taleplerini olumlu karşıladı.
Görmez, heyetler arası gerçekleşen toplantıda, Türkiye'nin nüfusunun 80 milyon olduğunu, Türkiye'ye tanınan kontenjanın binde 1 kota uygulamasına göre güncellenmesini gerektiğini gündeme getirdi. Suudi yetkililer, Görmez'in talebi üzerine geçen yıl 59 bin 200 olan hacı adayı kontenjanı, 80 bine çıkarıldı.
Kadın hacıların sıkıntıları değerlendirildi
Görmez toplantıda, kadın hacıların Mekke ve Medine'de yaşadığı sıkıntıları da aktararak Mescidi Nebevi'de ziyaret sırasında kadın hacıların uzun süre bekletildiğini söyledi ve bu uygulamanın kaldırılmasını istedi.
Geçen yıl Mekke ve Medine'de, Türkiye'den ve Avrupa'dan gelen hacı adayları için 2 adet Diyanet Hastanesi kurulduğunu hatırlatan Görmez, bu yıl bu hastanelerde Türk hacılarla birlikte Orta Asya ve Balkan ülkelerinden gelen hacı adaylarına da hizmet vereceklerini bildirdi.
Rapor sunuldu
Diyanet İşleri Başkanlığı, hac farizasını yerine getirmek isteyenlerin rahatlıkla ibadetlerini yapabilmeleri için Suudi yetkililere rapor sundu. Toplantıda, ulaşımdan sağlığa, konaklamadan hacı adaylarının pasaportlarıyla ilgili prosedürlerin iyileştirilmesine kadar pek çok konuda yapılacak çalışmalar ele alındı.
Öte yandan Suudi Arabistan yetkilileri de Mekke'de kutsal mekanlardaki genişletme çalışmalarında sona yaklaşılması ve bazı bölgelerde çalışmaların tamamen bitmesi nedeniyle bu yıl hac kotasının yükseltildiği bilgisini verdi.
Kura 23 Şubat'ta
2017 hac müracaatları ön kayıt işlemleri bugün sona erecek. Önceki yıllarda kayıt yaptıran vatandaşların kayıt yenileme işlemleri ise 9-31 Ocak 2017'de yapılacak. Bu işlemlerin ardından Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünce 23 Şubat'ta yapılacak kura ile 80 bin hacı adayı belirlenecek.
Konuyla ilgili içerikler:
Hac İbadeti Müslümanların Kongresidir
“Hacda şeytan taşlamanın hükmü nedir? Terk edildiğinde hac sahih olur mu?”
Hacda şeytan taşlamak, haccın aslî vâciplerindendir. Mâzeretsiz olarak terk edilmesi tahrîmen mekruhtur. Tamamen terk edilmesi, bir koyun veya keçi kurban etmek gibi bir cezâyı gerektiren bir cinâyettir. Eğer bir günde atılması gereken taşların yarıdan fazlası atılmış ve azı atılmamışsa, atılmayan her bir taş için sadaka vermek gerekir.
Ancak hastalık, ihtiyarlık, aşırı zayıflık, bayılma, kadınların hayız hâli… vs. gibi mâzeretlere binâen şeytan taşlama terk edilmişse veya yapılamamışsa, hiçbir cezâyı gerektirmez, haccın sıhhatine zarar vermez.
Bununla berâber, şeytan taşlamak haccın farzlarından olmadığından, mazeretsiz olarak terk edilmesi haccın sahih olmasını engellemez. Yani haccın farzları îfâ edilmişse, hac sahihtir.
Haccın farzları ve vacipleri
“Haccın farzları ve vacipleri nelerdir? İhram nedir? İhram ile niyet arasında bir fark var mıdır? İhram yasakları nelerdir?”
HACCIN farzı üçtür:
1-İhram,
2-Arafat’ta vakfe yapmak,
3-Kâbe’yi tavaf etmek.
Haccın vacipleri ise şunlardır:
1-Müzdelife’de vakfe yapmak.
2-Şeytan taşlamak.
3-Saçı tamamen kestirmek ya da kısaltmak.
4-Safa ile Merve arasında sa’y etmek.
5-Veda tavafı yapmak.
İhram, sözlükte, kendini mahrum etmek, haram kılmak, hürmet edilen zamana ve mekâna girmek, saygı duymak manalarına gelir. Terim olarak ise ihram, hac veya umre yapmaya niyet eden kişinin, normal zamanlarda mübah olan fiil ve davranışları hac ve umre süresince kendi nefsine haram kılmak demektir. Hacda ihram, namazda başlama tekbiri mesabesindedir. Bilindiği gibi, namazda başlama tekbiri farzdır.
Niyet ve telbiye, ihramın rükünleridir. Bir kimse niyet etmeden ve telbiye getirmeden yalnız beyaz giysi giymekle ihrama girmiş olmaz.
Niyet, ihram giyilirken hac veya umre yapmaya karar vermekten ibarettir. Niyeti dil ile teyid etmek müstehaptır.
Telbiye ise, namazdaki başlama tekbirine denk olarak söylenilen şu sözlerdir: “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke Lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülke. Lâ şerike lek.” (Manası: Allah’ım! Davetine sözümle ve özümle koşup geldim! Emrin başımın tacı! Emret Allah’ım! Senin emrine başımı ve gönlümü koydum! Davetine tekrar tekrar icabet ettim! Senin benzerin, şerikin ve ortağın yoktur! Allah’ım, bütün varlığımla sana yöneldim! Muhakkak ki hamd de, nimet de, mülk de yalnız Sana mahsustur! Senin ortağın ve şerikin yoktur!)
Mîkat sınırında hac veya umreye niyet esnasında erkekler yün, keten veya pamuktan beyaz renkli giysi (ihramlık) giyerler. Bu giysi, birisi belden aşağıya sarılan izar, diğeri omuzlardan itibaren vücudun üst kısmını örten ridâdan ibarettir ki, hac ibadetinin başladığının alâmetidir. Kadınlar normal giysileriyle hac yaparlar. Ancak kadınların elbiselerinin de, erkeklerinki gibi beyaz olması daha efdaldir.
İbn-i Ömer (ra) bildirmiştir: Bir kimse Resûlullah’a (asm) sordu:
“İhrama giren kişi giyecek cinsinden ne giyer?”
Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm):
“Gömlekleri, başlıkları, şalvarları (pantolonları veya dikişli uzun donları), bornozları, ayağı kapatan ayakkabıları giymeyiniz. Ancak nalın bulamayan kişi, ayakkabıların üst kısımlarını kesmek şartıyla ayakkabı giyebilir” buyurdu.1
Ya’la ibn-i Ümeyye (ra) bildirmiştir: Peygamber Efendimiz (asm) Ci’râne’de iken huzuruna bir kimse geldi. Ben de Hz. Peygamber’in (asm) yanında idim. O kimsenin üzerinde vücuduna göre biçilip parçalardan dikilmiş bir cübbe vardı. Kendisi de bol koku sürünmüştü. Peygamber Efendimiz’e (asm) dedi ki:
“Ben üzerimde bu elbise bulunduğu ve vücudumda da güzel koku süründüğüm halde umre niyetiyle ihrama girdim.”
Peygamber Efendimiz (asm) ona:
“Sen hac ederken ne yapardın?” buyurdu. Adam:
“Kendimden bu elbiseleri çıkarır ve vücudumdaki bu kokuyu da yıkardım” dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm):
“Haccında yapmakta olduğun aynı şeyleri umrende de yap!”2
İhrama giren kişi için normal zamanlarda haram olmayan giyim-kuşam, cinsel hayat ve avlanmayla ilgili haramlar söz konusudur. Bu yasakların çiğnenmesi, yasağın çeşidine göre değişen şekillerde cezayı gerektirir.
İhramlı bir erkek diğer zamanlarda giyilmesi olağan olan dikişli ve örgülü biçimde gömlek, pardesü, palto, pantolon, başa örtü… vs. gibi elbiseleri bir gün süresince giyerse, bu giyime ceza olarak bir koyun veya keçi kurban etmesi kendisine vacip olur. Eğer bir günden az bir zaman içinde giyerse, bir fitre miktarı sadaka vermesi gerekir.
Dipnotlar:
1- Müslim, Hac, 1
2- Müslim, Hac, 7
AA