Prof. Dr. Osman Can yeni sistemde her şeye tek kişinin karar verebildiğini söyleyerek, eylem planının ancak “muktedirin iyi kral olmaya karar vermesiyle” hayata geçebileceğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Salı günü açıkladığı “İnsan Hakları Eylem Planı” hem siyasetçilerin hem de hukukçuların gündeminde. Prof. Dr. Osman Can cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde her şeye tek kişinin karar verebildiğini belirterek eylem planının ancak “muktedirin iyi kral olmaya karar vermesiyle” yaşama geçebileceğini söyledi. Can, “2017 yılında anayasa değişikliği yaşandı bu ülkede. Erkler birliği sistemi hayata geçirildi. Erkler tek elde ve her konuda tek bir kişi karar veriyor. Yargı-yasama-yürüme konusunda herhangi bir hukuka tabii olmaksızın, herhangi bir politik denge, denetim mekanizması olmaksızın bütün iktidar tek elde toplanmış vaziyette” dedi.
Olumlu adım atılması mümkün mü?
“Eylem planında olumlu gelişme olarak nitelendirilecek durumlarda, temel hak hürriyetle ilgili olumlu adım atılması mümkün müdür?” diye soran Can, şunları söyledi: “Şöyle mümkündür, o da muktedir, yani egemenliğin sahibi, ben tebaam için, halkım için iyi şeyler yaptım demesiyle olur. Yani iyi kral olmaya karar verdiğinde böyle olabilir, ama ertesi gün kötü kral olabilir.” Her yetkinin tek kişinin elinde olduğu sistemde, insan hak ve özgürlükleriyle ilgili düzenleme hedefinin “Tazminat fermanı ilânı” gibi bir durum olabileceğini kaydeden Can, “Yargıya talimat verir, şunları şunları yapma der, yapmaz ve insanlar bir miktar nefes almış olur, ama bu, demokrasi, özgürlük ve insan hakları ile ilgili bir durum değil, iyi kralla ilgili bir durum” görüşünü dile getirdi.
Kozmetik tedbirler
BBC Türkçe’nin haberine göre, Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yargıcı Rıza Türmen, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı sağlanamadığı sürece, eylem planındaki düzenlemelerin “kozmetik ve palyatif” kalacağı görüşünde. Türmen, “Yargı bağımsızlığını sağlayamadığınız sürece âdil yargılanmayı sağlayamazsınız. Tutuklamaya karar veren hele siyasî dâvâlarda, kimin iradesi? Ya da serbest bırakılmaya ve bırakılmamaya karar veren kimin iradesi? Hâkim iradesi mi başka bir irade mi? Yargı bağımsızlığını, hukuk devletini, kuvvetler ayrılığını sağlayamadığınız sürece getirilen düzenlemeler palyatif, kozmetik tedbirler olarak kalacaktır” dedi.