Gazeteci-yazar Ahmet Altan, tutuklanmalarıyla bir korku iklimi oluşturulmaya çalışıldığını ancak bugün gelinen noktada iktidarın korku projesinin kendileri için kâbusa dönüştüğünü belirtti.
Kardeşi Mehmet Altan ile aralarında sadece bir koridor mesafesinin bulunduğunu, ancak cezaevi süreci boyunca tek bir kez bile yan yana gelmelerinin sağlanmadığını söyleyen Altan, mektup, haberleşme ve bütün mahkûmlar için kullanılan etkinlik yasağının kendileri için sürdüğünü ifade etti. Tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’ni ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan’la görüşen Altan, 3 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası ile yargılanmasının hukuki herhangi bir dayanağının olmadığını söyledi.
Mağdurun kim olduğuna bakılmamalı
Altan, “TCK 309-310-311’nci maddelerde yer alan suçlar ancak cebir ve şiddet kullanarak işlenebilirken bir gazetecinin gazetecilik faaliyeti ile bu suçları nasıl işlemiş olacağının cevabı yok. Altan kardeşlerin tutuklanması ile bir korku iklimi yaratılmaya çalışıldı. Ancak bugün gelinen noktada iktidarın korku projesi toplum için değil, kendileri yani iktidar için büyük bir korkuya hatta kâbusa dönüştü. İç basın bizi pek gündemleştirmese de dış basın yaşadığımız tüm hukuksuzları yakından takip ediyor. Yaşadıklarımız bütün dünyaca biliniyor. Savunmalarımız bütün dillerde yayınlandı” diye konuştu. Yaşanan hukuksuzlukta fail ya da kurbanın kimliğine göre pozisyon almanın haksızlığı büyüteceğinin altını çizen Altan, “Hukuksuzluk karşısında yapılması gereken, ilkeler üzerinden hareket etmektir. Mağdurun kim olduğuna, bu hukuksuzluğu yapanın nerede durduğuna bakılmaksızın mücadele edilmelidir” dedi.