Yeni Asya Gazetesi ve Risale-i Nur Enstitüsü’nün organize ettiği “8. Risale-i Nur Gençlik Kongresi,” Ankara’da yapılan gençlik şöleniyle sona erdi. Programa Ankara’dan ve Türkiye’nin çeşitli illerinden yoğun ve coşkulu bir katılım oldu.
Yeni Asya Gazetesi ve Risale-i Nur Enstitüsü’nün organize ettiği, “Bediüzzaman Said Nursî’ye göre hukukun üstünlüğü ve adalet ekseninde din, devlet ve cemaat ilişkileri” konulu 8. Risale-i Nur Gençlik Kongresi, Ankara’da yapılan “Risale-i Nur Genç Şöleni” programıyla sona erdi.
Programa Ankara’dan ve Türkiye’nin çeşitli illerinden yoğun ve coşkulu bir katılım oldu. 6 Mayıs Cumartesi günü yapılan masa çalışmaları akabinde dün Ankara Yenimahalle Nazım Hikmet Kongre Salonu’nda Gençlik Şöleni yapıldı. Sunuculuğunu İbrahim Said Ergenekon’un yaptığı program Taner Önden’in Kur’ân tilâvetiyle başladı.
VAPURLU: BİR DÂVÂNIN GENÇLİĞİ OLMAZSA GELECEĞİ OLMAZ
Gazetemizin Yönetim Kurulu üyesi Ali Vapurlu yaptığı açış konuşmasında, “Bir dâvânın gençliği olmazsa geleceği olmaz, gençlik bizim geleceğimizin teminatıdır. Bu sebeple bu kabil programlarla hem gençliğimize sahip çıkmış oluyoruz hem de onların istidad ve kabiliyetlerinin gelişmesi için çalışıyoruz” diye konuştu.
Bediüzzaman Said Nursî’nin, hayatı boyunca; hak, adalet, meşveret, liyakat ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibaret olan, hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan, meşrûtiyet-i meşrûa anlamındaki mana-yı dindar cumhuriyeti esas alan, Asr-ı Saadeti ve sahabe mesleğini kendisine rehber edindiğine dikkat çeken Vapurlu, programın hazırlanmasında emeği geçenlere ve Türkiye’nin dört bin yanından Ankara’ya gelen misafirlere teşekkür etti.
Bediüzzaman’ın adaletin gerekliliği ve hukukun üstünlüğü ile ilgili yapmış olduğu şu gelen tesbitlerin fevkalâde ehemmiyetli olduğunu söyleyen Vapurlu, Bediüzzaman’ın “Asr-ı Saadet’teki hürriyet ve adalet ve müsavat anlayışına kat’i bir delildir ki; ‘Hazret-i Ömer, hilâfeti zamanında, adî bir Hıristiyan ile mahkemede birlikte muhakeme olundular. Hâlbuki o Hıristiyan İslâm hükûmetinin mukaddes rejimlerine, dinlerine, kanunlara muhalif iken, mahkemede onun o hâli nazara alınmaması açıkça gösterir ki; adalet müessesesi hiçbir cereyana kapılmaz, hiçbir tarafgirliğe kaymaz. Bu, din ve vicdan hürriyetinin bir ana umdesidir ki, komünist olmayan Şarkta, Garpta, bütün dünya adalet müesseselerinde câri ve hâkimdir’ ifadelerini aktardı.
ÇİMEN, BEDİÜZZAMAN’IN HAK, HUKUK VE ADALETE BAKIŞINI ANLATTI
Gençler adına Ali Said Çimen’in de yaptığı konuşmada “Bediüzzaman Said Nursî, bu kongresinin de ana konusu olan ‘cemaat’ olgusunu tarihî ve sosyolojik bir gerçeklik olarak değerlendirmektedir. Üstad Hazretleri beşerin nefs-i emmaresi olarak nitelediği yıkıcı değerleri temsil eden gruplara karşı; hak, hukuk, adalet ve hürriyet gibi Kur’ânî değerleri temsil edenlerin de şahsı maneviler oluşturmasının önemine dikkat çeker. Bediüzzaman Said Nursî, günümüz dünyasında ehl-i dalâletin insanî ve İslâmî vazifelerin ifasını engellemek için kuvvetli bir şahs-ı manevî oluşturduğunu görmüş ve “Şu zaman cemaat zamanıdır, şahıs zamanı değildir” diyerek ehl-i hakkın ittifak, ittihad, vifak ve tesanüde dayanan bir şahs-ı manevî ile hakkaniyeti muhafaza etmesi gerektiğine sıkça vurgu yapmıştır” diye konuştu.
YAŞAR: GÜÇLÜ; BİLEĞİ DEĞİL, BEYNİ GÜÇLÜ OLANLARDIR
Gazetemiz yazarlarından Sebahattin Yaşar, “Hukukun Üstünlüğü ve Adalet” konusunda bir konuşma yaptı.
“Değerlerin alt üst edildiği, mukaddesatın çiğnendiği, pek çok insanî ve İslâmî kazanımlarımızın hoyratça harcandığı bir zamanda zerre kadar korku yaşamadan, İnayet-i İlâhiyenin himayetine sığınarak, ‘Kur’ân’ı koruyan, Kur’ân’ın malı Risale-i Nuru da koruyacaktır’ inancıyla haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği âleme duyuracak derecede haykıran Yeni Asya, alkışlarla, müjdelerle önce Peygamberimiz (asm) ve sonra da bütün asır mücedditleri, arkanızda zahir ve yanınızda yoldaş olarak sizleri tebrik ediyorlar, sizi manen alkışlıyorlar” diyen Yaşar gençlere şu tavsiyelerde bulundu:
“Güçlü gençler, ekranlara hapsolanlar değil, Zübeyir Gündüzalp gibi gerektiğinde günde 14 saat Risale-i Nur’a kendini kaptıranlardır. Güçlü gençler, bileği güçlü olanlar değil, beyni güçlü olanlardır. Güçlü gençler, şahıslar etrafında değil, şahs-ı manevî etrafında birleşenlerdir. Güçlü gençler, işlerinde istişare edenlerdir. Güçlü gençler, fedakâr, sebatkâr, istikametli ve gözü hep meşverette alınan kararlarda olan; kendine değil, kafa fenerine değil, ortak akla itimat eden, Kevser havuzunun bereketine inanan ağabeylerini zeki bir muhatap olarak takip eden gençlerdir.”
“CEMAATLER, ŞUURLU BİRLİKTELİKLERDİR”
On yıllardır bu memleket insanlarına hizmet eden, binlerce imanlı gençler yetiştiren Risale-i Nur Talebelerinin hizmetlerinin sekteye uğratılmaması gerektiğinin de altını çizen Sebahattin Yaşar, “Cemaatler, şuurlu birlikteliklerdir. Her türlü bozgunculuğa karşı, zındıka ve dinsiz komitelerin tuzaklarına karşı, ailelerden sonra, maddî ve manevî bir sığınak olmuşlardır. İnsanların manevî, sivil yapılar olan cemaatlerle, yalnızlık girdabından, ilgisizlikten, sevgisizlikten, güvensizlikten kurtulduklarını söyleyebiliriz. Gönüllülük esasına dayalı olarak cemaatlerin bir şahs-ı manevî içinde yaptığı hizmetleri -dahi de olsa, hatta yüz dahi de olsa- fertlerin yapabilmeleri mümkün değildir. Devletin, diyanet ve diğer bütün kuruluşlarıyla birlikte, herhangi bir siyasî partinin arka bahçesi olmamış, sağlıklı bir yapıda, şeffaf bir şekilde iman ve Kur’ân hizmetlerini sürdüren cemaatlere yardımcı olması kendi menfaatinedir” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’Yİ DOĞRU ANLAMAK İÇİN CEMAATLERİ DOĞRU ANLAMAK GEREKİR
Türkiye’yi doğru anlayabilmek için Türkiye’nin bir gerçeği olan dinî hayatı, dinî hayatı anlamak için de cemaatleri doğru anlamak gerektiğini söyleyen Yaşar, “Bediüzzaman’ın hayat serüveni incelense, karşımıza bir Türkiye gerçeği çıkar. Bediüzzaman’ı tanımadan Türkiye’yi anlamak eksik kalacaktır. Evet, Bediüzzaman, Türkiye’nin özetidir. Sadece şu Yeni Asya Cemaati’nin tarihî serüveni bile, Türkiye’nin ne gibi badirelerden geçtiğini gösteren bir tarih arşividir” şeklinde konuştu.
GENÇLİK KONGRESİ SONUÇLARI PAYLAŞILDI
Yapılan masa çalışmaları neticesinde ortaya çıkan tesbit ve çözüm tekliflerinin de tebliğ edildiği program kapsamında, lise ve üniversite talebelerinin iki ayrı grup olarak yarıştığı Risale-i Nur bilgi yarışmasında dereceye girenlere ödülleri takdim edildi.
Programda yönetmenliğini Serdar Beykoz’un yaptığı “Zübeyir Gündüzalp” anlatıldığı tek kişilik tiyatro sergilenirken, kum gösterisi, tasavvuf musıkîsi, şiir dinletileri ve ilâhiler dinleyiciler tarafından memnuniyetl e karşılandı ve coşkuyla izlendi.
HABER: FATİH KARAGÖZ- ERHAN AKKAYA
***
Yapılan masa çalışmaları bildirilerini okumak için tıklayınız:
Genç Saidler Ankara’da buluştu: ''Cemaatler toplumun manevi kaleleridir''