Diyarbakır'da bir araya gelen çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri, İstanbul'daki patlamada şehit olanlar için gıyabi cenaze namazı kıldıktan sonra yaptıkları ortak açıklama ile "Bütün insanlık için terör dursun" çağrısı yaptı.
Diyarbakır'da faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve üyeleri, İstanbul'daki terör saldırısına şehit olan 44 kişi için gıyabi cenaze namazı kıldı.
Merkez Sur İlçesi'ndeki Ulu Camii'nde kılanan cenaze namazının ardından STK temsilcileri, caminin bahçesinde ortak basın açıklaması yaptı.
Sivil toplum kuluşları adında hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan Gönül Köprüsü Derneği Başkanı Ali Serdar Tuncer, terörün bir insanlık suçu olduğunu belirterek, terörün bir hak arama aracı olmadığını söyledi. Tuncer, şöyle konuştu:
"Bu terör saldırısında her ne kadar güvenlik güçlerimiz hedef alınmışsa da, aslında ülkemizin ve 78 milyonun birliğini ve beraberliğini hedef alan bir terör saldırısıdır. Milletimiz, terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin hep yanında olacaktır. Aziz milletimiz terör karşısında dik duruşundan taviz vermeyecek, terörü susturacak şey milletin birlik ve beraberliği olduğunu gösterecektir. Bütün insanlık için terör dursun diyoruz. Acımız büyük ama bu acıyı ülke olarak daha çok bütünleşerek ve kenetlenerek aşacağız. Ülkemizi ve bizleri, demokrasi ve hukuk yolundan çeviremeyecekler.
Bu saldırıyı gerçekleştirilenlerin amacı bizleri yıldırmak, korkutmak ise bilmeliler ki, bizler demokrasi, insan hakları, yaşam hakı için bu ülkede barış içinde, huzur içinde yaşamak için elimizden gelen mücadeleyi sonuna kadar sergilmeye devam edeceği. Düne göre bugün daha da kararlıyız. Bilinmelidir ki, terör bir insanlık suçudur ve asla hak arama aracı değildir. Hiçbir sorun terör ve şiddetle çözülemez. İnsan hayatını hiçe sayan ve bölgemize büyük zarar veren terör saldırıları bazen DEAŞ, bazen PKK, bazen TAK, bazen DHKP-C eli ile gerçekleştirilmektedir. Bizim için bunlar arasında hiçbir fark yoktur. Birçok masum insan hayatını kaybetti. Anaların yüreğine acı düştü, evlatlar yetim kaldı. Bölge ve ülke ekonomisi zarar gördü. En büyük zararı da kendi cenazelerinde 'Ne bizim hakkımızı savun ne de bizi öldür' diyen Kürtler gördü."
DHA