15 Temmuz darbe girişiminden 10 gün sonra Erzurum Barosu'na üye 7 avukat gözaltına alındı. Aralarında Baro eski Başkanı Mehmet Güzel'in de bulunduğu 4 avukat, tutuklanarak cezaevine kondu. Avukat Mehmet Güzel, Hakan Dişkeser, Şerafettin Yaşar Laloğlu ve Fatih Topal hakkında hazırlanan iddianame 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Avukatlar hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Hakan Dişkeser, "Keşke o dönem sohbetlerde örgütsel konuşmalar olsaydı da o zaman gerçekleri görüp kopsaydık" derken, Şerafettin Yaşar Lalaoğlu ise "Cumhurbaşkanı örgütü üç şekilde tanımlamıştı: 'ihanet, ticaret ve ibadet edenler' diye. Biz ibadet edenler kısmındayız" diye konuştu.
2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen ilk celseye Mehmet Güzel, Hakan Dişkeser, Şerafettin Yaşar Laloğlu Erzurum'daki H Tipi Cezaevinden getirilirken, Fatih Topal ise Van Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Hakan Dişkeser, geçen geçen Ocak ayında etkin pişmanlık yasasından faydalanmak için ifade verdiğini bildirdi. Dişkeser, dini görüşü nedeniyle faizsiz işlem yaptığı için Bank Asya'yı tercih ettitiğini bildirdi. Hakan Dişkeser, şunları söyledi:
"Avukatların imamı Hasan Aslan'dı. Hasan Aslan telefonuma vpn, viber, line programlarını yükledi. Viber'in arka planı neydi bilmiyorum. Sadece cemaatin sohbet toplantılarına katıldım, hiyerarşik yapısı içerisinde asla yer almadım. Fetullah Gülen'in kitapları sohbetleri dinletiliyor, risale kitapları okutuluyordu. 3 yıl devlet bursu ile okudum. Allah şahit devletime, milletime ihanet etmedim. Amerika'ya Mehmet Güzel, Yaşar Laloglu ile birlikte gezi amaçlı gittik. Pensilvanya programını Hasan Aslan ayarladı. Fetullah Gülen'i iki kez gördük. En büyük mağdurlardan biri benim. Kızım doğdu göremedim."
Mahkeme Başkanı Ömer Özgür Ercan, Dişkeser'e 'viber'e şifreli mi giriş yaptığını, program yüklenirken niye şüphelenmediğini sordu. Aslan'ın sim kart kullanmadığını, bu yüzden haberleşmek için internet üzerinden bu programı kullandığını söylemesi üzerine yükleme yapılmasına izin verdiğini savunan Dişkeser, "Telefonda viber görünümlüydü. Arka planda 'ByLock'mu vardı bilmiyorum. 2014 yılının Mayıs ayında yüklendi bu telefonuma. Şifre ile giriyor, görüşme yapabilmek için karşı tarafın isteği kabul etmesi gerekiyordu. Sohbetleri 2013'te Lokman Pirim, 2014'te Yıldırım, son olarak Hasan Aslan yapıyordu. Keşke o dönem sohbetlerde örgütsel konuşmalar olsaydı da o zaman gerçekleri görüp kopsaydık" diye konuştu.
AKP'den milletvekili aday adayı olduğunu anımsatan itirafçı Şerafettin Yaşar Laloğlu ise oğlu okuduğu için Amerika'ya gittiğini belirtti. Eski cumhuriyet savcısı olarak örgütün nasıl kurulacağını çok iyi bildiğini aktaran Laloğlu kendini şöyle savundu:
"Böyle bir suçlama içerisinde yer almaktan utanıyorum. Allah darbenin yanında, arkadasında, önünde bulunanların bin türlü belasını versin. Amerika'dayken Fetullah Gülen'i ziyarete gittik, istemeyerek gittim. Kim 'Gülen ile yüz yüze görüştük' derse yalan söyler. Çok kalabalık bir ortam vardı. Cumhurbaşkanı örgütü üç şekilde tanımlamıştı: 'ihanet, ticaret ve ibadet edenler' diye. Biz ibadet edenler kısmındayız. Bizler istismar edilmiş insanlarız. Gerçek suçlular kaçtı gittiler. Bizim kaçma şüphemiz yok. Onların günahını biz niye çekelim."
Mehmet Güzel de hakkında arama olduğunu öğrenince İstanbul'dan Erzurum'a gelerek havalimında teslim olduğunu belirtti. Fatih Topal ise düğün, nişan CD'lerinin suç delili sayıldığını ileri sürdü. Topal, "Oğlumun elindeki oyuncak olarak kullandığı tuşlu telefon bile alındı, içerisinde sim kart yoktu" dedi.
DHA