AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, acil ve olağanüstü durumlarda bireylerin ve kurumların hazırlık yapması gerektiğini söyledi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu, yaptığı açıklamada, afet yönetiminin afet öncesindeki risk azaltma, afet öncesi hazırlık, afet sonrası için müdahale ve iyileştirme çalışmaları şeklinde adlandırılabileceğini söyledi.
AFAD'ın yanı sıra her bir kurumun, Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Okullarım güvenli mi", Sağlık Bakanlığı'nın "Hastaneler güvenli mi", bireylerin "Oturduğum ev güvenli mi", iş yeri sahipleri ve kiracıların "Çalıştığımız dükkan güvenli mi" diye sorması gerektiğini dile getiren Güllüoğlu, "Bir afet durumu için illa bir büyük deprem, sel, yangın olması şart değil. 'Acil durumlar, olağanüstü durumlar için ne yapabilirim, böyle bir durum olduğunda ne yapmam gerekiyor?' diye hem bireylerin hem de kurumların hazırlık yapması gerekir. AFAD olarak afet öncesinde, afet sırasında ve afet sonrası için çalışmalar yürütüyoruz ama belki de en önemli faaliyetlerimizden birisi toplumu, diğer kurumları bu anlamda harekete geçirmek." diye konuştu.
AFAD'ın 6 bin personeliyle arama kurtarma teknisyenleri, yüzlerce aracı ve arama kurtarma ekipmanıyla her türlü olağanüstü duruma hazırlıklı olduğunu belirten Güllüoğlu, 1999 depreminden bugüne kadar çok büyük mesafeler katettiklerini anlattı.
AFAD'ın Kimyasal, Biyolojik, Radyasyon ve Nükleer (KBRN), göç yönetimi, afetin ve acil durumların farklı alanlarında önemli kapasite oluşturduğu bilgisini veren Güllüoğlu, "Afet yönetimi dediğimiz şeyin sadece bir kurumun tek başına altından kalkabileceği bir durum olmadığı bilinmeli. Her bir bireyin, her bir kurumun bu konuda yapması gerekenleri bilmesi, öncelikle yaşanılan şehirlerin her birinin ayrı ayrı afet riskinin anlaşılması gerekiyor. Bazı illerde heyelan ve sel riski daha fazlayken bir başka ilde deprem riski daha fazla. Vatandaşlarımızın da bunu bilerek hazırlık yapması gerekir." ifadelerini kullandı.
"Güvenli yaşam ve afet kültürünü vermemiz gerekiyor"
Güllüoğlu, AFAD olarak önemli vazifelerinden birisinin de alınabilecek tedbirleri vatandaşlara hatırlatmak olduğunu aktardı.
Afet eğitimi konusunda farklı çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Güllüoğlu, bugüne kadar milyonlarca kişinin, özellikle öğrencilerin AFAD il müdürlükleri tarafından eğitim gördüğünü anımsattı.
TÜBİTAK ile ilgili yürüttükleri çalışmaların da olduğuna değinen Güllüoğlu, "Bilim merkezlerinin içinde afet köşelerinin kurulmasıyla alakalı yürüttüğümüz çalışmalar var. Vatandaşlarımıza, özellikle çocuklara bu güvenli yaşam ve afet kültürünü vermemiz gerekiyor. Türkiye bulunduğu coğrafya sebebiyle bir afet ülkesi. Dağlık alanlarındaki heyelanları ve selleriyle yine deprem kuşağında olması sebebiyle her bir vatandaşımızın bunun farkında olması lazım." dedi.
"Hazırlıklar 'bir defa yaptım oldu bitti' denecek çalışmalar değil"
Depremin ne zaman geleceği bilinmeyen bir afet olduğunu, Türkiye'nin son yüz yıllık tarihine bakıldığında büyük depremlerin olabileceği bir ülke olduğunu dile getiren Güllüoğlu, vatandaşların bütün bunları bilerek hazır olması gerektiğini vurguladı.
Afetin öncesinde ve sonrasındaki hazırlıkların yapılmasının önemine değinen Güllüoğlu, şunları kaydetti:
"Müdahale kapasitesi anlamında 2 bine yakın arama kurtarma teknisyeni, diğer kurumların bu konudaki çalışmalarıyla tatbikatlarla Türkiye Afet Müdahale Plan ve İl Afet Müdahale Planlarıyla bu konuda hazırlığımızı hep yapıyoruz, kendimizi de güncelliyoruz. Bu konudaki hazırlıklar 'bir defa yaptım oldu bitti' denecek çalışmalar değil, kurumların kendisini yenilemesi gereken çalışmalar ancak ısrarla her fırsatta tekrarlıyorum, müdahale anlamında hazırlığımız ne olursa olsun öncesinde yapmanız gerekenleri yapmamışsanız müdahale anlamındaki hazırlıklar yetmeyecek. O nedenle binaların güvenli olması, altyapının güvenli olması, her bir kurumun güvenli olması esas unsur."
Güllüoğlu, afet öncesi ve sonrasına ilişkin kurumların ve bakanlıkların çalışmaları olduğunu belirterek, bireylerin de kendi oturdukları evleri, çalıştıkları yerleri bu anlamda sorgulamasını istedi.
AA